Barış Terkoğlu yazdı: Kılıçdaroğlu’na karşı ‘Yalı Partisi’

Aslında Dağcı ile Kılıçdaroğlu arasındaki çatışma yeni değil...

Çıkarlar, kutsalların gölgesinde saklanıyor. Adları farklı partilerin ardındaki sınıf, kendi çıkarını, başka isimlerle devam ettiriyor.

Yaklaşık iki ay önceydi. İstanbul’un yalılarını iyi bilenden dinlemiştim. Kastedilen hikâye tam da bu demiştim.

Bilmeyenler adını Sedat Peker’le duydu. Peker, Hasan Dağcı isminde bir şahıs var, bu şahıs cumhurbaşkanımızın eski özel kalem müdürüdür” diye onu tanıtmaya başlamıştı. “Belen İnşaat diye bir firması var. Devletten ne kadar büyük ihaleler aldığını internetten girip bulabilirsiniz (hep fahiş kârlarla)” sözleriyle devam etmişti.

Son yıllarda, hep aldığı ihalelerle haber oluyor. Aslında tam bir Erdoğan zengini. “Erdoğan zengini” diyorum, çünkü hikâyesi AKP öncesine uzanıyor. Bir gazetede çalışırken dönemin İBB Başkanı Erdoğan’la tanışması hayatını değiştirdi. Hızlı bir şekilde büyüyerek ülkenin sayılı zenginlerden oldu. Beykoz’da görenlerin gıptayla baktığı yalıda oturmaya başladı. Yaşam tarzı “çok farklı” olsa da hep iktidarın yanında durdu.

Aslında Dağcı ile Kılıçdaroğlu arasındaki çatışma yeni değil...

Yıllar önce, daha CHP’ye genel başkan değilken İBB’nin başına aday olmuştu. O gün, Kılıçdaroğlu, Dağcı’yı hedef almıştı. “Erdoğan’a soralım, kimdir Hasan Dağcı?” demişti. İki yıl sonra, genel başkan olunca, Erdoğan’a tekrar yüklenmişti: “Tanıyor musun Hasan Dağcı’yı, kendi özel kalem müdürün”. Kılıçdaroğlu, bir cami arazisinin imar durumunun değiştirilerek rezidansa çevrildiğini, Dağcı’nın zengin edildiğini söylemişti.

YALI PARTİSİ'NİN PLANI

İşte iki ay önce, Dağcı’nın yalısındaki o toplantıyı dinledim. Toplantıda Kılıçdaroğlu’nun “beşli çete” dediği işadamları vardı. “Beşli çete”nin dışında, büyük ihaleleri alan altıncı, yedinciler de... Erdoğan’ın çok yakın bir akrabası da vardı, Dişli ailesinin tanınmış ferdi de...

Henüz Kılıçdaroğlu aday olmamıştı. Ancak kendisini iyiden iyiye hissettiriyordu. Görüşmenin ana gündemi de oydu. Zira masadaki herkesin azılı düşmanıydı. Sürekli “Geleceğim, servetlerinize el koyacağım” imasında bulunuyordu. Bu da haliyle onlarda endişe yaratıyordu. Bir ara, masadaki havayı işadamı Cemil Kazancı dağıtmıştı. Daha önce Beyaz Enerji davasından tutuklanan Kazancı, “Ben tecrübeliyim, hapishaneyi biliyorum, asıl siz düşünün” diyerek işadamlarını acı acı güldürmüştü.

Yalıdaki masa, “Erdoğan kazansın” istiyordu. B planı ise Erdoğan’ın kaybetme olasılığına karşı, muhalefeti kendilerine yumuşak geçiş yaptıracak bir alternatife zorlamaktı. Kılıçdaroğlu’nun “418 milyar doları alacağım” sözleri tüylerini ürpertiyordu.

YALI PARTİSİ'NİN ELEMANLARI

Derken konuştuğum CHP’lilerden öğrendim ki “Yalı Partisi”nin masasından onlar da haberdar.

Kılıçdaroğlu’nun mesajları da bunu gösteriyor: “Beşli çete aracı koyuyor ‘Bizimle görüşür mü?’ diye. Yemezler efendim, görüşmem.”

“Kapıyı yüzlerine kapattım. Her türlü operasyona başvurdular ve artık son aşamaya geldik.”

“Bu işin içinde bazı medya organlarını da soktular. Satın alınan araştırmacıları, medya ünlüleri, gazetecileri var. Muhalefetten görünüp bunların değirmenine su taşıyan insanlar da var.”

Uzatmayayım...

CHP Genel Merkezi’nde konuşulan hikâyeye göre, Kılıçdaroğlu ile “Yalı Partisi” önce görüşmek istemiş, reddedilmişti. Sonra CHP’ye yakın bazı aracılar devreye girmiş, buluşturmaya çalışmış, yine kabul edilmemişti. Son olarak Kılıçdaroğlu’na karşı bir operasyon devreye sokulmuştu. “Yalı Partisi”nin fonladığı, kimi gazeteciler başta olmak üzere, muhalefetin takip ettiği isimler üzerinden, Kılıçdaroğlu itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştı. Hedef, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının önüne geçmekti.

Olmadı... Şimdi başka bir plan devreye sokulmaya çalışılıyor!

Türkiye, tarihinin belki de en sıkıntılı 53 gününe giriyor. Ülke, sadece adaylar arasında bir seçim yapmayacak. Kırılma noktasında gideceği yönü de belirleyecek. Söylendiği gibiyse “Yalı Partisi”nin yeni operasyonunu engellemek için, ahtapotun kollarını deşifre etmenin zamanı gelmedi mi?

“Para söz konusuysa, herkesin dini birdir” diyor Bernard Shaw. Şimdi vicdanların içini, paranın satın aldıklarından temizleme zamanı!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.