CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13 yıl boyunca iftiralara ve ağır saldırılara maruz kaldı. Ancak belki de hiçbiri özellikle kurultay sonrası atılan iftiralar kadar kendisini yaralamadı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakın bazı gazeteciler ve onların peşine takılan bazı sosyal medya hesapları önce ‘’hayali bir düşman’’ yaratıyor ardından ise o hayali düşmanla ‘’gölge boksu’’ yapıyor.
Medyada sık sık dile getirilen iddiaya göre, Kılıçdaroğlu ve çevresi CHP’nin seçimi kaybetmesi için uğraşıyor!
Peki bu alçakça yalanın kanıtı nerede?
Kanıtı yok!
Biri birine öyle demiş, öbürü de diğerinden duymuş, o da arkadaşına söylemiş, arkadaşı da halasıyla konuşmuş, o sırada bunu duyan eniştesi bunu sosyal medyaya yazmış…
Abartılı mı geldi?
Hiç de değil…
Daha bir hafta önce bir spiker "Elimde kanıtım yok’’ dedikten sonra bu kahvehane dedikodusunu ciddi ciddi dile getirmedi mi?
Türkiye’de gazetecilik artık böyle yapılıyor.
Bu aslı astarı olmayan dedikoduları ‘’haber ve analiz’’ diye her gün önümüze sürenlerin derdinin gazetecilik olmadığı çok açık.
NEYE HİZMET EDİYORLAR?
Bu saçmalıkları ‘’haber’’ ve ‘’analiz’’ diye yayımlayan kişi ya da kurumlar Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’na iyilik yaptıklarını düşünüyor olabilirler.
Oysa ki yaptıkları CHP içinde bir ‘’kırılma ve yarılma’’dan başka hiçbir işe yaramıyor. Kılıçdaroğlu haksız saldırılara maruz kaldıkça Kılıçdaroğlu’na sempati duyan kesimler sandıktan uzaklaşıyor. Bu tür saçma yayınların sonucu ise kamuoyu araştırmalarında net bir şekilde ortaya çıkıyor. CHP’nin elindeki araştırmalara göre, CHP seçmeninin yüzde 6’sı sandığa gitmeyi düşünmüyor.
Emin olun ki; bunun en önemli sebebi, Kılıçdaroğlu’na yönelik ahlaksız ve alçakça saldırılardır.
CHP yönetimi tüm uyarılarımıza rağmen bu ‘’kırılma’’yı engelleyecek bir adım atamamıştır.
HALA VAKİT VAR
CHP genel merkezi ve İmamoğlu, yerel seçime sayılı günler kala mutlaka ‘’onarıcı’’ politikalar geliştirmeli, Kılıçdaroğlu’nu sevenleri üzen saldırıların önünü kesecek yolları bulmalıdır.
Gelin şimdi ‘’hayali düşman senaryoları’’nı bir kenara bırakıp gazeteciliğin en temel kurallarından biri olan ‘’bilgi ve belgeye dayalı’’ bir haber ve analiz yapalım:
ŞİMDİ GERÇEKLER…
‘’Bay Kemal’in arkadaşları seçimin kaybedilmesi için uğraşıyor’’ diyerek CHP’de yapay bir kavga çıkarmaya çalışan kesimler, bu sözleri etmeden önce en azından sosyal medyaya baksa, böyle konuşmaya utanırlardı.
4 – 5 Kasım 2023 tarihinde düzenlenen Büyük Kurultay’da Kılıçdaroğlu ile birlikte hareket eden milletvekilleri neredeyse hemen hemen her gün sahadalar ve partileri için oy istiyorlar.
Bu yazıyı kaleme almak için bilgisayar başına oturduğumda aklıma gelen isimlerin sosyal medya hesaplarını rastgele açtım.
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Süleymanpaşa ve Kapaklı’daki seçim çalışmalarından fotoğraflar paylaşmıştı.
Sonra CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun ne yaptığına baktım. Berberoğlu’nun, Eyüpsultan, Sarıyer, Beyoğlu ve Bakırköy belediye başkan adayları ile sahada olduğunu gördüm.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Beykoz’dan Sancaktepe’ye uzanan çizgide CHP’li adaylar için oy istiyordu.
CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, Ankara’nın tüm ilçelerini karış karış dolaşmıştı ve dolaşmaya da devam ediyordu.
Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, süreç başladığından beri Şanlıurfa adayının yanından bir dakika bile ayrılmamış.
Keza Engin Altay da farklı değil…
CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay, Avcılar Belediye Başkanı Caner Çaykara ile bölgede çalışıyordu.
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın sosyal medyadaki son paylaşımları Şavşat ve Ardanuç’tandı.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol da diğerlerinden farksızdı. Erol da Elazığ adayı için oy istiyordu.
İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Maltepe’den Kadıköy’e dek neredeyse tüm ilçelerdeki çalışmalara katılmıştı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, partisinin adayı Cemil Tugay'a oy istemek için köylerdeydi.
Bunlar benim bir bakışta gördüklerim…
Kısa bir araştırma bile, ‘’Kılıçdaroğlu ekibi seçimi kaybettirmek için çalışıyor’’ yalanını çöplüğe atmaya yetiyor.
Peki bu gerçeğe rağmen bu yalanları bilerek ve isteyerek yayanlar sizce kime hizmet ediyor?