Bakan Mahmut Özer: Öğretmenlerimizin yüzde 97’si başöğretmen ve uzman öğretmen oldu

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yardımcıları ve 81 ilin milli eğitim müdürleri ile Diyarbakır'da yapılan "Temel Eğitimde 10 Bin Okul Projesi" etkinliğine katıldı.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun 60 yıllık özlem olduğuna dikkat çekerek, "Troller devreye girdi, siyasi liderler "sınava girmeyin" diye boykot çağrısı yaptı. Sınavın, öğretmenin itibarıyla ilişkilendirilmesiyle ilgili akıllara ziyan yaklaşımlar yapıldı. Danıştay'a ve Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. O süreç devam ederken o güzel ve yüreği büyük olan öğretmenlerimizden, şartları sağlayanların yüzde 95'i sürece başvurdu. Yüzde 99'u eğitimlerini tamamladı. Öğretmenlerimizin yüzde 97'si başöğretmen ve uzman öğretmen oldu" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yardımcıları ve 81 ilin milli eğitim müdürleri ile Diyarbakır'da yapılan "Temel Eğitimde 10 Bin Okul Projesi" etkinliğine katıldı. Yenişehir ilçesinde bulunan Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde yapılan programa Bakan Özer'e Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali İhsan Su, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker de eşlik etti. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. "Özel Sesler Korosu" ve öğretmenlerin dinletisinin ardından okullarda yapılan çalışmaların yer aldığı sinevizyon gösterisi yapıldı.

'İLK KEZ 3600 HAKKI ÖĞRETMENLERE VERİLDİ BU ÜLKEDE'

Bakan Özer, burada yaptığı konuşmada, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun 60 yıllık özlem olduğuna vurgu yaparak, "Tüm eğitim platformlarında öğretmene has bir kanunun olması dile getirilmiş. Allah'a şükür o da bize nasip oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diğer konularda nasıl destek verdiyse Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılmasında da her zaman yanımızda oldu, zorlu süreçlerde bizi destekledi. Kendisine minnettarım. 14 Şubat 2022'de 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu yayınlandı. İlk kez 3600 hakkı öğretmenlere verildi bu ülkede. İlk kez bir meslek grubuna dahil bir kanun ortaya konuldu. Bu öğretmenlerdir. Ama öğretmenlerin bu mutluluğu yaşamasına imkan vermediler. Troller devreye girdi, siyasi liderler boykot çağrısı yaptı "sınava girmeyin" diye. Sınavın öğretmenin itibarıyla ilişkilendirilmesiyle ilgili akıllara ziyan yaklaşımlar yapıldı. Danıştay'a ve Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. 3-4 ay troller devreye girdi. O süreç devam ederken o güzel ve yüreği büyük olan öğretmenlerimizden, şartları sağlayanların yüzde 95'i sürece başvurdu. Öğretmenlerimizin yüzde 99'u eğitimlerini tamamladı. Sınav artık yoğunlaşınca horlatlıklar daha fazla artmaya başladı. Eylem çağrıları, 1 Kasım'da, 2 Kasım'da eylem yapanlar oldu. Hatta sınav haftası "Sorular çalındı, elden ele dolaşıyor" diye iftira atanlar oldu. Sonuç ne oldu? Yüzde 99 öğretmenimiz sınava girdi. 24 Kasım'da da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonuçları paylaştı. Öğretmenlerimizin yüzde 97'si başöğretmen ve uzman öğretmen oldu. Öğretmenlerimiz bir kez daha öğretmenlik yaptı. O siyasi liderlere ve manipülatörlerin hepsine bir kez daha ders verdi. Öğretmenler dedi ki; "Biz size itibar etmiyoruz, güvenmiyoruz. Çünkü siz boykot çağrısı yaptığınız halde sınava girenlersiniz. Sizde samimiyet yok'. Yüzde 99'u sınava girdi. Bu neyi gösterdi; öğretmenimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hükümete ve Milli Eğitim Bakanlığı'na güveniyor. Tüm öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum" diye konuştu.

'AMAÇLARI, ÖĞRETMENLERİMİZİN BU HAKTAN YARARLANMASINI ENGELLEMEKTİ'

O süreçte tüm o manipülasyonları yapanların tek bir amacı olduğunu ifade eden Bakan Özer, şunları söyledi;

"O da, öğretmenlerimizin bu haktan yararlanmasını engellemekti. Öğretmenlerimizin kişisel gelişimleriyle ilgili açılacak kapıları kapatmaktı. O sürece baktığım zaman şunu görüyorum; Bizim oralarda bir söz vardır "Utanılacak bir şey yapıldığı zaman utanmazlar utanmazsa, utanmaması gerekenler utanır'. Ben utanç duydum. O utanmazlar adına utanç duydum. Bu zamana kadar nasıl öğretmenimizin yanındaysak bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğiz. Bizden daha fazla öğretmeni düşünen ne bakanlık olabilir ne de hükümet olabilir. Eğitimin kalitesinden bahsedenler sadece belli bir kesimin eğitime erişmesini istiyor. Amaç bu halkın çocuklarının da eğitiminin engellemesidir. İşte başörtüsü yasağının nedeni de odur. Madem beşeri sermaye bu ülkenin en önemli kaynağıysa neden 70 yıl bekledi beşeri sermaye eğitimle buluşmak için. Şu anda 1,2 milyon öğretmen, 19 milyon 150 bin öğrenci var. Devasa bir eğitim sistemimiz var."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.