Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan İlker Başbuğ'un henüz görevdeyken şüpheli olarak soruşturulduğu ortaya çıktı. Ergenekon dosyasına giren olayla ilgili herhangi bir soruşturma açılmadı.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında henüz görevdeyken hakkında soruşturma açıldığı, adının 'şüpheli' olarak yer aldığı suç duyurusunun daha görevdeyken Ergenekon davası klasörlerine konduğu ortaya çıktı.
Cumhuriyet'ten Barış Terkoğlu'nun haberine göre, İrticayla Mücadele Eylem Planı olarak bilinen kumpas belgesi 12 Haziran 2009 tarihinde Taraf gazetesinde yayımlanmıştı. 7 Ağustos 2009'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, suç yerinin Ankara olması nedeniyle soruşturmanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmesini istedi. Fethullahçıların soruşturmayı İstanbul'a taşıma isteği gerçekleşmeyince, 30 Eylül 2009 günü Savcı Zekeriya Öz'e gönderilen sözde ihbar mektubuyla soruşturma yeniden İstanbul'a düşürüldü.Bir asker tarafından yazıldığı iddia edilen isimsiz mektup, 23 Ekim 2009'da medyada yer aldıktan sonra 30 Ekim 2009 tarihinde İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) üyeleri harekete geçti.
9 ASKER HAKKINDA ERGENEKON DAVASIKanıt olarak Taraf'ta yer alan haberleri de gösteren dernek üyesi 12 kişi, aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve Birinci Ordu Komutanı Hasan Iğsız'ın da bulunduğu 9 asker hakkında Ergenekon üyeliğinden dava açılmasını istedi.Dönemin Başsavcıvekili tarafından Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'e gönderilen suç duyurusu aracılığıyla Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, Albay Dursun Çiçek, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Albay Hicri Dinçerol, Albay Sedat Özüer, Albay İlker Ziya Göktaş, Albay Fuat Selvi hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma belgesi İlker Başbuğ ve TSK'nın kurmay kademesi henüz görevdeyken Ergenekon Davası klasörlerine kondu.
AVUKAT ÜLGEN: KİMSEYE GÜVENEMEZDİMGenelkurmay Başkanı'nın da aralarında olduğu askerler için 'şüpheli' yazan belgeyi davanın avukatlarından Celal Ülgen, Ergenekon klasörleri arasında o günlerde fark etti. Belgeye ulaştıktan sonra neler olduğunu Ülgen şöyle anlattı:
"Bu belgeyi Sayın Genelkurmay Başkanı ile paylaşmak istedim. Ama at izinin it izine karıştığı bir dönemden geçiyorduk. En yakınınıza bile güvenemezdiniz. Bu nedenle evrakları ve imzacıları ile ilgili kimlik bilgilerini salt Genelkurmay Başkanı'na verebilecektim. Bu yönde bir girişimde bulundum. Ancak Sayın Genelkurmay Başkanı ile o dönemde buluşmak mümkün olmadı. O bana başka birileri vasıtası ile ulaşabildi ama kimseye güvenemezdim."Zekeriya Öz'e ulaşan suç duyurusuyla Genelkurmay Başkanı'nın da aralarında olduğu isimlerin kumpas soruşturulmalarına adının karıştırılmasını isteyen 12 Mazlum-Der üyesi ise şöyle: Cihat Gökdemir, Mehmet Cüneyt Sarıyaşar, Salih Serdar, Avni Çebi, Nurettin Yavuz, Leyla Demir, Ramazan Arıtürk, Zeliha Yüce Yılmazoğlu, Kenan Alpay, Fesih Kaya, Cevat Özkaya, Yaman Yıldız.
'DİLEKÇE ÖZ TARAFINDAN KALEME ALINDI, ÖZENLİ İMZACILAR SEÇİLDİ'Celal Ülgen, İlker Başbuğ'un Ergenekon sürecini anlatan kitabının ardından söz konusu belgeyi paylaştı. FETÖ kumpasının TSK'nın komuta kademesine taşınması için çalışan isimler hakkında Ülgen şu ifadeleri kullandı:"Bu dilekçenin aslında bizzat Zekeriya Öz tarafından kaleme alındığı ve özenli imzacılarının seçildiği belliydi. Bu belge ile bugün baktığımızda ilk çarpıcı gerçek; şikâyet tarihinde bu ülkenin Genelkurmay Başkanı ile tüm karargâhı hakkında suç duyurusu yapılmış olması ve bu suç duyurusunun Cumhuriyet savcıları tarafından işleme konulmuş olmasıdır. Bu belgeyi imzalayanlar, bu belgeyi Zekeriya Öz'e havale eden İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili hakkında herhangi bir soruşturma açılmamış olması ve de şikayetçilerin Zekeriya Öz ile yaptıkları işbirliklerinin faturasını hâlâ ödememiş olmalarıdır."