Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bartın'ın Amasra ilçesinde maden ocağındaki patlamanın ardından bakanlık rehber öğretmenleri ve psikolojik danışmanlarının bölgeye gittiğini belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak, 41 şehidimizin tüm evlatlarının eğitimlerini bugün itibarıyla üstlenmiş bulunuyoruz. O yavrularımızın tüm eğitim masraflarını biz karşılayacağız" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MEB Şura Salonu'nda "İmam Hatip Okulları Başarılı Örnekler Sergisi ve Ödül Töreni'ne katıldı. Ankara Valisi Vasip Şahin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Din Öğretimi Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, AK Parti Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta ile imam hatip okullarında eğitim alan birçok öğrenci ve öğretmen de programa katıldı.
Bakan Özer, Bartın'ın Amasra ilçesinde maden ocağındaki patlamada hayatını kaybeden işçilere Allah'tan rahmet dileyerek, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu süreçte ilk andan itibaren tüm ekibimiz oradaydı. Yaraları sarmak için kalanların konaklama imkanlarına destek olmak için tüm okullarımızı, yurtlarımızı açtık ve sürekli sıcak yemek çıkardık. Bakanlığımızdaki tüm rehber öğretmenler, psikolojik danışmanlar hemen sahaya gitti; öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize, okuldaki diğer öğrencilerimize de psikolojik olarak destek olmak için. Milli Eğitim Bakanlığı olarak, 41 şehidimizin tüm evlatlarının eğitimlerini, bugün itibarıyla üstlenmiş bulunuyoruz. O yavrularımızın tüm eğitim masraflarını biz karşılayacağız. Burslar vereceğiz; tüm okul, kırtasiye masraflarını biz karşılayarak, onları yalnız bırakmayacağız" diye konuştu.
'HAYAT BULMAMASI İÇİN ENTRİKALAR YAŞANDI'
İmam hatip okullarının tarihiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Özer, eğitim sisteminde en çok mağdur edilen okulların başında imam hatip, arkasından da meslek liselerinin geldiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Bu iki okula, özellikle imam hatip lisesine inanılmaz müdahalelerle, hayat bulmaması için entrikalar yaşandı bu ülkede. O günlerdeki çabalara, emeklere baktığımız zaman şunu düşünüyorsunuz; bu insanlar neden bu kadar eziyete uğradı? Onların talep ettikleri şey, sadece normal eğitimin yanında dini eğitim veren okulların da eğitim sisteminde olmasıydı. Bu talep neden sürekli ertelendi, neden korkuluyordu ve korkulan şey neydi? Bir ülke kendi çocuklarının, başörtüsüyle eğitimle buluşmasının önüne başörtüsü ve kılık kıyafet engeli çıkartıyor. Yükseköğretim kurumlarının önünde acı hikayeler ortaya çıkıyor. Polisle, kadınlarımız ve kızlarımızın karşı karşıya getirilmesi, anayasal hak olan eğitim hakkından mahrum bırakılmaları... O günlerden sonra imam hatip okullarımız öğrenci bulamaz hale geldi. Kendisini imam hatip davasına adamış olan yiğit insanlar, öğrenci bulabilmek için köy köy gezmeye başladı. Bunlar çok kolay unutuluyor."