Bakan Bozdağ: Kentsel dönüşüm aleyhine 5 bin 753 dava açılmıştır

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "Kentsel dönüşümle ilgili hususlar Türkiye'nin maalesef iç siyasal kavgaları sebebiyle rantsal dönüşüm olarak kamuoyuna takdim edilmeye başlandı ve pek oldukça yerde yurttaşlarımızın kentsel dönüşüme destek vermemelerini sağlamak maksadıyla protestolar icra eden,...

ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "Kentsel dönüşümle ilgili hususlar Türkiye'nin maalesef iç siyasal kavgaları sebebiyle rantsal dönüşüm olarak kamuoyuna takdim edilmeye başlandı ve pek oldukça yerde yurttaşlarımızın kentsel dönüşüme destek vermemelerini sağlamak maksadıyla protestolar icra eden, vatandaşları örgütleyen, buradan bir tuğla dahi aldırmayız diyen pek oldukça siyasiyi gördük ve geçmişte kayıtlar bunu açık açık ortaya koyuyor. Adalet Bakanlığı olarak verilere baktığımızda zelzele yaşanmış olan illerimiz ve bunlara Ankara, İstanbul ve Kocaeli illerimizi de dahil ettiğimizde 2015 ile 2023 içinde oluşturulan dava sayısına baktığımızda 5 bin 753 dava kentsel dönüşüm aleyhine açılmıştır. Bunlardan 5 bin 120'si yalnız İstanbul'da açılmıştır. Kim açmıştır diye bakmış olduğunuzda oldukça net söylüyorum; CHP'nin arka bahçesi durumundaki kimi STK'lar, kimi başka başka belediyeler, kimi de başka başka şahıslar bulunduğunu görüyoruz" dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerden Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde güçlü yağmur sebebiyle hasar gören Sanayi Sitesi'ndeki esnafı ziyaret etti. Vali Ali İhsan Su ile Ergani Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Karaaslan'ın eşlik etmiş olduğu Bakan Bozdağ, araştırmaların peşinden şehir merkezine döndü. Bakan Bozdağ ve beraberindekiler daha sonrasında Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde (GAMER) değerlendirme toplantısı düzenledi. Burada konuşan Bakan Bozdağ, sel felaketinin yaralarını da hızlıca saracaklarını ifade etti. Bozdağ, "Asrın felaketinin de yaralarını sarmak için hummalı bir çabalama yürütüyoruz. Hem Diyarbakır'da hem de öteki illerde ilgili bakanlarımızın koordinatöründe emekler etkin bir şekilde yürütülmektedir. Vatandaşımızın beklentisi olan konutların kısa süre içinde yapılması ve onlara teslim edilmesi insanlarımızın güvenli, depreme dirençli ve daha iyi konutlarda, daha iyi yaşam imkanlarına kavuşturulması mevzusunda emekler süratli bir şekilde yürütülmektedir" diye konuştu.

'DİYARBAKIR HASAR TESPİT ÇALIŞMALARI TAMAMEN BİTTİ'Bakan Bozdağ, Diyarbakır'da hasar tespit çalışmalarının merkez ilçeler ve öteki ilçeler olmak suretiyle tamamen bitiğini kaydederek, "Bu kapsamda Diyarbakır'ımızda şu an itibarıyla ortalama 27 bin civarında bağımsız konut, depremden etkilenen kardeşlerimizin hizmetine sunmak için yapılması planlamakta. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve ekibinin emekleri devam etmektedir. Diyarbakır'da merkez ilçelerde olan hasar tespit çalışmalarının askıya çıkarılması için mahalle muhtarlıklarına gönderilmiştir. Bunu takip edip itirazları, var ise eğer yasal ön görülen süre içinde ilgili birimlere bildirmeleri gerekiyor. Bir taraftan muhtarlıklarda, bir taraftan da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nde olacaktır. Öte taraftan e- Devlet üstünden ulaşılacaktır" ifadelerini kullandı. 