Biliyorsunuz değil mi, “Black Widow” aslında 1 Mayıs 2020’de vizyona çıkacaktı. Hatta Empire, Total Film gibi erken basılan popüler sinema dergileri nisan ve mayıs aylarının kapaklarına taşımışlardı filmi. Sonrasında olanları hatırlıyorsunuzdur az çok, pandemi falan derken 1 yılı aşkın bir süredir bekliyordu film. Dahası “Black Widow” tam 737 gün sonra salonlara çıkan ilk Marvel filmi, bir de işin bu boyutu var. Neyse ki nihayet bugün vizyona girdi de Marvel’in bu çok umutlar beslenen, çok beklenen filmine kavuştu dünya. Üstelik aynı anda dijital olarak da gösterime girdiği için gişede nasıl bir performans göstereceği ayrı bir merak konusu; bunu da birkaç hafta içinde anlarız.
Son zamanların modası mıdır bilemem (umarım sadece dönemsel bir eğilim değildir) ama Marvel’de kadınların ağırlık kazanması işleri çok daha renkli, derinlikli ve esprili bir hale getirdi sanki, umarım bu düşüncelerimde yalnız değilimdir. Bir yandan Kate Herron’ın yönettiği “Loki” ve Kari Skogland’ın yönettiği “Falcon and the Winter Soldier” ile küçük ekranda dizginleri kadınlara teslim eden Marvel, bir yandan da kadın ağırlıklı hikâyelere öncelik tanımaya başladı. MCU’nun 24. filmi “Black Widow” da bunlardan biri (Marvel’in kadın bir kahramanı odağa koyduğu ilk film de hatırlarsınız 2019 tarihli “Captain Marvel” olmuştu) ve tabii ki yönetmen koltuğunda bir kadın oturuyor: Cate Shortland. Kadın karakterlerin ön planda olduğu, kadın yönetmenlerin yönettiği bu yeni evre bu kadarla kalmayacak üstelik. Yılın en sükseli ismi Chloé Zhao da bir Marvel filmi çekiyor (“Eternals”) biliyorsunuz. Bir aksilik olmazsa Kasım 2022’de izleyeceğimiz “The Marvels”i de bir başka kadın yönetmen, Nia DaCosta çekiyor ki onun imzasını taşıyan yeni “Candyman”i de ayrıca merak ve heyecanla bekliyoruz, değil mi? Velhasıl, kadınların getirdiği bu yeni ve farklı bakış açısından son derece memnunuz. Üstelik iki kız kardeşin hikâyesini anlatan (birisi için bir anlamda veda, diğeri için bir anlamda ‘origin’ yani başlangıç hikâyesi) “Black Widow”un feminist bakışla bir eleştirisinin yapılması da ayrıca çok iyi olur diye düşünüyorum; filmin içinde kadın dayanışması, erkeklerin uyuttuğu kadınların uyanması gibi çok bariz mesajlar var sonuçta.
CASUS FİLMİ GİBİ
“Black Widow”un en ilginç ve belki de en güzel yanıysa aslında hiç de MCU filmi gibi durmaması. Bir kere birçok MCU filmindeki klişeye hiç yüz verilmemiş ve diğer Avengers kahramanları küçük anlarda da olsa hikâyeye dahil edilmemiş. Yani şimdiden bazılarınızın hevesini kıracağım ama acaba Iron Man gelir mi, Hulk bir yerden bakar mı, Captain America ne haldedir gibi sorularınız varsa, unutun. Tabii ki post-credit (filmin bitimindeki yazılar) bir sahne var, onu bekleyin ama fazlasına da bel bağlamayın. Bunun da ötesinde “Black Widow” MCU’dan ziyade sanki bir “Mission Impossible” ya da Bond filmi gibi tasarlanmış. Spesifik bir görev var ve iki kız kardeşin odakta olduğu küçük bir ekip bu görevi tamamlamak üzere oradan oraya gidiyor. Bir yerde hemen her “Mission Impossible” filminde kullanılan bir trük var hatta ama onu söylemeyeceğim tabii. Filmin Ray Winstone tarafından canlandırılan kötü adamıysa tam bir Bond kötü adamı gibi (hatta bunun bir yansımasını filmde de görüyoruz, bir sahnede TV ekranında “Moonraker” oynuyor). Tabii ki aksiyon sahneleri yine mantığın sınırlarını zorlayacak ölçüde anlar içeriyor ama bir süper kahraman filminde olduğu gibi değil de (süper kahramanlar için normal işler çoğu), bir Bond ya da, M:I filminde olduğu gibi. Aksiyonun en yoğun yaşandığı anlarda bile komedinin kendini göstermesi ise bu sefer hiç sırıtmamış sanki; hatta cuk oturmuş. Johansson son kez Black Widow kostümünü giydi muhtemelen. Bundan sonra Natasha Romanoff yok ama onun kız kardeşi Yelena Belova var, yani Black Widow artık o. Onu da bu filmde ilk kez MCU’da izlediğimiz Florence Pugh oynuyor ki, son dönemin en parlak yeni yıldızlarından biri kanımca. Kendisini ilk kez “Lady Macbeth”de izleyip hayran olmuş, sonra “Midsommar” ve “Little Women” gibi filmlerle kariyerinde emin adımlarla ilerleyişini izlemiştim. Bir de arada çektiği “Little Drummer Girl” TV dizisi var ki, kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Sonuç olarak “Black Widow” gişede beklentileri ne derece karşılayacak bilemiyorum ama Marvel tutkunları büyük ölçüde tatmin olacaktır diye düşünüyorum. Salona giden pişman olmayacaktır bence. (Emrah Kolukısa)
FİLMİN NOTU: 8/10