Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi Can Candan, daha önce iki kez görevinden alınıp göreve iade edilmiş, ardından üçüncü kez görevden alınmıştır. Candan, bu süreçte yaşananları değerlendirirken, "Sadece Boğaziçi değil, tüm Türkiye yıllardır maalesef büyük bir yönetim krizi içindedir. Bu kriz, tüm üniversiteleri ağır şekilde etkilemektedir," şeklinde konuştu.
Cumhuriyet gazetesinden Figen Atalay’a yaptığı açıklamalarda Candan, yaşadığı süreci detaylı bir şekilde aktardı. Temmuz 2021’de kayyum rektör Naci İnci tarafından kadro sürekliliği engellendiği için görevine son verildiğini belirten Candan, Ocak 2021’den bu yana Boğaziçi Üniversitesi'nde meydana gelen olaylara karşı, üniversite özerkliği, akademik özgürlükler ve demokratik işleyişlere yönelik saldırılara itiraz ettiğini ve bunu uluslararası platformda dile getirmeye çalışan birçok akademisyenden biri olduğunu ifade etti. İlk görevden alma kararına karşı açtığı davayı kazanarak Nisan 2022’de göreve iade edilmiştir. Ancak, Temmuz 2022’de tekrar kadro süresinin yenilenmemesi nedeniyle ikinci kez görevine son verilmiştir. Bu sefer iki dava açmış; biri disiplin cezasının iptali, diğeri ise görevden alma işleminin iptali için olmuştur. Her iki dava da lehine sonuçlanmış ve Haziran 2023’te bir kez daha göreve iade edilmiştir. Ancak, Temmuz 2023’te önceki tüm mahkeme kararlarına rağmen üçüncü kez görevine son verilmiştir. Candan, bu hukuksuz işlemin iptali için yine dava açtığını, fakat 13 ay geçmesine rağmen mahkemeden henüz bir karar çıkmadığını vurgulamıştır.
Candan, üç kez arka arkaya görevine son verilmesi sonucu toplamda üç akademik yıl boyunca ders veremediğini, üniversitesinde, ofisinde, öğrencileri ve meslektaşlarıyla çalışamadığını, işe iade edilene kadar maaşsız kaldığını ve bu süreçlerin maddi ve manevi yükünü taşımak zorunda kaldığını dile getirmiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, bir akademisyen olarak özerk, özgür ve demokratik bir üniversiteyi koruma sorumluluğunun bilincinde olduğunu ve mücadeleden asla vazgeçmediğini belirtmiştir.
Üniversitedeki gelişmelerin öğrencileri de olumsuz etkilediğini vurgulayan Candan, "Öğrenciler, büyük emeklerle girdikleri ve kendilerini güvende hissettikleri üniversitelerinin gözlerinin önünde hasar gördüğünü ve yıkılmaya çalışıldığını görüyorlar. Üniversitelerin özerkliği, akademik özgürlükler ve demokratik işleyişler; kişisel haklar ve özgürlükler sürekli olarak ihlal ediliyor," şeklinde bir tepki göstermiştir.
Son olarak, Candan, "Hepimiz bu yönetim krizinin sonuçlarını ağır bir şekilde yaşıyoruz. Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil, tüm Türkiye maalesef yıllardır büyük bir yönetim krizi içinde sürükleniyor. Bu otoriter rejim devam ettiği sürece, bu krizlerin de devam edeceği maalesef görünmektedir," ifadelerini kullanarak durumu özetlemiştir.