İstanbul'da gerçekleşen "3. Değer Zirvesi ve Türkiye'ye Değer Katan Markalar Ödül Töreni'nde konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Hedefimiz bireyden aileye, aileden topluma uzanan tüm süreçlerde tüm vatandaşlarımızı koruyabilmekti. Bu süreç zarfında vatandaşlarımıza doğrudan aktardığımız kaynağın toplam miktarı 57 milyar lirayı aşmış durumda" dedi.
Bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Değer Zirvesi ve Türkiye'ye Değer Katan Markalar Ödül Töreni, Beşiktaş'ta bir otelde gerçekleşti. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanı sıra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Değer Zirvesi Komite Başkanı Pınar Erez ve iş dünyasından çok sayıda isim de katıldı. Bu yılki törende, Türkiye'ye değer katan 12 marka ödüllendirildi.
Prof. Dr. Murat Dilmener adına çocuklarına ödül verildi
Öte yandan törende, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin duayen öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Dilmener adına da ödül verildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un takdim ettiği "İnsanlığa Değer Katanlar Ödülü'nü, Prof. Dr. Dilmener'in kızı Fulya Dilmener Gençoğlu ve oğlu Taner Caner Dilmener babaları adına teslim aldı.
"Vatandaşlarımıza doğrudan aktardığımız kaynağın toplam miktarı 57 milyar lirayı aşmış durumda"
"Son 19 yılda hayata geçirdiğimiz tüm politikalarda insan odaklı, insanı merkezi alan bir yaklaşımla hareket ettik" diyen Selçuk, şunları söyledi:
"Bakanlık olarak da hedefimiz her daim insana değer, aileye değer ve Türkiye değer oldu. Özellikle geçirdiğimiz son 1 yılda insan odaklı hizmetlerin bir kez daha önemini anladık. Bir sağlık krizi olan salgın, sadece sağlık sistemini değil, ayrıca sosyal hayatı ve çalışma hayatını da derinden etkiledi. Özellikle bu dönemde en ön safta özveri ile çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza, sosyal hizmet çalışanlarımıza, sosyal hizmet uzmanlarımıza da teşekkür ediyorum. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabbimden tüm hastalarımıza şifa vermesini de niyaz ediyorum. Salgın tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal yaşamı ve çalışma hayatını etkiledi. Salgının olumsuz etkilerini azaltmak ve vatandaşları korumak için sivil toplum kuruluşlarıyla, sendikalarla, iş dünyasıyla sürekli istişareler halinde bulunduk. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde birçok tedbir ve uygulamalarla maddi ve manevi tüm kaynakları da seferber ederek değerleri, insanı korumayı hedefledik. Bakanlık olarak, bu dönemde "Sosyal Koruma Kalkanı'nı harekete geçirdik. Sosyal Koruma Kalkanı altında da hem çalışma hayatına yönelik yani buradaki bütün markalarımızı, girişimcilerimizi korumaya yönelik uygulamalar başlattık. Onun haricinde sosyal güvenlikte, sosyal yardımlarda, sosyal hizmetlerde de birçok tedbirler başlattık. Hedefimiz bireyden aileye, aileden topluma uzanan tüm süreçlerde tüm vatandaşlarımızı koruyabilmekti. Bu süreç zarfında vatandaşlarımıza doğrudan aktardığımız kaynağın toplam miktarı da 57 milyar lirayı aşmış durumda. Salgın bize aynı zamanda Türkiye'nin altyapısının, 18 yılda yaptığımız bütün yatırımların, aynı zamanda Genel Sağlık Sigortacılığı Sistemimizin, Sosyal Güvenlik Sistemimizin de dolayısıyla kamu kurum ve kuruluşlarımıza yaptığımız bütün yatırımların ve girişimlerin de bir değer olduğunu bir kez daha ispat etti. E-devlet üzerinde Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da çok değerli emekleri oldu. E-devlet sistemindeki uygulamaların, vatandaşlarımızın salgın döneminde daha hızlı ulaşması noktasında da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük."
"Bakım hizmetleri konusunda da dünya sağlık örgütü'nün örnek gösterdiği ülkelerden biri olduk"
Türkiye çapında bin 3 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bulunduğunu ifade eden Selçuk, bu vakıflar kanalıyla da pandemi döneminde bütün ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaşmaya çalıştıklarını kaydetti. Selçuk, "Sosyal hizmetler alanında kadınlar, çocuklar, engelliler ve yaşlılar başta olmak üzere herkesi korumayı hedefledik. Bizim en büyük değerlerimizden biri de yaşlılarımızı koruyabilmemizdi. Pandemi döneminde bunu da gördük ki, diğer bütün çoğu ülkelerde vefatların maalesef birçoğu huzurevlerinde gerçekleşirken, biz büyüklerimizi koruduğumuz için onların dualarını daha uzun süre alabilmemiz için, büyüklerimizin başımızda olmasını da bir değer olarak gördüğümüz için, onları huzurevlerimizde korumak için var gücümüzle çalıştık. Bakım hizmetleri konusunda da Dünya Sağlık Örgütü'nün örnek gösterdiği ülkelerden biri olduk. Dolayısıyla sadece maddi kaynaklar, maddi değerler, firmalar değil aynı zamanda Türkiye insani değerleriyle sosyal girişimciliğiyle yani sosyal alanda verdiği değerlerle de örnek bir ülke olmaya aday. Örnek bir ülke olarak gelecek kuşaklara da çok güzel bir rol model olmaya devam ediyor" diye konuştu.
"Biz artık kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli planlar yapan bir ülkeyiz"
Pandemi döneminde kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, fesih kısıtı ile hem işvereni hem de çalışanları korumak istediklerini aktaran Selçuk, şöyle devam etti:
"Sürekli çalışmayı, çabalamayı, üretmeyi, yenilenmeyi, değişimi dönüşümü de gerektirmekte. Türkiye'nin son 19 yılda başarı hikayesinin sırrı da işte burada. Türkiye artık attığı her adımı, ürettiği her hizmet ve ürünü bir değere dönüştürme kapasitesine sahip. Böylece biz artık kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli planlar yapan bir ülkeyiz. Dolayısıyla burada her biriniz bir değersiniz hepimiz için. Hepsi ülkemiz için bir değer. Hepsinden öte insanımız, insan kaynağımız bizim için bir değer. İnanıyoruz ki, bu değerleri hep beraber daha üst noktalara taşıyacağız. Hep bakanlık olarak diyoruz "İnsana değer, aileye değer, Türkiye'mize değer."