Barış Terkoğlu: Yargıda hele Yargıtay’da bir işiniz varsa Abdullah Çetinkaya çözer

Numarasını verseniz o dosyanızı bulur, derdinize derman olur diyorlar.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü köşe yazısında ‘Abdullah Çetinkaya’ya yer verdi. Çetinkaya’nın yargıdaki bağlantılarını yazan Terkoğlu, “Abdullah Çetinkaya’nın Ankara’da konuşulan bir ünü oluşmuş. “Yargıda hele Yargıtay’da bir işiniz varsa Abdullah Çetinkaya çözer” diyorlar. Hayır, dosyanızı götürmeseniz de olur. Zaten okusa da hukukçu olmadığı için anlamaz. Numarasını verseniz o dosyanızı bulur, derdinize derman olur diyorlar” diye yazdı.

Terkoğlu, “Can Atalay’ı kurtaracak masal” başlıklı yazısında Molla Mustafa Çetinkaya’nın oğlu olarak kendisini “şeyh çocuğu” olarak tanıtan ve Menzil şeyhlerine yakın olduğu görülen Abdullah Çetinkaya’nın yargıdaki bağlantılarını yazdı.

Terkoğlu şöyle yazdı:

Abdullah Çetinkaya’nın Ankara Balgat Cevizlidere’de bir ofisi var. Hemen gidip bakmayın, öyle tabelası filan yok. Zaten bulup kapıyı çalsanız da randevunuz yoksa, referansla gitmiyorsanız kimse sizi içeri almaz.

Peki içeri kim giriyor diyeceksiniz?

Hemen sosyal medya hesabını açıp bakıyorum. Valiler, milletvekilleri, bakanlık müfettişleri, bürokratları geçiyorum… Çetinkaya, yargının kritik isimlerinin buluşma mekânı olmuş gibi. AYM üyelerinden Adalet Bakanlığı bürokratlarına, Yargıtay mensuplarından başsavcılara, HSK’nin kritik isimlerine kadar onun pek yakını. Öyle ki size listesini yazayım dedim, sosyal medyasındaki sayı yüzlerle ifade olunca vazgeçtim.

Kimi Yargıtay üyeleriyle tatile çıkıyor, birlikte tribünde maç izliyor. Adalet şûrası için Ankara’da toplanan savcı ve hâkimlerin arasında bile o oturuyor. HSK üyelerini makamlarında ziyaret edip yazdığına göre yargı sorunlarını konuşuyor. Hatta bir paylaşımında Çetinkaya’yı hâkimler mahkeme başkanı kürsüsüne oturtmuşlar, yanında üye olarak poz veriyorlar. Doğum günlerinde kimi yüksek yargı mensupları pastalarıyla sürpriz yapıyor. İşte bu yüzden herkes Abdullah Çetinkaya’yı yargı mensubu zannediyor.

Meşhur ofisinin önünde durup izledim. Bir lüks araba gelip öbürü gidiyordu. Bir yargı mensubu inip öbürü biniyordu. Son yedi yılın fotoğraflarını tek tek inceledim. Abdullah Çetinkaya’nın giydiği kıyafetler, bindiği arabalar, gezdiği yerler günden güne güzelleşmişti. Oğlunu TRT’de yönetici yapmış. Petrol istasyonları açarak büyümüş. Yargı mensuplarına verdiği hediyeler de daha hoş olmuştu.

Yargı işlerini o çözer

Çetinkaya’nın Ankara’da konuşulan bir ünü oluşmuş. “Yargıda hele Yargıtay’da bir işiniz varsa Abdullah Çetinkaya çözer” diyorlar. Hayır, dosyanızı götürmeseniz de olur. Zaten okusa da hukukçu olmadığı için anlamaz. Numarasını verseniz o dosyanızı bulur, derdinize derman olur diyorlar.

İşte Abdullah Çetinkaya’nın yerinde bu yüzden olmak isterdim. “Yanlış yaptın Can Atalay, AYM’ye değil bana gelmeliydin” derdim. Sonra AYM’nin yapamadığını yapar, dosyasını şipşak diye çözerdim. Böylece devleti krize sokan yargı çatışması da hiç çıkmamış olurdu. Ülkeye de bir faydam dokunurdu. Allah da yardım eden kullarını sever onun hayatını kolaylaştırır ya, kader beni daha zengin, gönlümü daha bol yapardı. Ben de ülkeye faydalı olan yargı mensubu dostlarıma hediyeler alır, onları tatile götürürdüm.

İşte ne ben Abdullah Çetinkaya’yım ne de Can Atalay bana gelecek biri. O yüzden bir süre daha Ezop masallarıyla avunmaya devam edeceğiz. Şu adalet sarayları da içinde adalet varmış gibi çalışmaya devam edecek.

Çocuklara anlatır geçeriz. Oysa masallar bize hayatın gerçekleri kadar çok şey öğretmez mi…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.