AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "PKK ne demiş, HDP ne demiş bu bizim için önemli değil" dedi.
Binali Yıldırım, Perpa Camii'nde cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
"HAZİNEDEN BELEDİYEYE DEVRALACAĞIZ"
Hazine arsalarıyla ilgili olarak yürütülen çalışma hakkındaki soruya Yıldırım, "İmar barışı benim başbakanlığım döneminde çıkan bir yasadır. Bu yasa çerçevesinde Türkiye genelinde 10 milyonun üzerinde vatandaş müracaat etti. 2 milyona yakın İstanbul'da. Başka bir sorun daha var. O da rahmetli Özal döneminde başlayan özellikle gecekondularla ilgili bir sorun. Tapu tahsis belgesi elinde bulunan ancak mülkiyeti hazineye ait yerlerin tapularının verilmesi. Biz bununla ilgili bir çalışma yapacağız. Bu çalışmanın esası şu. Hazineden belediyeye devralacağız. Daha sonra belediye uygun ödeme şartlarında hak sahiplerine bunları verecek tapusunu da hemen verecek. Yani gecekondu niteliğinde tapu tahsis belgesine sahip konutlar tapuya dönüştürülecek ve 30 yıldan beri devam eden bu çile de sona ermiş olacak. 1 milyonun üzerinde olduğu da söyleniyor. Her yerde var. Bütün ilçelerde gecekondu yapılaşması var. Önce tapu tahsis belgesiyle müracaat edecek, sonra bu tapu tahsis belgesinin hazinenin yeri olanlar belediyeye önce geçecek. Daha sonra da hak sahibine uygun taksitlerde uygun ödeme koşullarında bunun devri yapılacak. Ve tapusu teslim edilecek. Hemen tapu teslim edilecek ödemeler bilahare taksit taksit gerçekleşecek. Bütün ilçeler hazır. Hepsini eş zamanlı olarak başlatacağız" şeklinde cevap verdi.
"KÜRT HEMŞERİLERİMDEN DESTEK İSTİYORUM"
Yıldırım, Öcalan'ın mektubuyla ilgili soruya ise, "PKK ne demiş, HDP ne demiş bu bizim için önemli değil. İkincisi İstanbul seçimine gidiyoruz. İstanbul'da Diyarbakır'dan daha fazla Kürt hemşerimiz yaşıyor. Dolayısıyla ben belediye başkanı adayı olarak Kürt hemşerilerimden destek istiyorum ve şunu bilmelerini istiyorum. İstanbul'da 15 milyona eşit adil hizmet yapacağız. Kürt, Türk, Çerkez, Göçmen yani etnik kimlik ayrımı yapmadan herkese bu hizmeti götürmenin gayreti içinde olacağım.
Kürt kardeşlerimizi birileriyle ittifak yapmaya zorlayan zihniyet unutulmamalıdır ki geçmişte Kürtlere en büyük zulmü yapan zihniyettir. Bunun da bu vesileyle hatırlatmayı bir vatandaşlık görevi olarak burada ifade ediyorum" dedi.
Türkiye’de istikrar olmadığı dönemlerde neler yaşandığını hepiniz biliyorsunuz. 1970’li yıllar Türkiye’nin kayıp yıllarıdır. 1980’de rahmetli Özal geldi işler düzeldi istikrar ülkenin kazanmasına sebep oldu. 1990’larda yine istikrar kayboldu. 28 Şubat ile koalisyonla boşa geçen 10 yıl oldu.
2000’li yıllar geldi. Halkımız AK Parti güç ve destek verdi 16 yıldır çalışıyoruz, çabalıyoruz ülkemizi bir noktaya getirdik. Türkiye bu 16 yılda ben 12 yıl bakanlık yaptı. Bu dönemde yaptığımız yollar, tüneller, köprüler, havaalanları, demiryolları, internet ağları ile Türkiye’yi dünyada alt yapı gelişmişliği bakımından 39. sıradan 9. sıraya çıkardık. 30 sıra birden yükseldik. Dünyada en gelişmiş 9. ülke Türkiye yollar bakımından, havaalanları bakımından internet bakımından demiryolları, limanlar, deniz taşımacılığı kolay bir iş değil. Başardık, çalışırsan kazanırsın çalışırsan başarırsın.
Az laf çok iş. Ülkeyi doğudan batıya kuzeyden güneye yollar ile böldük. 2 bin kilometre bölünmüş yol yaptık.
Bir gün bakanlarla yurt dışı toplantısındayım. "Biz yılda 2 bin kilometre bölünmüş yol yapıyoruz" deyince Amerikalı bakan dedi ki "Sayın bakan, herhalde 200 demek istedin." "Yok, biz yılda 2 bin kilometre bölünmüş yol yapıyoruz" dedim. Adam şaşırdı, "Nasıl olabilir? Impossible, impossible" dedi. Dedim ki "Zor olan hemen yapılır, imkansız zaman alır."