Başta eşarp, üstte entari... Kurdu fark etmen, “ağzın neden büyük” şüphesiyle başlıyor.
Eski polis Hanefi Avcı’yı terörle suçlayan konular aslında iki tane. Biri Avcı’nın, Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasını eleştiren yorumu. Öteki ise daha garip. Hanefi Avcı’nın “FETÖ ile ilişkisi”.
Avcı’ya tebliğ edilen evrakta, 1970-2000 aralığına dair kendi sözleri dışında, dikkat çekici bir ifade var. “Bir şahsın hakkınızda...” diyerek, FETÖ’ye yardım ettiği, kimliği belirsiz birinin ağzından anlatılmış. Öte yandan, 22-26 Ağustos 2010 aralığında, FETÖ’cü Önder Aytaç’la Avcı’nın altı kez telefonla konuştuğu belirtiliyor. İşte Avcı’dan bunlar için savunma isteniyor.
Daha dikkatli bakınca görülüyor. Soruşturmada, Hanefi Avcı’nın FETÖ’yü deşifre eden Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabı hedef alınıyor. Zira Önder Aytaç meselesi dahil, hikâyenin özü kitapla ilgili.
Nitekim Hanefi Avcı’nın savunması da bunu gösteriyor:
“(…) Konu, yıllar öncesine 1976 yılına ait bir konu olduğu gibi, yazdığım ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat’ isimli 20 Ağustos 2010’da yayımlanan kitabımın ‘Din ve İnanç Dünyamdaki Gelişmeler’ başlığı altındaki bölümde 399-401 sayfalarında aynısı ile anlatılmaktadır.”
- “(…) 1997 yılında olmuş ve yine aynı kitabımın 414 sayfa sonu, 415. sayfa başında anlatılmaktadır.”
- “(…) Konu 2000’li yıllar öncesi olduğu gibi, bu konu geniş olarak 2010 yılında yazdığım aynı kitabın 402-403 sayfalarında aynısı ile anlatılmaktadır.”
BİR KİTABA DÖRT TERÖR DOSYASI
Önder Aytaç meselesi de kitapla ilgili.
Şöyle anlatayım...
Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabı, 20 Ağustos 2010 tarihinde çıktı. Kitap, Emniyet’te FETÖ örgütlenmesi olduğunu kanıtlarıyla anlatıyordu. Gelgelelim AKP-FETÖ ortaklığı dönemiydi. Kitap hem FETÖ’nün hem AKP’nin hedefi oldu.
Hatırlayın, şimdiki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, o dönem Emniyet’teki Fethullahçı örgütlenme sorulduğunda, “Hayır, öyle bir şey olabilir mi” demişti.
FETÖ lideri Gülen’in, Avcı hakkında, ölüler için kullanılan “Allah taksiratını affetsin” sözü, olacakları özetliyordu. Kitaptan 38 gün sonra, 28 Eylül 2010’da, Avcı, Devrimci Karargâh Örgütü’ne yardım ettiği iddiası ile tutuklandı. Yetmedi ardından benim de yargılandığım davada, “Ergenekon üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı. Yetmedi, PKK ve TİKKO propagandasından hakkında dava açıldı. FETÖ’ye dokunan bir kitap dört terör suçlaması getirmişti. Avcı bir kez memuriyetten, 10 kez de polislikten ihraç edildi.
O günlerde Avcı, AKP ve FETÖ medyasının hedefindeydi. Önder Aytaç’ın da aralarında bulunduğu FETÖ’cüler, Avcı’yı gazetelerde, televizyonlarda linç ediyordu. Aytaç’ın kitaptan iki gün sonra Avcı’yı aramasının nedeni elbette kitaptı. Nitekim Aytaç’ın sosyal medya hesabından, televizyondan, yazılarından Avcı’yı hedef aldığı açıkça görülüyor. İşin ilginci Avcı, Aytaç’a bu nedenle dava da açmış. Aytaç, 17-25 Aralık’a kadar iktidarla kol kola olduğu gibi, yurtdışına kaçışı devlet görevlileri tarafından izlenmiş.
AYTAÇ-SOYLU OMUZ OMUZA
Hanefi Avcı’nın kendi savunmasında belirttiği gibi...
Avcı, gerçekte, hükümetin uygulamalarını, SADAT’la ilişkileri, İçişleri Bakanı’nın mafya mensuplarıyla fotoğraflarını eleştirdiği için soruşturuluyor. Gelgelelim, bu açıktan yapılamadığı için daha kötü bir yol seçiliyor. Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabında anlattıkları, soruşturma konusu yapılıyor. Bu, çarpıklığı daha da büyütüyor.
Acaba yanlış mı hatırlıyorum dedim. Neyi mi? Malum, Avcı hakkında soruşturmayı İçişleri Bakanlığı yapıyor. Elbette, Emniyet’te Fethullahçı örgütlenme iddialarında bulunanlar, bir dönem FETÖ yayını STV tarafından da hedef alınmıştı. Hanefi Avcı’nın içeri girmesinin ardından Soylu, STV’ye bağlanmış, FETÖ’ye ve Gülen’e sahip çıkmıştı. Yetmemiş, Soylu, o dönem STV’de program yapan Önder Aytaç’ın konuğu olmuştu. Yani bugün, 12 yıl önceye gidip, FETÖ’yü eleştiren kitabının ardından, Önder Aytaç’ın Avcı’yı neden aradığını sorgulayan Soylu, Aytaç’la o dönem omuz omuza ekrandaydı.
HALİYLE SÖYLEMEDEN EDEMEDİM...
Acaba Süleyman Soylu, Haliç’te Yaşayan Simonlar’ı 5. kez “terör”den soruşturarak FETÖ’nün yarım kalan hesabını mı tamamlamaya çalışıyor? Peki yıllardır 17-25 diye milat koyanlar, Avcı’ya 1970’li yılları sorarak kendileriyle ilgili bir kapı da açmış olmuyorlar mı?
Avcı kurdun karnını deşti. İçindekileri kurtardı. Sen uslanmayıp kurda kapıyı açıyorsan, Avcı daha ne yapsın?