Meyveler çürümeden önce ağaçlar çoktan çürümüştü.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın pazartesi günü verdiği röportajı dinliyorum. İstihbarat ile diplomasi akrabalığını anlatıyor. İşte tam o sırada önümde bir dosya var. Hakan Fidan’a bir e-posta ile yollanmış. Üstelik eski bir diplomat tarafından. Merakla açıp bakıyorum.
Adı Mehmet Fidan. 37 yıl Dışişleri’nde çalışmış. 2022’de emekli olmuş. Eşi Güler Fidan ise halen kurumda.
Türkiye onu gri pasaport skandalıyla tanıdı. Hatırlayın, Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde belediye etkinliği için alınan hizmet pasaportlarıyla Almanya’ya giden 45 kişiden 43’ü iltica etmiş, skandal Türkiye gündemini aylarca meşgul etmişti. İşte o günlerde hem Türk hem Alman basınında, skandalı ortaya çıkaran Hannover Başkonsolosluğu çalışanları Mehmet ve Güler Fidan’ın cezalandırıldığı, iki ismin bu nedenle merkeze çekildiği haberleri yer aldı. Dışişleri Bakanlığı ise Fidan çiftinin merkeze çekilmesinin "konu, sebep ve zamansal açıdan" skandalla ilgili olmadığını söyledi. Ancak skandalın ayrıntılarını duyuran Mehmet Fidan hakkında "sosyal medya paylaşımlarındaki iddialarının Alman basınında da yer alması, Hannover Başkonsolosluğumuzun ve Devletimizin diğer kurumlarının insan kaçakçılığına göz yumduğu şeklinde algı yaratılmasına neden olduğu" gerekçesiyle memuriyetten çıkarma cezası verdi.
Güler, idari mahkemesine başvurarak bu kararı iptal ettirdi. Kendisi emekli oldu.
Ancak Hannover Konsolosluğu’nun kapısına eşyalarının kutu içinde bırakılması, sitemli serzenişleriyle hafızalara kazındı. Dışişleri Bakanlığı’na göre geçimsiz, huysuz, uyumsuz, memuriyet kurallarına uymayan biriydi. Ona göre ise başına gelenlerin sebebi, bazı ödeneklerin kötüye kullanılmasından usulsüz işlere kadar bir dizi olumsuzluğa sessiz kalmamasıydı.
İLLEGAL VİZE İŞLERİ
Meğer olay orada kalmamış. Mehmet Fidan, kimi mahkemelere kimi Dışişleri’nin tepesine tuhaflıkları bildirmeye devam etmiş. Hakan Fidan’a yazdığı, sonunda "devletin resmi kayıtlarına geçirilmiş ve tarihe bir not düşürülmüş olsun" yazan e-posta işte buymuş. Dışişleri’ne açtığı dava sebebiyle, Bakanlık’ta olan biteni haber veriyormuş.
Peki postada ne mi var?
-Eski Hannover Muavin Konsolosu Mehmet Fidan, Hannover Başkonsolosluğu’nun bilgisayarlarında, kendisinden sonra usulsüz işler yapıldığını iddia ediyor: "… pek çok vatandaşın ve memurun kişisel verileri, en başta Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numaraları olmak üzere ele geçirip yayıldı."
-Anlattığına göre, Dışişleri’nde halen illegal vize işleri yapılıyormuş:
"Ü.K. adlı bir Hariciye Memuru Konakri Büyükelçiliği nezdindeki görevi sırasında, daha çok az bir zaman önce, illegal vize iş ve işlemleri yürütmüş olup adı geçenin emekliliğe sevk edildikten sonra tekrar Afrika'ya dönüp aynı işleri yürütmeye devam edeceğini işbu dilekçem ile ihbar ediyorum. Ü.K. adlı kurum mensubunun yürüttüğü vize işlerinden Büyükelçilik Müsteşarı ile Büyükelçinin de haberinin olduğunu kanıtlayan ‘ses kayıtlarının’ mevcut olduğunu da ihbar ediyorum. Kurum içinde pek çok suç işlenmektedir."
-Söylediğine göre, kendisi gibi kimi memurlar baskıya maruz bırakılarak görev yapamaz hale getiriliyormuş: "Hukuka bağlı kalan, hukuksal çevrimlere göre iş yapan ve örgütsel çevrimlere dahil olmayan memurlara sürekli psikolojik eziyet ve işkence yapılmaktadır. Namuslu memurlar kötü gösterilip namussuzlar hukuksuz çevrimlerle ve koordineli yaklaşımlarla korunmaktadır."
-FETÖ ile iltisaklı olduğuna dair hakkında ihbar bulunan kimi isimler hakkında inceleme yapılmadan dosyası kapatılıyormuş.
-Dışişleri’nde halen faaliyette olan bir yapılanma olduğunu iddia etmiş:
"Kurum içinde illegal örgütsel bağlar içindeki bir yapı ya da birbirleriyle kanunsuz ve hukuksuz bir çevrimde işbirliği yapan bir klik veya kişiler tarafından gayrı nizami eylemler korunmakta, suç teşkil eden iş ve işlemler yapan memurlar himaye edilmekte, buna karşın bu çevrime dahil kişilerin ve memurların yalan beyan ve iftiralarına ise derhal itibar edilerek yargısız infaz şeklinde yasaya ve hukuka aykırı soruşturmalar açılmaktadır."
Liste uzayıp gidiyor…
İFŞA EDECEĞİM
Aradığım Mehmet Fidan, yolladığı e-postayı ve içeriğini doğruladı. İstihbarat kökenli bir Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan’dan önce dışişlerini arındırmasını beklediğini, bu nedenle 37 yıl Dışişleri’nde bulunmuş bir bürokrat olarak Fidan’a çok sayıda e-posta attığını söyledi. Derdinin hukuk devletine ulaşmak olduğunu söyleyen eski diplomat "Hariciye içinde yıllardan beri olup biten kanunsuzlukları birer birer ifşa edeceğim" diyordu. Fidan, başına gelenleri, halen, "Malatya Yeşilyurt Belediyesi yetkililerinin organize ettikleri insan kaçakçılığı olayını ortaya çıkarttığımız için" diye açıklıyordu.
İstihbarat ile diplomasinin akraba olduğu bir gerçek. Ancak önce kurumların kendisini arındırması gerekiyor. Mehmet Fidan’ın söyledikleri ne kadar doğru bilmiyorum. Ama devletin resmi pasaportuyla insan kaçakçılığı skandalının detaylarını kamuoyuna duyuran bir diplomatın söylediklerine en azından kulak vermek gerekiyor.
İnsanlar, kurumlarla birlikte tükeniyor. Tarihe kök salan birikim toprağa tutundukça insanın rengi de hiç solmayacak.