Cumhuriyet, aklın yükseldiği sistemdir. Köydeki çoban eğitilirse cumhurbaşkanı olabilir. Keşke sınavlar hiç olmasaydı. Ancak yarışmanın olduğu düzende, birikimi ölçmenin bir yolu da sınav yapmak.
Kurumlar yıkılıyor, iktidar ya da cemaatlerin yandaşları sıçrayarak ilerliyor. Sonra da “Neden soru çalınıyor?” diyoruz. Aslında yanıtı basit: Kendi adamlarını sizin yerinize yerleştirmek için!
KPSS sorularının kaynağı olan yayınevinin işlerine dikkat ettiniz mi? Polislik dahil, devlet kadrolarının birçoğuna hazırlıyorlar. Aslında bir yayın grubu. Gözlerin çevrildiği Yediiklim Yayınları bir ayağı. Yargı Yayınevi, Doğru Tercih, Kurultay Yayınları, Benim Hocam öteki işleri.
Neden mi hatırlattım?
Son 10 yıldır sürekli sınav skandallarını konuşuyoruz ya...
2014 KPSS’nin ardından olanlara baktım. Sınava girenler ayağa kalkmıştı. Habertürk’ten aktarayım: “İsmail Adıgüzel’in ‘KPSS Tarihin Pusulası’ adlı kitabındaki sorularla, 2014-KPSS tarih sorularının birebir aynı olduğu ortaya çıktı.”
İşin ilginci bu durum yayınevi tarafından da kabul ediliyordu: “27 tarih sorusunun içerisinde, 21 sorunun kitapta yer alan sorularla benzeşmesi tamamen tesadüftür.”
Kitabın yazarı İsmail Adıgüzel bile olaya şaşırmıştı:
“Ben bile şok yaşadım soruları görünce. Afalladım açıkçası. Yine de tesadüf olduğuna inanıyorum.”
Kitabı şimdi hangi yayınevi basıyor diye baktım. Bir de ne göreyim? Yediiklim grubundan “Doğru Tercih” yayınları.
TÜM SINAVLAR ÇALINDI
Kısacası aynı sorunu aynı insanlar etrafında tartışıyoruz.
Hatta...
Bu grup için Ankara’da konuşulan bir iddia ise cemaat bağlantısı. FETÖ’nün gidişinden sonra öne çıkan bir başka grupla ilişkilerinden söz ediliyor.
Peki devlet durumun farkında mı? Elbette farkında.
Çok değil, beş yıl önce, Polis Akademisi bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya kritik noktalarda bulunan savcı, hâkim, bürokrat, akademisyen ve Cumhurbaşkanlığı’ndan 21 isim katıldı. Bitiminde “Yeni Nesil Terör: FETÖ’nün Analizi” adlı rapor çıktı.
Polis raporunda KPSS’de olanlar da analiz ediliyordu:
“Örgüt tarafından, 2000-2013 yılları arasında KPSS, ÖSS, ALES, Askeri Liseler, YDS sınavları gibi ÖSYM koordinatörlüğünde yapılan tüm sınav soruları çalınmıs¸tır. Elde edilen sorular son derece stratejik olarak kullanılmıs¸tır. Devletin istihdam politikası ve kamuoyu bu soruların nasıl kullanılacagˆını belirlemis¸tir.”
Tüyler ürperten bu ifadelerle kalmadı. Polis raporu, “sorulara sahip olma”nın nedenini de anlatıyor:
“2000-2016 yılları arasında kamuda istihdam edilen devlet memuru sayısı yüzde 48 oranında artmıs¸tır ve istihdam edilen personeldeki artıs¸ nüfus artıs¸ının (yüzde 16) oldukça üzerindedir. Personel sayısındaki artıs¸ bilhassa dört alanda yapılan sınavlar neticesinde atamaya bagˆlı olarak gerçekles¸mis¸tir. Egˆitim, yüksekögˆretim, TSK ve Emniyet tes¸kilatı sınavları FETÖ’nün özel olarak ilgilendigˆi sınavları olus¸turmakla birlikte devlet memurları sayısındaki artıs¸ın yüzde 80’ini olus¸turmus¸tur.”
ÖTEKİ CEMAATLER
Polis raporu, akademisyenleri ilgilendiren ALES sınavı dahil, devletin bütün sınavları çaldırdığını anlatıyor. Rapor özünde ise bize şunu söylüyor: Devleti ele geçirmek isteyenler sınavları ele geçirir!
FETÖ bitti demeyin! Polis raporu, sonrasında FETÖ’nün işini devralan cemaatler için de uyarmış:
“Dini örgütlenmelerin bürokraside yapılanmalarının önüne geçilmelidir. FETÖ’den boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplara kesinlikle göz yumulmamalıdır.”
Elbette böyle olmadı. FETÖ’den sonra öteki cemaatler devletin içinde fink attı!
“Soru çalma işi örgüt işi” fikri yargıda da kabul görmüş olacak ki “soruları önceden almak” örgüt için delil sayıldı. Sadece Kaynak Holding soruşturmasında, 4 bin 978 kişinin KPSS sorularını alarak kamuya yerleştiği tespit edildi. Bütününde ise 400 bin civarında kişinin soru hırsızlığıyla kadro bulduğu görülüyordu. Kimi sınav birincileri dahil, gözaltına alınanlardan itirafçılar çıktı. Kimi askeri personel, eşlerinin sınav hırsızı çıkmasıyla yakalandı.
Kısacası sınavları isteyenler aslında devleti ele geçiriyor.
Bu kez neyse ki ÖSYM başkanı erkenden görevden alındı. Soruşturma açıldı. Bir yere gider mi bilinmez. Ancak hatırlayın, 2011’de, YGS sorularının çalınmasını protesto eden gençlere tepki gösteren Erdoğan, “Taksim’de bin iki bin genci yürütmek problem değil, biz de kalkar onların karşısına beş bin on bin genci koyarız” demiş, daha sonra FETÖ’den yargılanan isimlere sahip çıkmıştı.
Cumhuriyeti “erdemli insanlar rejimi” diye tanımlıyoruz. Farkında mısınız? Sorularla birlikte erdemi çalanlar, Cumhuriyetimizi de elimizden almaya çalışıyor.