Barış Terkoğlu yazdı: BİM kavgasının şifreleri

''Yıllardır Erenköy’de yaşıyorum. İsim benzerliği değil. “Erenköy cemaati” adını buradan alıyor''

Havada sanki kokusunu duymadığımız bir gaz var. Göremiyoruz, hissedemiyoruz ama kıvılcımla parlayan alevden anlıyoruz.

İstanbul’da en zor bulunan şey taksi. Neyse ki inen bir müşterininkini kapıyorum“Erenköy” dedikten sonra şoförle sohbet ediyoruz. Radyoda A Haber açık. Erdoğan’ı kayıtsız şartsız destekliyor. Seçimleri kazanacağına inanıyor. Ekonominin kötü olduğunu söylediğimde parmağıyla BİM’i gösteriyor, “Bunların yüzünden” diyor. Öyle öfkeli ki “Şubelerini basıp yağmalayacaksın, bak bakalım bir daha fiyatları uçuruyorlar mı” diye devam ediyor. “Aman” diyorum. İktidar yanlısı bir vatandaşı, illegaliteden uzak tutmaya çalıştığım için kendimi de tuhaf hissediyorum.

ERENKÖY’ÜN BİM’I

Yıllardır Erenköy’de yaşıyorum. İsim benzerliği değil. “Erenköy cemaati” adını buradan alıyor. Mahmut Sami Ramazanoğlu, 1950’lerde, tren istasyonunun oradaki Zihni Paşa Camii’nde cemaatini toplamaya başlamış. 70’lerin sonunda Suudi Arabistan’a giderken, Musa Topbaş’ı vekil bırakmış. Cemaatin liderliği, onun ardından, oğlu Osman Nuri Topbaş’a geçmiş. İşte yıllardır dilimizde olan Topbaş ailesi, bu Topbaş ailesi. Hem Erenköy’de başlayan cemaat faaliyetini sürdürüyorlar hem de ticaret işlerini devam ettiriyorlar. Gündemdeki BİM de onların markası.

Erenköy cemaatinin; Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı, Muradiye Kültür Vakfı, İlmi Araştırmalar Merkezi, Erkam Radyo ve Altınoluk dergisi gibi birçok kuruluşu var. Öğrenci yurtları ve hastaneleri de bulunuyor.

Erenköy cemaati, pek sembol kullanmıyor. Muhafazakârlığa dikkat etmekle beraber, sıradan insanlardan ayrışan kıyafetler giymiyor. Cemaatlerin arasında, ticareti en iyi bilenler onlar. Haliyle zengini çok. Çocuklarını iyi okullarda okutan, tabiri caizse “elit” bir cemaat. Esnaflık da cemaatte çok yaygın. Müritlik dışında, aralarında dayanışmaya dayalı bir ilişki var.

ERENKÖY CEMAATİ DARBECİ Mİ

Hayat pahalılığı, zincir marketler, BİM derken, geçen hafta yaşananlarla, kavga büyüdü. Adeta Erenköy cemaati ile iktidar içindeki bir kesim arasında savaşa dönüştü. Cemaati operasyon yapmakla suçlayan da oldu, adını FETÖ ile yanyana anan da. BİM’in CEO’su Galip Aykaç’ın sert konuşması sonrası, yangın uzaktan görünür oldu.

Peki kim haklı? Sahiden Erenköy cemaati, hükümete bir darbenin peşinde mi?

 

Ben bütün cemaat ve tarikatları eleştiriyorum. Erenköy cemaati dahil, din üzerinden örgütlenmiş yapıları yanlış buluyorum. Ancak hakkaniyetli olmam lazım. Enflasyonun ve hayat pahalılığının sebebi BİM değil.

Öte yandan Erenköy cemaati, FETÖ destekçisi de değil. Dahası, hükümete karşı bir darbe çalışması içinde de değil. Çok örnek verebilirim. 17-25 Aralık operasyonlarının hedefinde Mustafa Latif Topbaş’ın olduğunu hatırlatabilirim. Ya da Altınoluk dergisinde yazıişleri müdürlüğü yapan Ahmet Taşgetiren’in, AKP’ye karşı eleştirel bir çizgi izleyince hem dergideki hem de Erkam Radyo’daki işine son verildiğini anlatabilirim. Hatta bu köşeyi okuyanlar unutmamıştır, İstanbul Acıbadem’deki kıymetli bir parkın, AKP’li belediye tarafından, Erenköy cemaatine kültür merkezi için verilmesini yazmıştım. Aksine, cemaat, AKP’yi destekleyen onun tarafından da desteklenen bir yapı.

