İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, daha önce de ifade ettiğimiz üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına direniyor ve partisini de bu direnişin bir parçası haline getiriyor. Böylece, umudunu Altılı Masa’ya bağlayan milyonlarca kişi, Akşener’in yarattığı belirsizlik yüzünden her geçen gün umutsuzluğa kapılıyor.
Bunun üstüne bir de Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın "Cumhurbaşkanı altı partinin genel başkanı ile ortak karar alacak’’ sözü gelince, seçmenin kafası karışıyor. Anayasada olmayan bir yetkiyi kullanacağını söyleyen genel başkanlar, hem "vesayet" tartışmasına yol açıyor hem de büyük bir belirsizlik görüntüsüne…
Sorun sadece bunlarla sınırlı değil tabii ki…
Yüzde 13 oyu var ama…
Akşener’in direnci yüzünden, bırakın HDP yönetimini, HDP’li seçmenle bile yan yana gelmekten kaçınan Altılı Masa’nın aktörleri, hem yüzde 13 bandına oturan bu partiyi yok sayıyor hem de o partinin oylarının tamamını istiyor. Tüm seçim hesapları ise HDP seçmeninden gelecek yüzde 13’lük oy üzerine kuruluyor.
HDP ise kendileriyle yan yana gelmekten bile imtina eden Altılı Masa’nın bu yok sayıcı tutumuna karşı “Biz kendi adayımızı çıkaracağız’’ restiyle karşılık veriyor.
Önce HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, ardından ise HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partilerinin cumhurbaşkanı adayı çıkaracağının altını çiziyor. Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç ise “Müzakerelere açık oldukları"nı belirtiyor. Oluç, müzakere yapılmadığı ve uzlaşılmadığı taktirde ‘’kendi yolları’’nda yürüyeceklerini belirtiyor.
İlk turda bitmez
HDP’nin bu kararı, cumhurbaşkanlığı seçiminin kesinlikle ikinci tura kalacağını gösteriyor. Zira; hiçbir aday HDP’nin yüzde 13 oranındaki oyunun önemli bir kısmını almadan ilk turu kazanamaz. Hiçbir aday, ilk turda yüzde 50,1 oranına ulaşamaz.
Demek oluyor ki; HDP’nin kararı en başta Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayını zor durumda bırakır.
Bu bağlamda HDP’yi suçlamanın bir anlamı da yok. Çünkü; HDP en nihayetinde Altılı Masa’nın bir bileşeni değil. Üstüne üstlük; Altılı Masa, HDP ile hiçbir şekilde görüntü vermiyor. HDP de zaten en çok buna tepki gösteriyor ve “Bizi yok sayıyor ama oylarımızın da tamamını istiyorsunuz” diyor.
HDP’nin aday çıkarması Altılı Masa’yı nasıl etkiler? - Resim : 1
Adım atılmalı
Altılı Masa’nın aktörleri, HDP’yi henüz yol yakınken ikna etmeli ve HDP seçmeninin de üzerinde uzlaşabileceği bir "ortak aday" çıkarmalıdır.
Zira; seçimin ikinci tura kalması işleri Altılı Masa açısından daha da zorlaştıracaktır.
HDP’nin adayı kim?
Öte yandan, HDP kulislerinde de adaylık hareketlenmesi olduğu görülüyor. Parti kulislerinde Gültan Kışanak isminin öne çıktığı, Rıza Türmen’in isminin de çeşitli çevrelerce önerildiği belirtiliyor. Başak Demirtaş’ın adaylık ihtimali ise çok zayıf görülüyor. Bazı HDP’liler ise “Muhafazakâr ve Kürt kimliği taşıyan bir aday da olabilir” diyor. Ancak ibre şimdilik Gültan Kışanak’ı gösteriyor.
İlginç bir çaba…
HDP çevresi bu tutumu alırken, Türk milliyetçilerinin yakından tanıdığı başka bir isim de yeniden sahneye çıkıyor.
Önceki günlerde Habertürk TV’deki bir programa katılan Mustafa Çalık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine ağır sözler etti. Sıkı bir Enver Paşa’cı olarak tanınan Çalık, bir dönem Fethullahçılar ile ülkücüleri uzlaştırmaya çalışıyor ve bunu yazılarında da dile getiriyordu.
Çalık’ın Gaspıralı İsmail ile terör örgütünün lideri Fethullah Gülen’i eşdeğer olarak gösteren yazıları da hatıralardaki tazeliğini koruyor.
İşte aynı Çalık, o TV programlarıyla yetinmemiş; Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yönelik itirazını Altılı Masa’nın liderleri ile görüşerek de dile getirmiş.
Çalık’ın bu çabasının Ankara ve CHP kulislerinde dikkat çektiğini de belirtelim.
Bu düğümü kim çözer?
Yeniden ana konuya dönersek…
Altılı Masa, HDP’nin tutumunu ciddiye almalı, "ortak aday" bir an önce açıklanmalı ve seçim ilk turda kazanılmalıdır.
Zira; cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması, muhalif seçmenin ikinci turda motive edilmesini daha da zorlaştıracaktır. Aynı durum HDP seçmenleri için de geçerlidir.
Bu handikapları aşabilecek tek lider Kemal Kılıçdaroğlu’dur…
Akşener’in bu gerçeği bir an önce kabullenmesi ve ülkesi için fedakârlık yapması gerekmektedir.