İlk düğme yanlış iliklenince son düğme hep boşta kalıyor.
6’lı masa 12 Şubat 2022 tarihinde ilk toplantısını yaptı. 28 Kasım 2022’de “Anayasa Değişiklik Önerisi”ni açıkladı. 30 Ocak 2023’te “Ortak Politikalar Metni”ni duyurdu. 3 Mart 2023’te İYİ Parti’nin ayrılığı ile “6’lı masa” adı fiilen son buldu.
2 Mart’taki fırtınalı toplantıya kadar 383 gün geçmişti. Bir kez bile cumhurbaşkanı adayını gündemine almadı. Halk konuşabilir, kitle örgütleri fikir sunabilir, medya-kanat önderleri tartışabilirdi. Aday, bugünkü gibi CHP lideri olsa dahi, hem toplum hem Kılıçdaroğlu buna hazırlanabilirdi.
Oysa 6’lı masa bunu istemedi. “İsim yıpranır”, “iktidara yarar”, “muhalefeti böler” gibi gerekçelerle adaylık tartışması bir tabu haline getirildi. Zaten her konuda anlaşınca, aday isminin basit ve kolay bir ayrıntı haline geleceğini söylediler. Öyle olmadı. Adaylıkta anlaşamayınca, mutabakat da parçalandı.
Siyaset öyle kilitlenmişti ki...
6’lı masa aday için Cumhur İttifakı’nı, Emek ve Özgürlük İttifakı 6’lı masayı, bunların dışındaki örgütler hepsini bekliyordu. Haliyle kimse alıp başını yürüyemedi. Toplumun tamamının sorunu olan cumhurbaşkanı adaylığı, 6 kişinin iki saatlik müzakeresine hapsoldu. Sıkışan gazların patlaması gibi, kırılma da orada yaşandı.
Kısacası, yanlış olan bir kişi ya da bir adaydan önce, 6’lı masanın izlediği yol ve yöntemdi. Yanlış iliklenen düğme, depremden krize her türlü badireyi yaşamış milyonlarca insanın umudu başta olmak üzere, yıpranmanın tillahını yaşattı.
Kendisi masadan kalktı
Peki şimdi ne olacak?
Önce iktidardan başlayalım. Duyduğuma göre Cumhur İttifakı, vekil listelerini neredeyse tamamlamak üzere. Hangi bakanların aday olacağı dahi belirlenmiş. Öyle ki aradığım bir isim, “6’lı masa gündemimizde yok, biz propaganda hazırlığımızı yapıyoruz” dedi. Seçim şarkısı o mu bilmem, arkadan gelen ses, Sami Yusuf’un, Nesimi’nin sözlerine bestelediği “Ben bu cihana sığmazam”dı.
Ardından CHP Genel Merkezi’ni aradım. Kimse resmi demeç vermeye istekli değildi. Kritik bir isim, “Bizden sadece bir kişi konuştu, o da Gürsel Tekin, Akşener geri dönmeli dedi” sözleriyle tavırlarını açıkladı.
Ancak özel sohbetlerde konuşulanları not edebilirim...
Evet, bugün Kılıçdaroğlu resmen açıklanacak. Yol haritası da topluma sunulacak. Öte yandan dün, ittifaktaki dört partinin CHP listelerinde nasıl yer bulacağı da genel merkezin gündemindeydi. İYİ Parti’nin geri dönüşüne ise “imkânsız” gözüyle bakılıyor.
Saray’ın masayı karıştırdığı iddialarını sordum. “Saray’ın da beşli çetenin de devletin bazı birimlerinin de 6’lı masayı karıştırmaya çalıştığını biliyoruz. Ama biz, ‘krizi şu çıkardı’ demiyoruz. Meral Hanım kendisi masadan kalktı diye okuyoruz” yanıtını aldım.
2 Mart günü öncesinde, adayın gündeme gelmemesini ise “Bu bizim netliğimizin, şeffaflığımızın göstergesi. Kimseyle pazarlık yapmadık. Açık bir şekilde masada konuştuk” denildi.
Millet İttifakı’yla kazanılan belediyelerdeki İYİ Partili görevlilerin çıkarılacağı iddiasına ise “Hayır, kimseye dokunulmayacak talimatı var” yanıtını aldım.
Öte yandan açıklanacak haritaya göre Kılıçdaroğlu, parlamenter sisteme geçene kadar CHP genel başkanı olmaya devam edecek.
AKP ile anlaşacaklar mı?
Sonrasında İYİ Parti Genel Merkezi’nden Tolga Akalın’ı aradım. O da Kılıçdaroğlu ile Akşener arasında, 2 Mart’a kadar, adaylık meselesinin, tek kelime bile geçmediğini teyit etti. Belliydi, ancak Akşener’in bugünkü toplantıya katılmayacağını tekrar etti.