BİM Mİ ERDOĞAN MI PAHALI

Ancak bunlarla yetinmedim, sokağa çıktım.

Önce BİM’e gittim. Ardından da Erdoğan’ın patronu olduğu Tarım Kredi Kooperatifi (TKK) marketlerine... Hayat pahalılığı, Erenköy cemaatinin başının altından mı çıkıyor diye baktım.

Hadi öyleyse rakamlarla konuşalım...

Reklam olmasın diye markaları yazmıyorum. Ancak her iki kuruluş da en ucuz ürünleri, kendi markalarıyla satıyor.

-TKK’de yüzde 1.5 yağlı süt 14 lira 75 kuruş, BİM’de de aynı fiyat.

-TKK’de 1.75 kiloluk yoğurt 38 buçuk lira, BİM’de 29.5 liraya 1.5 kiloluk yoğurt var. Yani kilo başına BİM yoğurdu 2 lira 44 kuruş daha ucuz.

-TKK’de 180 gram sucuk 27 lira 90 kuruş, BİM’de 380 gramı 43 lira 50 kuruş. Kiloya vurursanız, BİM’in sucuğu 40 lira 53 kuruş daha ucuz.

 

-TKK’de 2.5 kilo Osmancık pirinç 65 lira 90 kuruş, BİM’de 69 lira 50 kuruş. Kilo başına vurduğunuzda TKK, 1 lira 44 kuruş daha ucuz.

-TKK’de 1 kilo mercimek 21 lira, BİM’de 22 buçuk lira, yani fark 1 buçuk lira.

-TKK’de 5 kilo yağ 135 lira, BİM’de 155 lira, kilo başına fark 4 lira.

-TKK’de 250 gram dana macar salam 27 lira 25 kuruş, BİM’de 27 lira 50 kuruş, kilo başına aradaki fark 1 lira.

-TKK’de tavuk bonfilenin kilosu 72 lira 90 kuruş, BİM’de 74 lira 90 kuruş, fark 2 lira.

-TKK’de tavuk baget 40 lira 90 kuruş, BİM’de 42 lira 90 kuruş, orada da fark 2 lira.

-TKK’de 600 gram tost peyniri 77 lira 90 kuruş, BİM’de 500 gram 62 lira 50 kuruş. Kiloya vurulduğunda BİM 4 lira 83 kuruş daha ucuz.

-TKK’de 750 gram tuz 3 lira 15 kuruş, BİM’de 3 buçuk lira.

-TKK’de 7 kilo çamaşır deterjanı 104 lira, BİM’de 8 kilosu 99 lira 50 kuruş. Kilo başına 2 lira 41 kuruş BİM daha ucuz.

-TKK’de 33 tanelik bulaşık deterjanı 45 lira 90 kuruş, BİM’de 50 tanelik 48 lira 50 kuruş. Taneye vurursanız BİM’inki 42 kuruş daha ucuz.

-TKK’de 250 gram Türk kahvesi 38 lira 90 kuruş, BİM’de 100 gramı 16 lira 50 kuruş. Kiloya vurursanız TKK, 9 lira 40 kuruş daha ucuz.

-TKK’de 3 kiloluk filiz çay 189 lira 90 kuruş, BİM’de yarım kiloluk olanı 26 lira 50 kuruş. Kiloya vurursanız BİM, 10 lira 30 kuruş daha ucuz.

Uzatmayayım...

Bir tarafta kar etmeden, hatta zarar ettiğini söyleyerek satan, patronu Erdoğan olan, Tarım Kredi Kooperatifi. Öte yanda kar için satış yapan BİM. Fiyatlar arasında fahiş bir fark yok. Hatta birçoğunda BİM daha ucuz. Haliyle “enflasyonun sebebi BİM’dir” demek gerçekçi değil. Belli ki hayat pahalılığına bir günah keçisi aranmış sonunda BİM bulunmuş!

