Halimiz ahvalimiz şöyle:
Bir silahlı suç örgütü var.
O suç örgütü hakkında daha önceki dosyalar kapatılmış.
Dosyaları kapatan savcıların amiri olan Ankara’daki başsavcı, o suç örgütünden villa ve araba almakla suçlanmış.
O başsavcı bunu yalanlamış, ilgili haberleri sildirmiş ama o suç örgütü lideriyle görüştüğünü kabul etmiş.
Yıllar sonra o suç örgütünü yargılayan aynı Ankara Adliyesi’nin başka yargı mensupları, dava dosyasına MASAK raporu koymuş.
MASAK raporunda, bir kamu bankasının o suç örgütüne yarım milyar lira kredi verdiği yazıyormuş.
Suç örgütü liderinin kapatılan suç dosyaları da o raporda yer bulmuş.
Devletin kendi raporunu kaynak göstererek yazan o habere de yayın yasağı gelmiş.
O yasak kararında, silahlı suç örgütüne halkın cebinden para verilmesini belgeleyen haberin, o bankanın "kişilik haklarını ihlal ettiği" söylenmiş.
Bunu söyleyen hâkim İstanbul’da görev yapıyormuş.
O İstanbul’un önceki başsavcısı ise o hâkimin istenilen yasak kararlarını vermesi için baskı gördüğünü bir süre önce ihbar etmiş.
Baskıyı yapan da İstanbul’un Adalet Komisyonu başkanı imiş.
O ihbarı alıp, savcıları ve hâkimleri soruşturacak olan kişilerin de İzmir’deki Adalet Komisyonu başkanının silah cephaneliğinin önünde fotoğrafları çıkmış.
Kafanız mı karıştı? Karışsın. Öyle ya, eksiği çok ama yalanı yok.
Okumuşsunuzdur; Ayhan Bora Kaplan dosyasına giren MASAK raporunu yazan Timur Soykan’ın haberine yayın yasağı geldi. İşte dava dosyasındaki o raporda yazanlardan biri de Kaplan’ın suç kaydıydı. MASAK uzmanı, Kaplan’ın hangi dosyalarının kapatıldığını UYAP’tan aldığı bilgilerle teker teker listelemiş.
O listede yer alan soruşturmalardan biri de "2019/131411" numaralı dosya. Rapora göre suçlama ise "uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etme". Peki, nasıl olmuş da kapatılmış o soruşturma?
İSİM İSİM İHBARA RAĞMEN...
Masamdaki iki sayfalık "kovuşturmaya yer olmadığına dair karara" bakıyorum. Soruşturma sadece uyuşturucudan değil, suç örgütünden de açılmış...
Şöyle ki...
Tekirdağ Cezaevi’nde hapis yatan T.A. adlı biri var. Ankara’da faaliyet gösteren suç örgütlerine ilişkin ifade vermek istiyor. İhbar dilekçesinden sonra cezaevinde ifadesi alınıyor. Tutanakta T.A’nın ifadesi şöyle özetleniyor:
"Ökkeş ve Kırıklar olarak bilinen örgütlere ilişkin bilgilerinin olduğu, Altındağ bölgesinde uyuşturucu ve silah işi yaptıklarını...
Bu örgütler dışında Varişler diye bilinen, soyadları Variş olan bir örgüt daha olduğunu, bunların da uyuşturucu ve silah işi yaptığını...
Dilekçesinde belirtilen diğer bir örgütün Kadir İnan isimli bir grubun olduğunu, bunların da uyuşturucu ve kadın işi yaptıklarını, Hıdırlıktepe’de faaliyet gösterdiklerini...
Dilekçesinde belirtilen B.K. dediği kişinin Bora Kaplan, S.G. baş harflerini belirttiği kişinin Sabahattin Genç, Ö.G. diye belirttiği kişinin Sabahattin’in kardeşi Ökkeş Genç, F.S. olarak belirttiği kişinin Ferhat Sönmez isimli kişi olduğunu…
Kürt Cemal isimli birini duyduğunu, Ankara’da eroin dağıttığını beyan etti."
İhbarcı T.A., "Altındağ ilçesinde yetişmiş biri olarak çalışma sistemlerini biliyorum" diye de ekliyor.
Yani, bundan beş yıl önce, Ayhan Bora Kaplan ile yapılan bir "suç örgütü" ihbarından bahsediyorum.
Sonuç ne mi oluyor?
Savcılığın takipsizlik kararından özetliyorum:
"Tüm iddialar ve kişilerle ilgili olarak evrak içerlerinde somut bilgi olmamasına rağmen yapılan istihbari ve sokak çalışmalarında halihazırda herhangi bir somut veri bulunmadı."
Ve:
"Şüpheliler açısından iddia olunan suçlarla ilgili olarak soruşturma yürütülmüş, ihbar edenin 2006 yılından beri ceza infaz kurumunda bulunup, herhangi bir bilgi vermeksizin atılı suçları işlediğini belirterek ihbar ettiği kişiler ile ilgili soyut anlatım dışında hali hazırda atılı suçların işlendiğine ilişkin kamu davasının ikamesini gerektirir nitelikte delil bulunmadığı anlaşıldı."
Sözün özü: Ayhan Bora Kaplan’ın birinci şüpheli olduğu dosya 4 Kasım 2019’da kapatılıyor.
Peki, o dönemde bu soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı koltuğunda kim oturuyor?
Şimdi Ayhan Bora Kaplan’la ilişkisi olmakla suçlanan Yüksel Kocaman!
Sahi... Polisin ve savcının beş yıl önce bulamadığı suçlar bugün nasıl bulunabiliyor da MASAK raporuna girebiliyor? Siz yoksa suç örgütünün sadece silahı mı var sanıyorsunuz?