Bitlis’te 27 Kasım’da sabah saatlerinde 4,3 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Kısa süreli paniğe neden olan depremler can ve mal kaybına yol açmadı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, bu depremleri analiz ederek bölgenin jeolojik özelliklerine dikkat çekti.
FAY HARİTASINDA GÖRÜNMEYEN FAYLAR
Doç. Dr. Alkan, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından hazırlanan aktif diri fay haritasında, depremin gerçekleştiği bölgede herhangi bir fay hattının görünmediğini belirtti. Ancak "Deprem varsa fay da vardır" diyerek bu durumun dikkatle incelenmesi gerektiğini ifade etti. Alkan, "Burası jeolojik olarak özel bir bölge. Fay haritalarının güncellenmesi elzem" dedi.
BÖLGEDE TEKTONİK VE VOLKANİK AKTİVİTE
Bitlis ve Van civarının hem tektonik hem de volkanik aktiviteler açısından üretken olduğunu söyleyen Alkan, bölgede 25 Eylül’de Hizan ilçesinin doğusunda 4,6 büyüklüğünde, 27 Kasım’da ise batısında 4,3 büyüklüğünde iki ayrı deprem yaşandığını hatırlattı. Bu depremlerin ardından yaklaşık 30 artçı sarsıntı kaydedildiğini belirten Alkan, artçıların devam edebileceğini söyledi.
"DİRİ FAY HARİTASI GÜNCELLENMELİ"
Kahramanmaraş depremleri sonrası MTA, AFAD ve üniversiteler tarafından diri fay haritasında çeşitli güncellemeler yapıldığını ifade eden Alkan, Bitlis’te yaşanan bu depremlerin mevcut haritada bir karşılığı olmadığını vurguladı. "Bu, bölgedeki çalışmalara daha fazla önem verilmesi gerektiğini gösteriyor. Depremlerin doğrultu atımlı faylardan kaynaklandığını düşünüyoruz" dedi.
DAHA DERİNLEMESİNE ÇALIŞMA ŞART
Jeofizik mühendisleri olarak bölgedeki depremleri çözümlemeye yönelik çalışmalara başladıklarını ifade eden Alkan, MTA, AFAD ve ilgili kurumların daha detaylı incelemeler yapması gerektiğini söyledi. "Bu bölge, deprem potansiyeli açısından özel bir alan. Fay haritasının güncellenmesi, olası tehlikelerin daha net anlaşılmasını sağlayacaktır" diyerek uyarılarda bulundu.