Ruhu olmayan ete canlı denir mi?
Çok değil üç gün önce... Anayasa Mahkemesi (AYM) sosyal medya hesaplarından bir mesaj paylaştı: “AYM kararlarının objektif etkisine önemli katkılar yapacağı düşünülen Temel Hak ve Özgürlüklerin İhlaline Dair Emsal Kararlar sayfası internet sitemizde hizmete girmiştir.”
AYM, iyi bir çalışma yapmış. Aldığı örnek olacak kararları toplamış. Çeşitli başlıklara ayırmış: Din ve vicdan özgürlüğü hakkı, toplantı-gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğü hakkı, adil yargılanma hakkı...
Üstelik...
Türk yargısının en üst kurumu sayılabilecek AYM, bu kararları emsal olması için yayımladığını da söylemiş. Haliyle, “Bir karar verirken bunlara uyun” demiş.
“Mesaj vermiş gibi” deseniz haklısınız...
Mesela hemen “Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” başlığı altındakilere baktım. Tutuklu Milletvekili Can Atalay’a emsal olabilecek Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Enis Berberoğlu, Figen Yüksekdağ, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararları yer alıyor. Hatırlayın, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay’ın tahliye talebini reddederken AYM’nin saydığım kararlarını eleştirmişti.
Fakat...
Tutuklu gazeteci Merdan Yanardağ’a örnek var mı diye bakarken öyle bir şeyle karşılaştım ki...
ÖCALAN MAHKEMEYE BAŞVURMUŞ
AYM, ifade özgürlüğünü çeşitli konulara ayırmış. Bunlardan biri de “İfadelerin bağlamından kopartılarak bütün olarak değerlendirilmemesi” meselesi. İşte bu konu Merdan Yanardağ’ı ilgilendiriyor dedim. Öyle ya, Yanardağ, Öcalan hakkındaki sözlerinin cımbızlanarak bağlamından koparıldığını, bu şekilde tutuklandığını defalarca anlatmıştı.
AYM, iki karar yayımlamış. Birinin başvurucusu kim dersiniz? Abdullah Öcalan!
Öcalan, 7 Ocak 2013’te AYM’ye başvurmuş. Sebebi ise 2012’de “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” isimli kitabının toplatılması.
Hayır, yanlış anlamayın...
Bu kitap nedeniyle Öcalan’a da kitabın yayıncılarına da herhangi bir dava bile açılmamış. Sadece kitap toplatılmasıyla kalınmış. Öcalan, yerel mahkemelerin ardından konuyu AYM’ye taşımış. İfade özgürlüğünün, kitabının toplatılmasıyla engellendiğini söylemiş.
ÖCALAN’IN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
AYM kararında, Öcalan’dan yapılan alıntılarla, kitap özetlenmiş. Mahkeme, “yazar” olarak söz ettiği Öcalan’ın kitabının toplatılması ile ilgili şu tespitleri yapmış:
- Başvuruya konu basılmış eserin dağıtımının yasaklanması ve toplatılması ile başvurucunun düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ve bu kapsamda basın özgürlüğüne yönelik bir müdahale yapılmıştır.
- Herhangi bir kimsenin yalnızca kişiliğine bağlı olarak düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edilmesi haklı kılınamayacağı gibi yasaklanmış bir örgütün bir mensubunun veya yöneticisinin görüş ve düşüncelerini açıklaması da tek başına düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edilmesini haklı kılmaz.
- (Kitabın kapağındaki harita için) Belirli bir insan topluluğunun yaşadığı coğrafi bölgenin resmedilmesi tek başına, o bölgenin bulunduğu ülkenin bütünlüğüne yönelik bir ifade açıklaması olarak nitelendirilemez.
- Başvurucu, kendi ifadesiyle “Kürt gerçeğinin” tanınmasını ve silahlı yöntemlere başvurmak yerine Kürt sorununun çözülmesi için barışçıl yöntemlerin kullanılmasını da talep etmektedir.
- Kitapta yer alan ve demokratik çözümün gerçekleşmemesi halinde “nihai bir savaş aşamasına geçilebileceği” yönündeki ifadeler, kitabın yazıldığı bağlam ile birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun şiddeti teşvik ve terör eylemlerinin yapılmasına çağrıda bulunduğu anlamına gelmemektedir. Başvurucunun bu sözlerinin, demokratik çözümün gerçekleşmemesi halinde Güneydoğu Anadolu’daki şiddetin yeniden canlanabileceği öngörüsü niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir.
ÖCALAN’I HAKLI BULDULAR
Mahkeme, benzer tespitlerle, Öcalan’ın ifade özgürlüğünün engellendiğine oyçokluğuyla karar vermiş. Öcalan’ın yazdığı ve el konulan kitabın nüshalarının iade edilmesini söylemiş. Öcalan başvuruda “Tazminat istemiyorum” demiş. Mahkeme, bunun üzerine Öcalan’ın masraflarının ve avukat ücretinin kendisine ödenmesi kararını almış.
İşin daha da ilginci...
AYM’nin “İfadelerin bağlamından kopartılarak bütün olarak değerlendirilmemesi” konusundaki ikinci kararı da Öcalan ile ilgili. AYM, Öcalan’a övgü içeren şiir kitapları nedeniyle yargılanan bir kişinin de ifade özgürlüğünün engellendiğine karar vermiş. Yazara tazminat ödenmesi kararı çıkmış.
Türkiye’de yargı öyle bir halde ki...
Devletin yargı makamının en üst kurumu, “Bakın ben PKK liderinin bile ifade özgürlüğü olduğu kararını verdim” diyor. “Öcalan bile olsa kimsenin ifadelerini bağlamından koparıp ceza veremezsiniz” diye devam ediyor. “Emsal alın” açıklaması yapıyor.
Gazeteci Merdan Yanardağ ise yıllardır yaptığı programda, 62 saniyelik cımbızlı konuşma bahanesiyle hapiste bekliyor. Devlet, Öcalan’a verdiğini duyurduğu ifade özgürlüğünü Yanardağ’a vermiyor. Dahası, parçalanmış yargının başıyla sonu arasındaki bu tutarsızlık, Türkiye’deki mahkemelerden çıkacak her karara artık şüpheyle bakmamıza neden oluyor. Haliyle dünya da Türk yargısını ciddiye almıyor, mahkeme gözüyle bakmıyor.
Bedeni var, canı yok. Salonu var, hâkimi var, savcısı var ama Türkiye’nin yargısı yok.