Pehlivan cezaevi jargonunda öğrendiği bazı sözleri şu şekilde sıraladı...
Kafa: Açık cezaevindeki ankesörlü telefon kuyruğunda sıranın başındaki kişi.
28’lik: Süreli hapis kararlarında maksimum yatılan 28 yılla cezalandırılan mahkûm.
Ortalık 56: Ortalığın karışması ve kaos olması. 1956 senesinde yapılan ve bol gürültülü olmasıyla bilinen motorlara atfedilir.
Meydancı: Koğuşun temizlik, bulaşık gibi günlük işlerinden sorumlu mahkûmu. Karşılığında günde bir paket sigara verilir.
Gececi: Koğuşta herkes uyuduktan sonra nöbet tutan mahkûm. Olası sorunlara karşı ilk müdahaleyi yapar.
Mümessil: Koğuşun idaresinden sorumlu olan mahkûm.
Sinyalci: Mahkûmdan devamlı bir şeyler isteyen kişi.
İşveren: İspiyonculuk yapan kişi.
Ameliyat etmek: Zengin bir mahkûmun varlığından yararlanmak.
Fitili sağlam olmak: Cezaevinde gereksinim duyulan malzemeleri saklamak, biriktirmek.
Trafik yapmak: Cezaevi içinde malzeme alışverişinde bulunmak.
Yer değişiklik yapmak: Cezaevi içinde hırsızlık olayının olması.
Havalandırma yapılması: Görevlilerin koğuş içinde detaylı arama yapması.
Koğuşun patlaması: Koğuş içindeki mahkûmların başka koğuşlara dağıtılması.
Kapıya vermek: Bir mahkûmun başka koğuşa gönderilmesini sağlamak.
Paket Olmak: Başka cezaevine gönderilmek.
Tek tekte olmak: Tek kişilik hücrede kalmak.
Terso yatmak: İhtiyaçlarını karşılayacak parası olmadan hapis yatmak.
Takla atmak: Görevli memura yalakalık yapmak.
Volta olmak: Dışarıda firari bir şekilde yaşamak.
Deli voltası/Bayrampaşa voltası: Kalabalık cezaevlerindeki avlularda yapılan, mahkûmların arka arkaya dizilerek attığı volta biçimi.
Kapı altına dikkat: Mahkûmun tahliye olmasını engelleyen, unuttuğu bir suç dosyasına dair uyarı.
Şampiyonlar Ligi: Kabadayıların ve ünlü mahkûmların hapis yattığı yer.