Ali Kaya Soysal
Bu satırları maçın devre arasında yazıyorum. Çok riskli olduğunu da biliyorum, birçok yazarın maç sonu değişen skordan dolayı analizlerini çöpe attığını bildiğim için. Ama ilk 45 dakikadaki görünüm Beşiktaş’ın bu maçı kazanacağı yönünde. Hatta skor daha farklı olabilir siyah-beyazlılar lehine.
Böyle bir ilk devrenin teknik analizini yapmak ne derece doğru olur, bilemiyorum, ancak, şunları kaleme dökebilirim şimdilik:
- Son derece rahat, küme düşerken onuruyla oynamak isteyen bir Antep takımı..
- Buna karşın baskılı oynayan , % 60 a 40 lık topa sahip olma oranına ulaşan, oyun disiplinini bir an bile bırakmayan bir Beşiktaş..
- Quaresma’nın yokluğunda sağ kanatta öksüzlük, harika bir Tolgay, savunmada rakip forvetleri tuzağa düşüren ofsayt taktiği ve Babel ile Oğuzhan’ın ayaklarından gelen 2 gol..
Ve maç bitti..4-0’la Beşiktaş finalini renklendirdi...
5 yıl önce Fikret Orman başkanlığında "Feda" ile başlayan Samet Aybaba dönemi o zamanki yabancı kuralına göre yerli futbolculara yatırımla başlamıştı. Sonraki sezon "İnönü ye Veda" ile devam etti. Slaven Biliç teknik direktörlüğünde, çok hak edilen şampiyonluklar son anlarda kaçtı.
Ve, Karadeniz’in hırçın, haksızlığa karşı gelen "öğretmeniyle" yollarını birleştiren Beşiktaş futbol federasyonunun saçma sapan 14 yabancı kararıyla karşılaştı birdenbire. Buna rağmen akıllı ve ticari transfer politikası güttü. İlk kez dün geceki maça 4 yerli oyuncuyla çıkabildi. Yani her ortama, her kurala ayak uydurmaya çalıştı yöneticiler.
Medyası zaten on yıllardır olmayan bu "semt" takımı geçen sezonu "stadsız, yuvasız" şampiyon bitirince beklentiler arttı. Neden olmasındı, 3. yıldızı kapmak… Ve dün gece buna ulaşıldı. Tebrikler...
Beşiktaş “Özkaynak Düzeninde" 37 yıl önce hasbelkader emeği geçmiş, eski bir antrenör olarak, Serpil Hoca’nın "önce iyi insan, sonra iyi öğrenci, en sonra iyi futbolcu" felsefesine sonuna kadar inanan biri olarak bu şampiyonluğu kutluyorum.
Büyük Önder Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı Akaretler’e teslim ettiği 1925 yılından başlayarak, Şeref Bey’lerin, Baba Hüsnü’lerin, Baba Hakkı’ların, geçen gün kaybettiğimiz Baba Recep’lerin ve Süleyman Seba’ların ruhlarına rahmet okuyor, Gezi Direnişinde emeği geçen "Çarşı"ya selamlar gönderiyorum.
Hak etti bu camia tüm övgüleri, hem şerefi , hem de hakkı ile...