“Ne yapacaksınız” sorusunu sordum. Akalın, “Aday çıkarma konusunda netiz, 3. Yol açacağız. İttifak şeklinde olup olmayacağı belli değil. Belki yüzde 7 barajı için demokratik şemsiye olacak bir zemin kurabiliriz” dedi. Adayın kim olacağı konusunda ise “Genel Başkanımız, ‘Başbakan olmak istiyorum’ derken, aslında iki belediye başkanının da önünü açmak için, hedeflerinden feragat etti. Hem anlaşılmasını hem örnek alınmasını istedi. Ama öyle olmadı. Bugün artık o feragat konusuz kaldı” ifadelerini kullandı.
Konuştuğum İYİ Partililer, genel eğilimin Akşener’in adaylığı yönünde olduğunu gösteriyor. Ersan Şen konusunda ise Akalın, “Sadece nezaketen teşekkür görüşmesiydi” demekle yetindi.
Akalın’a Erdoğan ile anlaşma ihtimallerini sordum. “Tarih okuyanlar, İttihatçılarla Hürriyet ve İtilafçıların asla bir araya gelmeyeceğini bilir. Siyasal İslamcılarla asla yan yana olmayız. ‘Erdoğan’la anlaşacaklar’ yorumu, gelinen süreçte CHP’de hâkim hale gelen, ‘İkinci Cumhuriyetçi’ kafanın etkisindekilerin fikri” diyerek sert bir yanıt verdi.
Akalın’a olası ikinci turda ya da seçim sonrasında CHP ile tekrar yan yana gelme olasılığını da sordum: “Millet İttifakı’nın adını Akşener koydu. Biz yeniden parlamenter sisteme dönüşün mimarıyız. Dolayısıyla, ucube tek adam sistemini tasfiye edecek, demokratik hukuk devletini yeniden inşa edecek bir siyasi kararlılığı, bugün de yarın da muhafaza edeceğiz. Ama açık çekle konuşmak doğru değil. Bazı yeni şekillenmeleri de göreceğiz. Mesela CHP’nin HDP ile ilişkisi tavrımızda bazı değişmelere ya da esnemelere sebebiyet verebilir. Ama net olarak söyleyeyim, demokratik parlamenter sisteme dönüş için her türlü sorumluluğu İYİ Parti yerine getirecektir. 6’lı masada ürettiklerimiz bizim hâlâ sahip çıktığımız değerler.”
Erdoğan’ın planı bozuldu
Meselenin daha kritik bir yanı var. Akalın’ın anlattığına göre masadan kalkması İYİ Parti’yi rahatlattı. Söylediğine göre Erdoğan’ın ise hesabını bozdu:
“Erdoğan, 21 yıldır Türkiye’yi istediği gibi konsolide ediyor. Hem kendisini hem karşısındakini belirliyor. Örneğin Uzan’ı sistemin dışına atarken, Numan Kurtulmuş’u ve Süleyman Soylu’yu yanına alıyor. Biz bir 3. yol açarak bu konsolidasyonu bozuyoruz. Kendi siyaset alanımızı genişletiyoruz. Şimdi, İYİ Parti’ye özellikle AKP-MHP’den gelecek oylardaki tereddüt ortadan kalkacak. İki adayı beğenmediği için sandıktan uzak duranları da sandığa çağıracak.
Şimdi, İstanbul Sözleşmesi gibi, ittifak içinde net söyleyemediğimiz şeyleri daha rahat dile getirebiliriz. Seçmen ve söylem alanında siyaset zeminimiz genişledi. Bu saatten sonra, daha makul daha merkez; hem Cumhuriyet değerleriyle barışık hem kalkınmacı, halka doğru pozitif bir milliyetçi ve demokratlığı temsil eden 3. yol seçeneğini yaratarak Türkiye’yi kaostan çıkaracağımıza inanıyoruz.”
Umut halkın elinde
Tablo bu şekilde...
Kesin olan, Cumhurbaşkanlığı pusulası, artık en az üç adaylı olacak. Emek ve Demokrasi İttifakı, Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek. Meclis seçiminde; Gelecek, DEVA Partisi, Saadet Partisi; belki 40-45 adaya kadar çıkabilecek şekilde CHP listelerinde yer bulacak. İYİ Parti alternatif bir ittifak şemsiyesi oluşturacak. Bu çoklu yapı, olası ikinci turda ya da seçim sonrası muhtemel sistem değişikliğinde, ittifaklarını yeniden tanımlayacak. Haliyle köprüler öyle kolay yıkılmayacak!
İnsan umudu sokakta bulmaz. Kendi elleriyle yaratır. Başarırsa da kaderi olur. 21 yılın sonunda Türkiye’yi enkaz haline getiren anlayıştan bizi artık halkın kendi aklı kurtaracak. Yeni yolları da o açacak, yeni masaları da o kuracak. Korkmayın, ilhamlarını yaşamdan alanlar için umut elle tutulacak yakınlıkta.