'NÜFUS KAYITLARINI BULUNDUKLARI İLLERE ALMALARINDA BÜYÜK FAYDA VAR'Depremlerin peşinden ülkenin değişik yerlerinde nüfus hareketliliği yaşandığına dikkat çeken Bakan Bozdağ, "Önümüzdeki seçimde nüfus hareketliliği yaşayan her vatandaşımızın demokratik hakları olan oylarını kullanmaları son derece önemlidir. Depremden etkilenen vatandaşlarımızın deprem dışındaki illere nüfuslarını nakletmeleri veya o illerde seçmen kaydını yaptırmaları, oy kullanmaları deprem nedeniyle hükümetimizin insanlarımıza sağladığı hak ve imkanlardan yararlanmalarına engel değildir. Vatandaşlarımız ülkemizin neresinde olursa olsun nüfuslarını oraya aktardıklarında veya seçmen kaydını yaptırdıklarında oralarda oy kullandıklarında deprem nedeniyle kendilerine sağlanan hak ve imkanlardan mahrum edilmeleri, mahrum kalmaları kesinlikle söz konusu değildir. Hak sahipliği oy kullanılan yere göre değil, deprem nedeniyle depremden etkilenen yerlere ve vatandaşlarımıza göre yasalarımız çerçevesinde tayin edilmektedir. O nedenle vatandaşlarımızın 17 Mart Cuma günü mesai saatleri bitimine kadar, yani biraz seçim kurulu mesaisi de farklı işliyor biliyorsunuz. 7/24 çalışıyor. Cuma günü saat 00.00'a kadar vatandaşlarımızın demokratik haklarını kullanmaları, katılımı en üst düzeyde sağlamaları için seçmen kaydını, seçmen olarak hakkını kullanmaları için nüfus kayıtlarını bulundukları yerlere nakletmelerinde fayda vardır. Kendileri giderek yapabilecekleri gibi e-Devlet üzerinden de bunu yapma imkanları bulunmaktadır. Ben de deprem bölgesinde yaşayıp da depremden sonra başka illere giden her bir vatandaşımıza buradan çağrıda bulunuyorum. Demokratik haklarını kullanmaları ülkemizin geleceği hakkında söz söylemeleri bakımından nüfus kayıtlarını seçmen olarak oy kullanabilecekleri şekilde bulundukları illere almalarında büyük fayda olduğunu ifade etmek isterim. Tekrar tekrar bunun herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını da huzurlarınızda ayrıca ifade etmekte fayda görüyorum" dedi.'5 BİN CİVARINDA ADLİ PERSONEL GÖNÜLLÜ OLARAK FAALİYETTE BULUNDU'Depremden sonraki süreçte adalet hizmetlerinin aksamadan yürümesi ve yürütülmesi konusunda bakanlık olarak son derece ciddi tedbirler aldıklarını aktaran Bakan Bozdağ, şunları söyledi: "Bir yandan bölgeye gönüllü pek çok hakim ve savcı gönderirken öte yandan adli personel, adli tıp uzmanı ve teknisyenleri ve bölgenin ihtiyacı olan ne varsa bütün bunlara ilişkin görevlendirmeleri süratle yaptık ve gönüllük esasına göre bunları yaptık. Şu ana kadar 813 hakim ve savcıyı gönüllülük esasıyla bölgede görevlendirdik. İhtiyaç olduğu sürece de bölgede görevlendirmeye devam edeceğiz. Şu ana kadar yaklaşık 5 bin civarında adli personel hakim ve savcılarımız da dahil, bölgede gönüllü olarak faaliyette bulundular ve bundan sonra da dediğimiz gibi ihtiyaç olması halinde ihtiyaç olan yerlere takviye yapmaya devam edeceğiz. Adli tıp uzmanlarımız, hekimlerimiz ve adli tıp teknisyenlerimiz de bölgede önemli görevlerde bulundular ve çalışmalarını onlar da etkin bir şekilde yürüttüler, halen kimliklendirme konularında çalışmalarını etkin bir şekilde yürüttüklerini buradan ifade etmek isterim. Tabi deprem bölgesinde bir yandan da adli tahkikatlar başladı. Adli tahkikatları Cumhuriyet başsavcılıklarımız resen başlattılar. Bu kapsamda delillendirme ve delil tespiti konusunda ölüm ve yaralamanın olduğu binalar tamamında delil tespiti yapıldığını ve delillendirme işlemlerinin sonlandırıldığını ifade etmek isterim. Bu kapsamda şu ana kadar Adana, Diyarbakır, Hatay, Osmaniye, Kilis, Şanlıurfa ve Elazığ olmak üzere buralarda delillendirme işlemlerinin tamamının bittiğini ifade etmek isterim. Ayrıca depremin etkilediği 16 ilçede de delillendirme işlemlerinin tamamlandığını ifade etmek isterim. Şu ana kadar toplam 9 bin 435 binanın bilirkişi incelemesi yapılmış ve bunlarla ilgili gerekli usul hukuku çerçevesinde gerekli adli