Beşiktaş'ın zaferi ve Dursun Özbek'in sitemi

Ali Kaya SoysalDün gece UEFA sıralamasında 12. olan Türkiye ile 20. İsrail'in şampiyonları UEFA Avrupa Ligi maçında karşı karşıya geldiler. İlk 30 dakika rakibinin baskısını kabul ederek bekleyen Beşiktaş, maçın ilerleyen...

Ali Kaya Soysal
Dün gece UEFA sıralamasında 12. olan Türkiye ile 20. İsrail'in şampiyonları UEFA Avrupa Ligi maçında karşı karşıya geldiler. İlk 30 dakika rakibinin baskısını kabul ederek bekleyen Beşiktaş, maçın ilerleyen bölümlerinde oyuna ağırlığını koyarak skora gitti.

Önce biraz rakibi tanıyalım: Hapoel'in kelime anlamının İbrani kültüründe Yahudi topraklarında işçi birliğine ait beden eğitimi, yani sportif faaliyetler anlamına geldiğini biliyoruz. Hapoel ismini taşıyan 2 külüp var İsrail de,başkentinin Hapoel Tel Aviv' i ve eski Osmanlı şehri Beer Şeva'nın takımı. Bu kentte 3 lisanda "yurtta sulh cihanda sulh" ibaresinin yazılı olduğu Atatürk büstünün olması da ayrı bir güzelliktir. 

Osmanlı zulmünün bu bölgeye çektirdiklerinden ve bir kavmin İkinci Dünya Harbinde yaşadıkları eziyetlerden sonra  bu küçük Akdeniz kentinde Atatürk'e değer verilmesinin, özellikle yıllardır her Cuma namazından sonra İsrail bayraklarının yakıldığı, nedense "van münüt"  çıkışından sonra bu tip eylemlerin birden bire kesildiği bir ülkenin bireyleri olarak önyargılarımızı bir daha gözden geçirmemiz gerektiğini düşünmemiz açısından ne denli önemli olduğunu düşünüyorum. En yakın zamanda bu şehri ziyaret edeceğim.

Maça geçelim isterseniz; Beşiktaş son Dinamo Kiev maçında verdiği cezalı kayıplar Adriano, Aboubakar ve Beck'den yoksun 18 kişililk kadrosuyla maça çıktı. Buna karşılık rakip Hapoel Beer Şeva'nın  4 önemli oyuncusu eksikti. Şenol Güneş fiziki mücadeleyi tercih etmiş, rakibe önlemi öncelikli düşünmüş olacak ki, Oğuzhan ve Talisca yerine Necip ve Tolgay'la başladı. Doğru mu yaptı, bana göre yanlıştı. Çünkü ilk 30 dakikalık Beer Şeva baskısı bir gol getirse bu planından hemen dönmek zorunda kalacaktı, ama maçın seyri ve bitiş skoru Hocayı haklı çıkarttı.
 
Hep söylerim, maça en ideal onbirinle başla, rakip düşünsün. Tabii senden güçlü rakipler karşısında bu taktik sökmez ama Şeva böyle bir rakip değildi maç önü kağıt üstünde. Neyse.. Hoca belki de haftasonu oynayacağı Akhisar maçını düşündü, haklı olabilir. Ancak ligin 5. haftası kendi sahasında oynadığı 2-2'lik G.Saray maçını gözümün önüne getirince pek de hak veremiyorum..

Oyun ve skor olarak kolay geçen maçın Beşiktaş adına en öne çıkan ismi bana göre Necip'ti. İlk yarı orta alanda kestiği rakip atakları dışında 1. ve 3. gollerin hazırlanışındaki ön pasları maalesef asist sınıfına girmiyor, mükemmeldi. Bravo hem ona, hem de onu her zaman formda tutan hocasına. Yenilen goldeki küçük hatasına rağmen Mitroviç, Tosiç, Fabricio ve tabii ki 2 gol atan Cenk ve "artık ne zaman kötü oynayacak bu adam" dediğim Atiba takımın öne çıkan isimleriydi. Takımın en kötüsü demeyeyim ama en vasatı Babel'di. Olcay ve Kerim satıldıktan sonra ara transferde gelen bu oyuncunun o mevkide alternatifi yok. Dikkat!!..

Sonuç olarak, siyah-beyazlılar önümüzdeki Perşembe kendi sahasında bir mucize olmaz ise turu geçer ve 16'lara kalır. Gerisi sürprize her zaman açık UEFA Avrupa Ligi her şeye gebe.

***

Perşembe demişken, dün Galatasaray Başkanı Sayın Dursun Özbek'in yeni teknik direktörün imza töreninde 2 hafta sonra oynanacak GS-BJK derbisinin Pazartesi'ye alınması konusundaki serzenişlerine değinmek istiyorum. Başkan basın toplantısının yarım saatini buna ayırdı, 24 saatin hesabını yaptı. Efendim, niye Beşiktaş bu hafta sonu Pazar günü lig maçını oynuyormuş da bir sonraki hafta derbiyi Pazartesi oynayacakmış?

Kendisine hiç yakıştıramadım bu 30 dakilalık söylemlerini. G.Saray eskiden Avrupa maçlarını oynarken 48 saatte bir maç yapıyormuş, Öncelikle sayın başkana şunu söylemek isterim. Galiba basket takımıyla karıştırdınız, Beşiktaş Avrupa maçını dün, yani Perşembe oynadı. 23 Şubat Perşembe rövanş maçına çıkacak. İzin verin de 3 gün dinlensin. Ayrıca, G.Saray'ın birçok Avrupa maçının önü ve sonrası, bazı önemli maçlar arifesine lig maçları ertelenmişti. Çok iyi hatırlıyorum, Mayıs ayı geldiğinde -3 maçı kapatmak için çarşamba günleri tehir maçları oynanırdı, rakiplerinin onayıyla üstelik.

O yıllarda şampiyonluğa oynadığınız rakiplerinizden biri Beşiktaş idi ve fikstür takımının aleyhine olmasına rağmen o zamanki Başkan rahmetli Süleyman Seba olur vermişti, "bu bir ulus meselesidr" diye. Sizin başkanınız da Faruk Süren idi. Sorun isterseniz, kendisi hayatta..

Bir çok teknik adam boştayken, elinizi sallasanız ellisini alacağınız eski antrenörler dururken mütevazı bir Anadolu kulübünün kontratı devam eden bir teknik direktörünü ayartmanın ayıbını gündem değiştirerek örtmeye çalışmak istiyorsanız bir diyeceğim yok. Ama Ali Sami Yen'lerin, Suphi Batur'ların , Ali Uras'ların ruhlarına sorsaydınız keşke.

Veya Tevfik Fikret'e...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.