ŞİKÂYETLER ERDOĞAN’A GİTMİŞ

Daha da ileri gidip sorayım, neden Erenköy cemaati?

Erenköy esnafının arasında dolaşıp buna da yanıt aradım.

Topbaşları yakından tanıyan biri şunu söyledi: “Aile ile reisin arasında hiçbir sorun yok. Hatta kısa süre önce Mustafa Topbaş cumhurbaşkanı ile görüştü. Birileri bize kafayı takmış görünüyor.”

İyi de kim bu kafayı takanlar?

Cemaatten bir başkası, 2019 yılında Pelikancılar ile BİM arasındaki kavgayı hatırlattı. O yılın mart ayında, Sabah-A Haber gibi yayınlar, BİM’i hedef almıştı. BİM için, “fırsatçı”, “Milletin cebine göz diktiler” gibi ifadeler kullanılmıştı. BİM, sert yanıt vermiş, yargı sürecini başlatacağını söylemişti. O dönem BİM, Serhat Albayrak’ın yönettiği grubun, beklediği reklamı BİM’den alamadığı için aleyhlerinde yayın yaptığını söylemişti. Cemaatten konuştuğum isimler, Topbaşların Sabah Grubu’nu Erdoğan’a şikâyet ettiğini, Erdoğan’ın ikazı ile BİM karşıtı yayınların bitirildiğini söyledi. Biri, hikâyeyi şöyle devam ettirdi: “Kafalarına taktılar. Köşelerini çekilip zamanlarının gelmesini beklediler. Zincir marketler tartışmasının ardından kafalarını çıkardılar. Sosyal medyada Erenköy cemaatini hedef alan trollere bakın, ardında hangi ekip var? Aynı ekip Mehmet Görmez’i de böyle yemişti.”

Kastettiği elbette Pelikanlar’dı...

“FETÖ’den gözaltına alınan A101’in patronunu akladılar, bizi FETÖ’ye bağladılar” diye devam etti.

BİM’e kitap satan bir cemaat mensubu, “Ben markete 2 liraya kitap verdiğimde 2 buçuğa satıyordu, şimdi maliyetler arttı, 12’ye veriyorum 13’e satıyor, sorumlusu biz miyiz” diyerek fiyatların bahane olduğunun altını çiziyor.

İSTİFA GELEBİLİR, SALI KRİTİK

Bu arada Cemaat’in neredeyse tamamının BİM CEO’su Galip Aykaç’ın yaptığı konuşmayı eleştirdiğini gördüm. Aykaç’ın konuşmasının Erenköy-AKP kavgası isteyenlere zemin hazırladığını söylüyorlardı. Aykaç’ın, BİM’e yönelik saldırılara yanıt vermesini beklediklerini ancak Perakendeciler Derneği adına yaptığı konuşmanın maksadını aştığını anlattılar. Bunun Cemaat’in geleneksel üslubuyla örtüşmediğini ifade ettiler. Aykaç'ın, krizi tırmandırmamak adına, dernek başkanlığından hatta belki de BİM’deki görevinden istifa etmesini bekliyorlardı. Nitekim Aykaç, dün akşam, dernek başkanlığından istifa ettiğini duyurdu.

Öte yandan bütün resmi yeniden çizecek bir ayrıntı var: Salı günü Devlet Bahçeli’nin yapacağı konuşma. Bahçeli, eğer BİM CEO’suna yanıt olarak, “Görüyorum ve artırıyorum” derse işte o zaman işler biraz daha karışabilir.

Teşbihte hata olmaz, market krizi, Fethullahçılarla savaştan önceki dershaneler krizini hatırlatıyor. Kavganın gerçek mi yoksa kriz çıkması için mi üretildiğini anlamakta zorlanıyorsunuz. Yumruklara bakarken kafaları göremiyorsunuz.

Yazıyı bitirdiğimde, taksiciler, İBB önünde, zam eylemi yapıyordu. Aklıma parmağıyla BİM’i gösteren taksici geldi...

Alevlerin sıcağını yükselen duman takip ediyor. Ateşin yaktığı görünüyor da dumanın sakladıklarını fark etmek öyle kolay değil.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.