Yaşadığı bu süreçte kendisine daima destek veren Basın Konseyi’ne teşekkür eden Sedef Kabaş, ‘tutuklanmasına neden olan atasözünü aynen kullanmaktan sakınıp, yumuşatarak dile getirdiğini, bunun da ifade özgürlüğü olduğunu’ savundu. Sedef Kabaş, televizyondaki konuşmasının bütün olarak değerlendirildiğinde Cumhurbaşkanı’nın şahsına ve makamına ‘hakaret içermediğini, eleştiri ve öneride bulunmaktan ibaret olduğunu’ söyledi.
Hakkında açılan davanın iddianamesinde, savunması alınmadığı halde başka suçlamalara da yer verildiğine dikkat çeken Sedef Kabaş, bunun yasal prosedüre aykırı olduğunu belirtti.
Yaşadığı bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşın moralinin yüksek olduğu gözlenen Sedef Kabaş’a Basın Konseyi okuyucu temsilcisi, TBMM önceki başkanlarından hukukçu Hüsamettin Cindoruk’un gönderdiği mesaj ve çikolata ise Cezaevi Müdürlüğü’nce içeri alınmadı. Sedef Kabaş’a yaşatılanlar nedeniyle üzüntülerini ileten Cindoruk’un, “Bu günler de geçecek. Dirençli olmaya devam edin. Yanındayız” mesajını Av. Dr. Başar Yaltı sözlü olarak iletti.
Tek kaldığı koğuşunda Tele 1’i izleyemediğinden şikâyet eden Sedef Kabaş, doğruları söylemeye devam edeceğini, koşullar ne olursa olsun hukuka güvenmek istediğini dile getirdi.
Kendisine bu destek mesajı gönderen Basın Konseyi Yüksek Kurul üyesi Hüsamettin Cindoruk’a ayrıca teşekkür eden Sedef Kabaş, çikolata paketini ise cezaevinden yeni çıkan Halk TV yorumcusu gazeteciler arış Pehlivan ile Murat Ağırel’e gönderdi.