Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık’ta, Ankara’nın ortasında, güpegündüz öldürüldü.
Suikasti o günden beri konuşuyoruz. Ne kadar inkâr etseler de Ateş, siyasi bir cinayete kurban gitti. MHP içinde bir ekip tarafından hain ilan edilmiş, hedefe konmuştu. Haliyle bir torbacıya ihale edilen katledilmenin ucu, çok başka yerlere uzanıyordu.
Tetikçi Eray Özyağcı halen firari. Ancak geçtiğimiz günlerde tutuklanan kritik bir isim var: Tolgahan Demirbaş. Kamuoyu, Ülkü Ocakları Genel Merkez Eski Yöneticisi olan Demirbaş’ın adını, tetikçi Eray Özyağcı’yı, cinayetin ardından kaçırdığı suçlamasıyla konuşmuştu. Tolgahan Demirbaş’ın cinayetin hemen ardından, MHP milletvekili Olcay Kılavuz’un bulunduğu evden gözaltına alındığı ve birilerinin müdahalesiyle serbest bırakıldığı gündeme gelmiş, MHP bunu yalanlamıştı.
Demirbaş’a yönelik ikinci adım, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın ifadeye çağırması, ardından serbest bırakılmasıyla atıldı.
Çekirge üçüncüde sıçrayamadı...
Demirbaş, cinayetten neredeyse bir ay sonra, geçen hafta tutuklandı. MHP’den gelen açıklamalarda ise özellikle Demirbaş’a sahip çıkılması dikkat çekiyordu. Olcay Kılavuz’a ve Semih Yalçın’a yakınlığıyla bilinen Demirbaş, cinayetin siyasi ayağındaki kritik halka gibi görünüyor. Haliyle, devletin cinayeti çözmeye çalışan kanadı onun üstüne yoğunlaşırken soruşturmanın yukarıya doğru uzanmamasını isteyen bir başka taraf ise Demirbaş’ı kurtarmaya çalışıyor.
Peki Tolgahan Demirbaş’la ilgili deliller neler?
Ankara’da soruşturmayı yürütenler bu soruya “çok” yanıtını veriyor. Ancak bugün size kulislerden değil, soruşturma dosyasının içindeki somut bilgilerden bahsedeceğim.
CİNAYET GÜNÜ ŞÜPHELİ TELEFON
Önce bir kafeden söz edeyim: Marco Pascha. Kafe Kayseri merkezli. Ankara’daki şubeleriyle büyümüş. Sahibi olan Aytaç Ataç ise 11 yıldır buranın başında. Ataç’ın, Ankara Gölbaşı’nda şirketi Selçuklu AŞ. adına kayıtlı, 74 dönümlük bir arazisi var. Gözlerden uzak bir çiftliği bulunuyor.
Aytaç Ataç, Sinan Ateş cinayetinde gözaltına alındığında, kimse neler olduğunu anlamadı. Ta ki 23 Ocak’ta Emniyet’te verdiği ifadeye kadar...
Anlattığına göre Tolgahan Demirbaş ile 8 senedir arkadaştı. Ataç, “Tolgahan Demirbaş’ı eski Ülkü Ocakları başkan yardımcısı olarak bilirim” diye anlatıyor. Demirbaş, Ataç’ın kafesine nargileye geliyor, çiftliği, sahibi Aytaç Ataç olmadan da kullanıyor.
Sinan Ateş’in katledildiği 30 Aralık günü, cinayetten 2.5 saat önce, saat 11 civarında, Demirbaş, Ataç’ı aradı. “Bugün çiftliğe gidecek misin” diye sordu. Ataç, “Gitmeyeceğim” dedi.
Ataç, saldırıyla ilgisi olmadığını, cinayeti sosyal medyadan öğrendiğini iddia ediyor. Cinayet sonrasında Ataç ile Demirbaş arasında bir konuşma olmuş. Ataç, Demirbaş’ı arayarak Sinan Ateş’e saldırıyı sormuş. Demirbaş, bilgisi olmadığını söyleyerek kapatmış. Birkaç gün sonra da aynı diyalog geçmiş. Peki gerçekten öyle miydi?
9 AY ÖNCE TAKİPTE
Yanıtı için, size tutuklanan bir başka isimden, Çağlar Zorlu’dan bahsedeyim. Diyeceksiniz ki Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Tolgahan Demirbaş arasında nasıl bir ilişki var?
Ataç, Çağlar Zorlu’yu nasıl tanıdığını polise şöyle anlattı:
“Çağlar Zorlu’yu, 2-3 yıl kadar önce, Kayseri’den bir arkadaşım vasıtasıyla tanıdım. Çağlar’ı bana tanıştıran arkadaşım, MİT’te memur olarak görev yaptığını söylemişti. Daha sonra Çağlar’ın Kömür İşletmeleri’nde çalıştığını öğrendim. 2022 yılının ocak veya şubat ayında, kafeme müşteri olarak geldiklerinde, aynı masada oturduğumuz için tanıştırdım.”
