Ali Kaya Soysal
Eski ev alışkanlıklarımızda sedir, minder, koltuk, kanepe ve yukarıya çıkarsak divan geleneğimiz vardır. Divana uzanan babamız bile olamazdı, dedemiz olurdu, hatta hayattaysa onun da babası. Bu "rituel" 60'larda spor kulüplerimize de taşındı. Öncelikle yarım asırdır Türk sporunun temel taşları olan Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray ile başladı, Beykoz, İstanbulspor, Vefa ile devam etti, Anadolu'nun diğer şehirlerine yayıldı. Yani "Divan" her kulübün direği, anayasası, senatosu , aynı zamanda yaşı biraz daha büyüklerin gurur kurulu oldu..
İlerleyen yıllarda, 70'ler 80'lerde ne yazık ki kulüplerin seçimlerine müdahele eden, oy potansiyeli olan kurumlar haline dönüştü Divanlar bazı camialarda. 90'lar ve 2000'lerden sonra ise kurumsallığını tamamlayamamış spor kulüplerinde "kendine paye çıkartma", "söz sahibi olma" gibi komlekslere dönüştü ne yazık ki. Kulüp başkanı olmak için bu "duayen" kuruldan "icazet" almak neredeyse adet haine geldi..
Yani bir anlamda "lordlar kamarası"na dönüştü divanlar...Aslında bir İngiliz geleneği olan bu kurul Türk tipine dönüşmeseydi eğer faydalı olabilirdi...Nasıl mı?
Külüp İdare heyetlerinin hatalarını ikaz edebilme, kongre üyelerini bilgilendirebilme, akil insanlar olarak doğruları, yanlışları anlatabilme gibi "tüzük üstü" görevlerini yerine getirme hürrriyetleri olması gerekir bu kurulun..
Bu önbilgiler ışığında, Beşiktaş'ın Divanı ile ilgili son gelişmelerine değinmek istiyorum.
Üç dönemdir görev yapan Sayın Yalçın Karadeniz'in uğradığı haksızlık çirkinlik boyutuna ulaşmıştır. Karadeniz'in kulübün borçlarıyla ilgili yayınladığı mektup, Beşiktaş'ın "âli menfaatlerine"ne aykırı değerlendirilmiş ve Denetleme Kurulu'nun istemiyle Disiplin Kuruluna sevk edilerek Divan Başkanı'na "kınama cezasıyla" sonuçlandırılmıştır. Bu eylemlerin BJK Tüzüğüne aykırı olması bir yana , 114 yıllık tarihi olan camiaya hiç yakışmamıştır.
Üstelik geçen Pazartesi BJK TV alt yazısında " 29 Ocak Pazar tarihinde Olağanüstü Seçimli Divan Genel Kurulu yapılacaktır" haberi geçtikten bir gün sonra Karadeniz'in "yürütmeyi durdurma kararı" başka haber kanallarında yayınlanmış, seçimin iptal edildiği yönünde kamuoyuna bilgi verilmiştir..
Benim bu satırları yazdığım 25 Ocak 23.30'da durumda bir değişiklik olmamıştır. Alanya deplasmanından liderlikle dönen futbol takımının yöneticileri zafer sarhoşluğu içinde atlamış olabilirler ama bu konunun 24 bin genel kurul üyesi ve 2 bin küsur divan üyesine anlatılması gerek..
Aslında "ok yaydan çıktığına" göre bana göre yapılması gereken şu: Camianın başkanı kurulları toplayıp bir basın toplantısı yapacak, gönül kırıklıklarının yok edilmesini sağlayacak, "barış" faktörünü" ön planda tutarak 70 küsur yaşındaki değerli üyelerin kalplerini kazanacak bir konuşmayla konuyu kapatacak..
Rahmetli Süleyman Seba yaşasaydı böyle yapardı...
Haydi Fikret Başkan, bekliyorum.....