Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberine göre; Manisa’nın Soma ilçesinde yaklaşık 20 gündür tazminatları için eylem yapan madencilerin oluşturduğu arama kurtarma ekibi önceki gün deprem bölgesine gelerek çalışmalara katıldı. Enkaz bölgesinden ilk izlenimlerini paylaşan Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, depremler konusunda bir gönüllülük geçmişi olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Göçük konusunda deneyimli madenciler olduğu için hemen organize olduk. Atlayıp geldik. Madenciler de istekli geldi.
Aşina olduğumuz bir tablo. 1999 yılına göre müdahalede hız artmış. Kaotik tablo da hızla aşıldı. Madenci arkadaşlar da şaşıra şaşıra çalıştılar. Çekiçle bile vurunca kolon toz oluyor. Dağılıyor. Tost olmuş bina. Etraftaki insanlar 5 saniye içerisinde binanın çöktüğünü söylüyorlar. Hızla çökmüş bina. İçeridekilere refleks gösterme şansı da bırakmamış bina. Üzücü tabii. Binanın niteliklerini görünce yapı da zemin de sıkıntılı. Burada hem binayı yapanlar hem de burayı inşaatta açanlar bu ölümden sorumlu olmaları lazım. Bunlara dair öfke hissediyorum.”
Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir çoğu binanın depremde Bayraklı bölgesinde yıkıldığına dikkat çekerek buranın da 1980’lerde imara açıldığını, daha önce Bornova’nın tarla alanı olduğunu söyledi. Akdemir “Şu an olduğumuz yer normalde bamya tarlası ya da mandalina bahçesiydi. Bölgedeki birçok bina deprem yönetmeliği olmamasından ve çok sık değişmesinden ötürü depreme uygun yapılmamış. Hatta 3-4 yıllık binalarda bile ciddi hasarlar var” dedi.
Akdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “25 kişilik ekiple 4 grup oluşturduk. Enkazın olduğu yerleri ve hasarlı binaları kayıt altına aldık. Oldukça fazla ağır hasarlı bina var. Yıkılan binaların yapı kullanım izinleri var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın acilen hasarlı ve hasarlı olmayan binaları tespit etmesi gerekiyor. Sokakta kalan yurttaşlarımızın hayatını normalleştirmeye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
YIKILMALARI SÜRPRİZ DEĞİL
Cumhuriyet'e alandan ilk izlenimlerini paylaşan İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Şerif Günay gördüklerinin hiç şaşırtıcı olmadığını belirterek “Bu binaların yıkılması hiç sürpriz değil çünkü beton değil, çamur gibi bir malzeme. Yapımlarıyla ilgili ciddi hatalar var. Zeminle ilgili sıkıntılar var. Bunları üst üste koyduğunuzda yıkılması çok normal. Zaten 15 – 17 tane bina yıkılmış, bunun haricinde bizim gözlediğimiz çok fazla sayıda yıkılmaya çok yakın binalar var” dedi.
‘UYGULAMA HATASI’
Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesi Yelda Tuna ise bölgenin ağır hasarlı olduğunu vurgulayarak özetle şöyle konuştu: “Üzücü durum binaların bazılarının çok ağır hasarlı olup ama hemen yanındaki binanın hasarlı olmaması... Bunların proje aşamasından itibaren incelenmesi lazım. Uygulama hataları olduğunu düşünüyoruz. Rıza Bey Apartmanı’na baktığınızda arkasındakiler ya da yanındakiler ayakta duruyor. Yıkılmayan ama hasar gören bina sayısı çok. Kendi binalarımıza giderken bile arada hasarlı binalar gördük. Projelendirme ve uygulama sürecinde hatalar var mı bakılması lazım. Kontrol inşaatlarda çok önemli. Devletimiz bu kontrolü sistemli ve düzgün bir hale getirmeli.”
İMAR AFFI REKORU
İzmir’de 2018 yılındaki “İmar Barışı”na rekor düzeyde başvuru oldu. Toplam 811 bin 453 başvurunun yapıldığı İzmir, nüfusa oranlandığında Türkiye’nin en yüksek kaçak yapı başvurusu yapılan kenti durumunda.