Dünyada 195 ülke var. Her ülkede on binlerce organizasyon var. Yani tüm dünyada on milyonlarca kuruluş var. Bu ansiklopedik bilgiyi aklımızda tutarak devam edelim...
"Diyanet İşleri başkanı Togg’a dua etti ama makam aracı olarak Audi’yi seçti."
Kuşku yok ki dünyada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkarlarıyla uyuşmayan birçok yabancı ülke ve kuruluş vardır. Madem öyle bu bilgiyi yazmanız, paylaşmanız ve hatta hiçbirini yapmadan araştırmanız bile yedi yıl hapisle cezalandırılmanıza neden olabilir.
"Kırmızı bültenle aranan uyuşturucu baronu İstanbul’da yakalandı."
Kuşku yok ki dünyada Türkiye’nin narkodevlet gibi algılanmasını isteyen ülkeler ve organizasyonlar vardır. Madem öyle bu bilgiyi yazmanız, paylaşmanız ve hatta hiçbirini yapmadan araştırmanız bile yedi yıl hapisle cezalandırılmanıza neden olabilir.
"Alman turist Türkiye’de tecavüze uğradı."
Kuşku yok ki Türkiye’nin yabancı turistlerin gözde bir ülkesi olmasını istemeyen onlarca ülke ve yabancı seyahat acentası vardır. Madem öyle bu bilgiyi yazmanız, paylaşmanız ve hatta hiçbirini yapmadan araştırmanız bile yedi yıl hapisle cezalandırılmanıza neden olabilir.
"Köprü ve otoyollar için yapılan garanti ödeme tutarı 23.7 milyar TL’ye ulaştı."
Kuşku yok ki Türkiye’deki altyapılarda imzası bulunan müteahhitlerin tüm dünyada rakibi olan yabancı şirketler vardır. Hatta o yabancı şirketler Türkiye’de bu kadar köprü ve otoyol yapılmasını bile istemeyebilir. Madem öyle bu bilgiyi yazmanız, paylaşmanız ve hatta hiçbirini yapmadan araştırmanız bile yedi yıl hapisle cezalandırılmanıza neden olabilir.
Daha da ileri gideyim mi?
"Türkiye Wushu Federasyonu’nda skandal: Babası başkan, annesi hakem, kendisi şampiyon."
Türkiye Wushu Federasyonu, hakkında çıkan haberlerle ilgili şu açıklamayı yapmıştı: "Sizin maksadınızı ve amacınızı biliyoruz. Derdiniz başörtüsü! Amaç, meşru seçilmiş iktidarları gayri meşru yöntemlerle, darbelerle devirip kendi menfaat imparatorluklarınızı dünya Siyonizmiyle işbirliği yaparak kurmaktır." Madem öyle bu bilgiyi yazmanız, paylaşmanız ve hatta hiçbirini yapmadan araştırmanız bile yedi yıl hapisle cezalandırılmanıza neden olabilir.
'MUĞLAK' TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?
Yüzlerce örnek verebilir, sayfalarca yazabilir, sizi daha da korkutabilirim. Uzatmama gerek yok ama korkmanıza gerek var.
Bakın, 9. yargı paketinin taslağı ortaya çıktı. Meclis tatile girmeden de yasalaşacak. İşte o taslağa göre; Türk Ceza Kanunu’ndaki "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" bölümüne yeni bir suç tanımı girecek. Buna göre; devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda gerçekleştirilen fiiller cezalandırılmaya neden olacak.
Peki, neymiş "devletin iç veya dış siyasal yararları?" Yine taslaktan okuyorum:
"İktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer yararlar da devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir."
Dahası...
Bu "yararlarımızın" aleyhine yabancı bir devletin ya da yabancı bir organizasyonun talimatını geçtim, onların bilmeden de olsa çıkarları doğrultusunda ne yaparsanız yapın, suç işliyor gibi yargılanacaksınız. Bu suçun da bedeli yedi yıla kadar hapis olacak.
Bitmedi...
Eğer bu suçu savaş sırasında işlemiş veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakacak şekilde yapmışsanız, 12 yıla kadar hapis cezası sizi bekliyor.
Yani... Yanisi şu:
Her şeyi içine sıkıştırabileceğiniz muğlak bir yarar listesi...
Her şeyin yabancı bir organizasyonun çıkarı olabileceği ihtimali...
Sizin "casus" gibi cezaevine girmenize gerekçe gösterilebilecek.
Lütfen, kimse bana "ama dava açılması için adalet bakanının izni gerekiyormuş" demesin. Telefon talimatıyla insan tutuklayan, rüşvetle hapisten baron çıkaran, tarikatların ve çetelerin koltuk yarışı yaptığı bir yargı sistemini yaratan Adalet Bakanlığı mı bu kanunu adil uygulayacak?
Ve lütfen, kimse bana "Meclis’te oturma eylemi yaptık, komisyonda çok sert konuştuk, sosyal medyada tepkimizi dile getirdik" gibi muhalefetçilikle de gelmesin.
Eğer bu yasa böyle çıkarsa, çok korkun. Lakin korkmak cesaretinizi yenmesin. Öyle ya, dünya ve Türkiye tarihi defalarca ispatlamıştır ki mesele korkmakta değil korkuya rağmen cesaret gösterebilmekte. İşte öyle çıkar karanlıklar aydınlığa...