Ali Kaya Soysal
5 sene önce Yıldırım Demirören'in başkanlığı bırakıp gitmesinden sonra bırakılan enkaza sahip çıkmak gerekiyordu, Fikret Orman, Bülent Deriş ve benimde içinde bulunduğum Nazmi Koca+Aydoğan Cevahir başkan adayları kulübe sahip çıkarak yönetime talip olduk.
Levent Tenis Kulübündeki seçim kampanyasına başladığımız ilk toplantıda slogan bulunması gerekiyordu.."En büyük Beşiktaş" ", "herşey siyah-beyaz için" gibi klasik teklifler görüşülüyordu....Ben ise daha çarpıcı, oy getirecek , camiaya da yakışacak bir manşet peşindeydim, yazımın başlığına taşıdığım "Şeref' imiz ve Hakkı' mızla Göreve Talibiz"i buldum ve arkadaşlarıma kabul ettirdim...Pankartların "apostroflarına" varıncaya kadar titizlikle hazırlanmasında başında bulundum..
Sonunda seçimi kaybettik, önemli değil, Fikret Orman ve ekibi 4 bin küsur oyla ezici bir üstünlükle kazandı, zaten öyle olacağı da belliydi. Aslında BJK kazandı seçimi....Benim vurgulamak istediğim bu sloganın Beşiktaş'a ne denli yakıştığıdır. Dün gece de aynen öyle oldu Galatasaray karşısında alınan 1-0'lık galibiyetle...
Haftalardır G.Saray ezeli rakibi F.Bahçe 4. yıldızı takmasın diye Beşiktaş'a yatacak dedikodularıyla çalkalandı. Bu söylentiler şampiyonluğun en büyük adayı Beşiktaş'a karşı yapılacak en büyük kötülüktü bana göre, bazılarının moda deyimiyle "algı yönetimi"ydi..Bu bağlamda merak ediyordum maçın nasıl geçeceğini, Beşiktaş kazanacaksa hakikaten Hakkı'yla mı kazanacaktı veya kötü oynayıp puanlar mı kaybedecekti?
Sahanın içine girince özellikle ilk 30 dakikada G.Saray'ın anormal agressif ve hatta bazı pozisyonlarda kasıtlı faullerini gördüm. Başta Sabri, Sneijder, Yasin ve Podolski olmak üzere maça nasıl sarıldıklarını izledim...
5'de Sosa'nın , 7'de Yasin'in gol pozisyonları maça heyecan katarken daha 20. dakikada çıkan kavga herşeyin habercisiydi aslında ..Galatasaraylı futbolcular haysiyet mücadelesini abartmışlar ve Beşiktaş'a bu maçı kolay kolay vermeyeceklerdi. Hatta dört hafta dinlenip bir maç oynayan Sneijder sanki tüm enerjisini bu maça saklamıştı ve ilk yarıda iki sarıdan atılmadıysa Mete hocaya dua etmesi lazımdı.
İlk yarıdaki bu görünüm siyah-beyazlı futbolcuları soyunma odasında kamçılamış olacak ki, .ikinci 45'in ilk 10 dakikasında Sosa ile % 99'luk gol pozisyonlarına girdiler, ama kaçırdılar.., üstelik ilerleyen dakikalarda Muslera kurtarışlarıyla sahneye çıktı....Ama zamanla fizik açıdan düşen G.Saray 70'den sonra oyuna giren Gökhan ve Cenk gibi hücumcuların katkılarına engel olamadı ve beklenen golü klasik Oğuzhan-Cenk halı saha paslarından Gomez bitirişiliyle yedi..
G.Saray'ı tebrik ediyorum, tüm dedikoduların aksine böyle bir mücadele ortaya koydukları için, ancak eleştiriyorum aynı zamanda, "sezon boyu neredeydiniz?" diye...
Ve , gelelim başlığa...
Bu denli zorlu bir rakibe karşı "Şeref'iyle oynayıp, Hakkı'yla" kazanan Beşiktaş' ı kutluyorum, Kartallar mutlu sona olası sürprizler dışında çok yakın artık.