Ali Kaya Soysal
Ligin 3. haftasından sonra yaptığım analizde, "bu takım Nisan sonunda şampiyonluğunu ilan eder, eğer adaletli yönetimler olursa " diye bir görüş belirtmiştim. Dün geceki maçtan sonra bu görüşümü daha da arttıyorum. Çünkü bu kadar rahat, ellini kolunu sallayarak 3-0 la biten süper lig karşılasmasında böyle bir skor ortaya çıkıyorsa eğer teşhisim doğrudur.
Maçın ilk yarısında, devamlı Beşiktaş kalesine gelen "en iyi savunma hücumdur " ilkesini benimseyen Rıza Çalımbay'ı kutlarım. Çünkü İstanbul deplasmanlarında, bütçesi yetmeyen takımlarla eşit olmayan bir mücadele veriliyor 50 küsur yıldır. Bu gerçek ortada dururken Antalyaspor'un lig sonuna kadar düşmeme savaşı vereceğini ve Rıza Hocanın ne yazık ki bu stresi aylarca taşıyacağını üzülerek belirtmek isterim..
***
Beşiktaş'a yeniden dönecek olursam, nihayet güvenli bir kaleciye sahip olduğunu, stopperlerinin Marcelo ve Tosiç olarak belirlendiğini, Rodolpfho ve Atınç gibi sağlam adamların hazır olduğunu, sağ savunmada öncelikle Beck, yedeği Gökhan Gönül solda ise Caner ve Adriano zenginliğini, orta alan ve forvette 12 oyuncu arasından 6 kişiyi bulma lüksünü -bu kadro zenginliğinin rahmetli Gündüz Kılıç'dan bu yana, ne Doğan Andaç'a, ne Metin Türel'e, ne yine rahmetli Gündüz Tekin Onay'a, ne kısa süre görev yapan H. Serpil Tüzün'e, ne de ilerleyen yıllarda Dorde Miliç'den Rasim Kara'ya, Del Bosque'den Bilic'e kadar- hiçbir teknik adama nasip olmadığını Şenol Güneş'in iyi algılaması lazım.
Dünkü maçın teknik anallizi bana göre gereksiz, zaten oynanan maç ortada. İlk yarı cesur bir Antalya, girilen 3 net pozisyon, Fabricio'nun kurtarışları, ikinci devre ise Beşiktaş'ın fizik ve kalite üstünlüğü... Özet bu...
**
Ancak, üst satırlarda değindiğim noktalar umarım Şenol Güneş'in "beyin soğancığına" ulaşmıştır. Bu kadroyu eğer sezon sonunda "uzak ara şampiyon" yapamayıp, rakiplerinin "yıldız savaşlarında" yer alamaz ise 2002 Dünya 3.'lüğüne imza atmasına rağmen uğradığı haksız eleştirilerin daha fazlasıyla karşılaşır. İlk önce de benimkiyle...