Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Türkiye artık boyun eğen, fason olarak gölgede kalan, küresel pazarda el pençe divan duran bir ülke değildir. Yerli ve milli kaynaklarıyla dünya pazarında güç sahibi, marka şehirleriyle yeni bir çağı açan, söz sahibi bir ülkedir" dedi.
Kurum, Konya Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın da katılımıyla düzenlenen Emlak Konut Asansör Fabrikası'nın açılış töreninde, Türkiye'nin ilk yerli ve milli asansör fabrikası olan Emlak Konut Asansör Fabrikası'nın (EKA) Konya'da açıldığını dile getirdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile inşa edilen EKA hakkında bilgi veren Kurum, "Fabrikamız, tamamen sıfır atık uyumlu, çevre ve iklim dostu. Aynı zamanda kendi enerjisini üretiyor. Yani Türkiye'deki 'çevre dostu fabrikaların' en güzel örneği, işte hemen yanı başımızda. Fabrikamız inşallah önümüzdeki birkaç yıl içerisinde, yüzde 75 olan yerli ve millilik oranını yüzde 100'e çıkaracak, dünyanın lider 7 asansör firması arasına girecek, onlarla dişe diş bir rekabetle adını ilk sıralara altın harflerle yazdıracak." diye konuştu.
Kurum, fabrikanın ilk yıl 155 kişiyi istihdam edeceğini belirterek, "Üretimin yanı sıra montaj ve servis bakım hizmetleriyle bu sayıyı her geçen gün daha da artıracaktır. İlk hedefimiz, 2024 yılı sonuna kadar 5 bin, sonrasında ise minimum 15 bin vatandaşımıza, Konyalı kardeşimize istihdam sağlamak. İşte bu noktada buradan bir müjde vermek istiyorum. Fabrikamızda çalışanların yüzde 20'si gençlerimizden oluşacak. İnşallah başta Konyalı gençlerimiz bu fabrikada, ekonomimize katma değer oluşturacak, ülkemizin istikbaline yön verecek" ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin menfaatlerinin karşısına dikilen köhnemiş bir zihniyet var"
Kurum, çevre ve şehircilik yatırımlarından koruma ve restorasyon projelerine, sanayi ve üretim alanlarından kentsel dönüşüm projelerine kadar her alanda eser yaptıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye artık boyun eğen, fason olarak gölgede kalan, küresel pazarda el pençe divan duran bir ülke değildir. Yerli ve milli kaynaklarıyla dünya pazarında güç sahibi, marka şehirleriyle yeni bir çağı açan, söz sahibi bir ülkedir. Böylesine gurur veren bir manzarada hiçbir katkısı olmadığı gibi muhalif olan parazit zihniyetler var. Biz afetlerde zaman kaybetmeden konutlarımızı inşa ederken, 'Ne bu acele?' diyenler var. Millet bahçelerimizi sizlere armağan ederken, karşımıza geçen, yeşil düşmanı sözde çevreciler, maskeli doğaseverler var. Biz savunma sanayimizde adeta devrim yaparken, her seferinde Türkiye'nin menfaatlerinin karşısına dikilen köhnemiş bir zihniyet var. Biz eserlerimizi siyaset üstü görüp bu milletin istikbaline, bu milletin evlatlarına yatırım yaparken, makamlarını siyasi bir aşama olarak görüp ikbal kavgasına düşenler var. Kendilerine, 'Siz ne yaptınız bu millet için?' diye sorsak, dilleri tutuluyor." (AA)