ABC GAZETESİ-ABD'de tutuklu bulunan Rıza Sarraf’ın davasında elde edilen yeni bilgilere göre savcı Preet Bharara'nın elinde tapeler, banka hesaplarının yanı sıra Türkiye, İran ve Dubai'den 7 tanığın olduğu Haberdar’dan İlhan Tanır’ın haberinden öğrenildi.
Bu 7 tanık arasında Türkiye'den yer alan bir kişi AKP iktidarında ile üst düzey bir ilişkiye sahip. Ayrıca bu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da çok yakın...
Söz konusu haberin ardından yaptığımız araştırmalar ve ulaştığımız kimi kaynaklar Erdoğan’a ve AKP yönetimine yakın bu tanığa dair özellikleri aktardılar. Anlatılan özellikler ise bizi bir isim üzerine yoğunlaşmaya itti.
Öncelikle bu tanığın ifadelerinin AKP ve Erdoğan’ın Sarraf üzerinden Suriye başlığına dair de önemli şahitlikleri olduğu belirtiliyor. AKP-Erdoğan kliğinin Suriye’deki cihatçı örgütleri nasıl finanse ettiğine dair tanığın elinde önemli deliller olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, söz konusu tanığın İran’a uygulanan ambargonun delinmesi sürecindeki para döngüsü tezgahının hazırlanmasına dair şahitliğinin de oldukça kritik olduğunun altı çiziliyor. Bahsi geçek şahit için Türkiye’deki rüşvet çarkından haberdar olduğu ve bizzat bu süreçte yer alan yöneticilerle ilişkili ve elinde 17-25 Aralık sürecinde de ortaya çıkmamış kanıtlar olduğu söyleniyor.
HAKAN FİDAN İSMİ ÖNE ÇIKIYOR
Söz konusu tanığa dair verilen en kritik bilgi ise Sarraf’ın Türkiye’den ''sağ çıkmaması’ gerekirken sağ çıkmasını sağlayan ve ABD’ye güvenle ulaşması için gerekli önlemleri alan bir karakter olduğu yönünde.
ABC’nin ulaştığı kaynaklar AKP içinde bu kadar etkin ve Erdoğan’a bu kadar yakın kaynağın ismini doğrudan vermeseler de anlattıkları özellikler bizi bu şahit için en kuvvetli adayın Hakan Fidan olduğu fikrine yöneltti.
Özellikle Ahmet Davutoğlu ile AKP ve Erdoğan arasında yaşanan gerilim esnasında Davutoğlu ve diğer muhaliflerin yanında yer aldığı bilinen Fidan’ın görevden alınmamasının ve hala istenmemesine rağmen Erdoğan’ın yanında tutulmasının sebebi de bu ihtimali kuvvetlendiriyor. Kısa süre önce görevden alındığı ve Tokyo’ya Büyükelçi olarak atandığı haberleri ardından bunun yalanlanmasında da bu durumun etkili olabileceği ihtimali söz konusu.