Bir Boğaziçili bir Melih Bulu kadar kolay yetişmiyor

Boğaziçi Üniversitesi doktora öğrencisi Yavuz Köroğlu, lisans eğitiminden doktora eğitimine kadar mücadele dolu yaşamını anlattı.

Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’nin teamüllerine uygun olmadığı halde Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından üniversiteye rektör olarak atandı. Bulu’nun Cumhurbaşkanı imzası ile daha yüksek mevkilere gelmesi mümkün, fakat Boğaziçili olmak bu kadar kolay değil. Boğaziçi Üniversitesi doktora öğrencisi Yavuz Köroğlu, lisans eğitiminden doktora eğitimine kadar mücadele dolu yaşamını anlattı. Köroğlu, “eksi ikinci katta, sürekli akreplerin olduğu, karanlık, doğalgaz sobası ile ısınan, aşırı rutubetli, tek odalı bir dairede yaşadım” dedi. Diğer yandan Bulu’nun akademik geçmişi Köroğlu’ndan güçlü değil.

AKP'de uzun süre siyaset yapan ve milletvekilliği adaylığı da bulunan Melih Bulu'nun, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasının yankıları sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde lisans eğitimine başlayıp ardından yüksek lisans eğitimini ve şimdilerde doktora eğitimini gören Yavuz Köroğlu, “bir Boğaziçili nasıl yetişiyor” diyerek yaşadığı zorlukları anlattı:

Harçlık için özel ders verdim

“İstanbul’da doğup büyüdüm. Boğaziçi’ne girdikten sonra hem okuyup hem de çalışmam gerekti. Ben geçinmek ve harçlığımı çıkarmak için Boğaziçi’ndeki lisans hayatım boyunca özel ders verdim. Başkaları yakınlardaki kafelerde komilik yaptı, başka ek işlerde çalıştı. Biz paraya ihtiyaç duyarken -altını çiziyorum- beş kuruş maaş olmadan, çeşitli zorunlu stajlarda çalıştırıldık. Biz ürettik, ürettiğimizi kullandılar; sadece ben değil, kimse maaş almadı bu stajlardan. Yüksek lisansa girdiğimde makale yazmaya, bunlardan çeşitli konferans ve dergilerde yayın yapmaya başladım. Arkadaşlarım da aynı şekilde tabii. Bu yayınları kullanan şirketler üretti, sermayelerini artırdı.” Köroğlu, tüm imkanların kendilerine sağlanmadığını belirterek arkadaşlarından iyi durumda olduğunu belirtti.

Boğaziçi’nin etrafındaki gecekondu evlerinin oluşturduğu Hisarüstü’nde yaşıyordum. Eksi ikinci katta, sürekli akreplerin olduğu, karanlık, doğalgaz sobası ile ısınan, aşırı rutubetli, tek odalı bir dairede yaşamam gerekti. Arkadaşlarıma göre bir tık daha iyiydim, benden önce o dairede yedi öğrenci beraber yaşamaya çalışıyormuş. Okumamız ve bir yerlere gelmemiz için de tüm imkanlar sağlandı gibi bir algı varsa lütfen gülünsün geçilsin.” Akademik geçmişinin Bulu’nunkine göre daha iyi olduğunun espri konusu olduğunu ifade eden Köroğlu, Bulu’nun atanmasına dikkat çekti.

Bulu’nun ataması üzerine başlayan tepkilerin 2016’daki rektörlük atamasına gelen tepkilerden daha yoğun olması hakında Köroğlu, “atanan kişi ve atamanın biçimi kesinlikle birer faktör, çünkü atandığı sırada Melih Bulu bir Boğaziçi öğretim üyesi bile değildi. Akademik geçmişi Boğaziçi içerisinden çıkabilecek adaylara göre çok yetersiz, biz doktora öğrencileri arasında ‘sen aday olsan akademik geçmişin daha kuvvetli’ şeklinde espirilere konu oldu” ifadelerini kullandı. Mücadele mesajlarını yineleyen Köroğlu, ümitli olduğunu vurguladı.

Ben geleceğe dair çok ümitliyim. Hocalarımdan çok ümitliyim; onlar da sorumluluk aldılar, sıkıysa onlara da terörist desinler. Her gün rektörlüğün önünde kayyuma sırtlarını dönüyorlar. Velilerimden ümitliyim; onlar çocuklarına el kaldıranları affetmeyeceklerdir. Halktan ümitliyim; zulme boyun eğmeyeceklerdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.