süreçler tamamlanmıştır. Öte yandan adli soruşturmaların da demin söyledim. Resen başlatıldı ve bugüne kadar 1219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldığını görüyoruz. Bunlardan 284 şüphelinin tutuklandığını, 416 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiğini, 260 şüpheli hakkında çıkarılmış yakalama kararı bulunduğunu, şu anda gözaltı kararı verilmiş 95 şüpheli olduğunu, yurt dışında 4 şüphelinin bulunduğunu, 53 şüphelinin vefat ettiğini görüyoruz. Bu tutuklu olanların durumuna baktığımızda ise 102'sinin müteahhit, 151'inin yapı sorumlusu, 13'ünün yapı sahibi, 18'inin de binada değişiklik yapan kişiler olduğunu görüyoruz."'RANTSAL DÖNÜŞÜM OLARAK KAMUOYUNA TAKDİM EDİLMEYE BAŞLANDI'Deprem nedeniyle Türkiye'de en çok konuşulan hususların başında kentsel dönüşüme ilişkin yargılama süreçleri ve açılan davalar ile kentsel dönüşümde maalesef dönüştürülemeyen konutlar konusu olduğuna dikkat çeken Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bildiğiniz gibi kentsel dönüşüm Türkiye'nin gündemine hükümetlerimiz tarafından sokulmuş, 2012 yılında müstakil bir kanun da çıkarılmıştır. O kanunu vaktiyle Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ama daha sonraki süreçlerde de maalesef kentsel dönüşümü itibarsızlaştırmak, vatandaşlarımızın kentsel dönüşüme destek vermesini azaltmak veya destek vermemesini sağlamak maksadıyla kentsel dönüşüm hakkında asılsız pek çok yalan, pek çok bilgi kamuoyuna aktarıldı. Bundan etkilenen insanlarımız da oldu ve bu nedenle kentsel dönüşümle ilgili hususlar Türkiye'nin maalesef iç siyasi kavgaları nedeniyle rantsal dönüşüm olarak kamuoyuna takdim edilmeye başlandı ve pek çok yerde vatandaşlarımızın kentsel dönüşüne destek vermemelerini sağlamak maksadıyla protestolar yapan vatandaşları örgütleyen buradan bir tuğla dahi aldırmayız diyen pek çok siyasiyi gördük ve geçmişte kayıtlar bunu açık açık ortaya koyuyor. Adalet Bakanlığı olarak verilere baktığımızda deprem yaşanan illerimiz ve bunlara Ankara, İstanbul ve Kocaeli illerimizi de dahil ettiğimizde 2015 ile 2023 arasında açılan dava sayısına baktığımızda 5 bin 753 dava kentsel dönüşüm aleyhine açılmıştır. Sadece dediğimiz deprem yaşanan illerimiz ve buna ilave Ankara ve İstanbul, Kocaeli illerimizde. Bunlardan 5 bin 120'si sadece İstanbul'da açılmıştır. Kim açmıştır diye baktığınızda çok net söylüyorum; CHP'nin arka bahçesi durumundaki kimi STK'lar, kimi başka başka belediyeler, kimi de başka başka şahıslar olduğunu görüyoruz. Ama kentsel dönüşümün Türkiye'nin hayrına olduğunu hepimiz biliyoruz. Yaşanan bu felaketler bize gösterdi ki; Türkiye konut stokunu yenilemedikçe bu risk sürekli Türkiye'nin önünde durmaktadır. Onun için bizim İstanbul'umuz başta olmak üzere konut stokumuzu yenilemek için Cumhurbaşkanımızın her defasında adeta yalvarırcasına vatandaştan destek istediğini gördük ve görüyoruz da. Bundan sonra da biz kentsel dönüşümü başarılı bir şekilde yürütmek ve yönetmek için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz ama kentsel dönüşüm kanununu mahkemeye taşıyanlar, her kentsel dönüşüm kararını rantsal dönüşüm diye takdim edenler vatandaşları kentsel dönüşüm aleyhine kışkırtanlar, yalan yanlış bilgiler yayarak kentsel dönüşümü engellemeye çalışanlar ve bu konuları her daim mahkemeye taşıyanlara buradan bir kez daha Adalet Bakanı olarak sesleniyorum; lütfen elinizi vicdanınıza koyun. Türkiye'nin bu dönüşümüne engel olacak yollara tevessül etmeyin. Milletin hayrına, milletin yararına, menfaatine olan işlere takoz koymak için yarışa girmeyin."


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.