Bu üç kişinin tanışıklığının, Sinan Ateş cinayetiyle ne ilgisi var? Bunu da Ataç kendisi söylesin:
“2022 yılının mart ayında, Tolgahan ve Çağlar yanımda oturduklarında, Tolgahan, Çağlar’a, ‘bir adres bulmamız lazım, yardımcı olabilir misin’ dedi. Çağlar da ‘yardımcı olabilirim’ dedi.”
Kimin adresini istemiş olduğunu tahmin ediyorsanız, doğru bildiniz. Ataç kendisi söylesin: “Çağlar daha sonra kafeye geldiğinde, Tolgahan’ın kendisinden istemiş olduğu adresin, Sinan Ateş’in adresi olduğunu bana söyledi.”
Sanırım anlaşıldı. Polisin ve savcılığın elindeki bilgiye göre, Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, cinayetten 9 ay önce, Sinan Ateş’in peşindeydi. Devletin imkânlarıyla takip etmeye çalışıyordu. Çağlar Zorlu’dan yardım istedi. O da etti.
‘ESKİ MİT ÇALIŞANI OLDUĞU İÇİN’
Ataç, 23 Ocak’ta sevk edildiği savcılıkta, daha kritik bir ayrıntıyı itiraf etti:
“Çağlar, bana, ‘Abi bunlar benden konum istiyorlar, bir arkadaşın (Sinan Ateş) kulağını çekeceklermiş, yardım istiyorlar’ dedi.”
Ataç’ın anlattığına göre, Tolgahan Demirbaş, Çağlar Zorlu’ya, Sinan Ateş’in telefonunu göndermişti. Cep telefonu sinyallerinin verdiği konum bilgilerinden takip edeceklerdi. Peki, neden Çağlar Zorlu’dan istediler? Avukatı, mahkemede şöyle açıkladı: “Müvekkilim eski bir MİT çalışanı olduğu için böyle bir talepte bulunuyorlar, açıkçası bunu kullanmak için yardım istiyorlar.”
Peki verdi mi? Zorlu, konum bilgilerini vermiş. Ancak kendisinin anlattığına göre, Sinan Ateş’in öldürüleceğini bilmiyormuş, hatta numaranın onun olduğunu bile bilmiyormuş, konum bilgilerini de uyduruyormuş.”
‘HEPSİNİ SİL’ UYARISI
Bir telefon konuşması da Ataç ile Zorlu arasında oldu. Zorlu şöyle anlattı:
“Olayın olduğu gün, Aytaç Bey beni saat 13.30-14.00 sıralarında telefonla aradı. ‘Sinan Ateş öldürüldü, sana bir şeyler sorulmuştu ya, onların hepsini sil’ dedi.”
Zorlu’nun ifadesi gösteriyor ki, cinayetin hemen ardından Ataç, Demirbaş ile Zorlu arasındaki mesajları, yani cinayet delillerini ortadan kaldırmak istemiş. Aytaç Ataç ise aradığını kabul ediyor. Ancak “Sil” dediğini kabul etmiyor: “Tolgahan ile görüşmelerini bildiğim için dikkat et’ dedim”.
ÇİFTLİKTE MANGAL
Aklınızda kaldı, biliyorum. Cinayet günü, Tolgahan Demirbaş’ın, Aytaç Ataç’ı araması, çiftliğin boş olup olmadığını sorması... Yoksa cinayetin tetikçiliğini yapan, halen de bulunamayan Eray Özyağcı, ilk olarak o çiftliğe mi götürüldü? Aytaç Ataç, 23 Ocak günü, savcıya şunu söyledi:
“Tolgahan, olay günü benim çiftliğime gittiğini ancak orada atış yaptığını, mangal yakmak istediğini söyledi.”
Cinayetten önce “Çiftlik boş mu” diye soran Tolgahan Demirbaş, cinayetin ardından çiftliğe gitmiş. Eldeki veriler, tetikçinin de o çiftliğe götürülmüş olabileceğini gösteriyor.
TUTANAKLARDAKİ DETAY
Hatırlayın, önceki saldırı, mart ayında, aynı odak tarafından, Mersin’de Sinan Ateş’e yakın olan Çağrı Ünel’e yapılmıştı. Saldırganlar Ünel’i Ziraat Bankası’nın önünde sıkıştırmıştı. Belli ki orada da telefon sinyalinden konum tespiti yapıldı!
Gördüklerimden rahatça söyleyebilirim ki Demirbaş’ı koruyan bir güç var! Artık tablo çok net. “Dava arkadaşlarımız” diye konuşmaya başlayanlar, Sinan Ateş’i aylardır neden takip ettirdiklerini, eski MİT’çilerden neden yardım istediklerini, “kulak çekme” derken neyi kastettiklerini, gözlerden uzaktaki çiftlikte kimlerle “mangal yaktıklarını” itiraf ederlerse, görünen köyün önündeki sis uçup gitmiş olacak!