11 Ağustos’ta başlayan aşırı yağışlarla Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta meydana gelen sel ve su baskınlarıyla mücadele ediyor. Bozkurt ilçesinde çarşamba günü yaşanan yoğun yağışla birlikte Ezine Çayı taşarak yer yer 3-4 metre yüksekliğe ulaşınca, çaydan yükselen sular etraftaki ev ve dükkânlarda büyük tahribata yol açarken birçok arabayı da önüne katarak sürükledi.
Sel felaketinin yarattığı tahribat sıcaklığını hâlâ koruyor. Birçok kayıp yurttaşa da halen ulaşılamazken kayıp sayısı hakkında çeşitli iddialar dillendiriliyor. Sel, özellikle Ezine Çayı kıyısını tam anlamıyla yıkmış geçmiş durumda. Selde Ezine Çayı kıyısında bulunan sekiz katlı Ölçer Apartmanı tamamen çöktü. Ölçer Apartmanı yanında bulunan bir yatılı kız Kuran kursu binasıyla diğer iki apartman da kullanılamayacak şekilde yıkıma uğramış durumda.
“EMEKLERİMİZ GİTTİ”
Cumhuriyet’ten Hüseyin Hayatsever’in haberine göre, evleri yıkılan Bozkurtlu yurttaşlar, gözyaşlarıyla dere yatağındaki temizlik çalışmalarını izliyor. Selde evi öne yatarak kullanılamayacak hale gelen yurttaşlardan Hatice Öztürk, sele evinde yakalanmaktan kıl payı kurtulduğunu anlatıyor. “Ben tesadüf eseri evin önündeydim, ne olduğunu anlayamadık bile. Birden sular yükseldi, önüne ne aldıysa yıktı geçti. Canımız kurtuldu şükür lakin bunca yıllık emeklerimiz, anılarımız, hepsi gitti” diyor.
“BEN ÖMRÜMDE BÖYLE BİR SEL GÖRMEDİM”
Tamamen çöken Ölçer Apartmanı’nın hemen yanındaki apartmanda yaşayan 60 yaşındaki Aziz Taş ise yıkılan apartmanın yaklaşık 3-4 yıl önce inşa edilen yeni bir bina olduğunu anlatıyor. Kendi apartmanlarının ise 2010 yılında inşa edildiğini ve temelinin sağlam olduğunu, yıkılan binanın ise aynı sağlamlıkta inşa edilmediğinin görüldüğünü söyleyen Baş, “Ben ömrümde böyle bir sel görmedim, çok şiddetli bir yağıştı. Fakat başka binalar ayaktayken yeni yapılan bir bina nasıl böyle çöker?” diye konuşuyor. Selde hasar alan diğer iki apartman ile yatılı Kuran kursu binasının ise 20-25 yıl önce yapılmış binalar olduğu belirtiliyor.
65 yaşındaki Süleyman Yavuz ise “Doğa eninde sonunda kendini hatırlatıyor” diyor: “Dere yatağına böyle ev yapılırsa gün gelir, kendini hatırlatır. Maalesef bu hatırlatma çok yıkıcı oldu. Kayıplarımız var, içimiz yanıyor.”
“EVİ BOŞALTIN DENİLMEDİ”
Bozkurt’ta konuştuğumuz yurttaşların birçoğu, Ezine Çayı taşmadan önce ilçede yapılan uyarıların yetersiz olduğunu, yapılan “Arabalarınızı dere kıyısından çekin” anonsunun halkı yanlış yönlendirdiğini anlatıyor. Tamamen çöken Ölçer Apartmanı’nda akrabaları bulunduğunu söyleyen ismini vermek istemeyen bir yurttaş, “Arabalarınızı dere kıyısından çekin, sel gelebilir’ diye anons yapıldı. Fakat evleri boşaltın diyen olmadı. O yüzden bu evlerde oturanlar çocuklarını, yaşlılarını evde bıraktı. Daha sonra evlerinin yakınına geldiklerinde ‘Şimdi eve girmeyin, evler yeni, bir şey olmaz’ denildi. Fakat sel öyle bir geldi ki evi yıktı geçti, şimdi bizim çocuklarımız, yaşlılarımız kayıp. Kaç gün geçti, cenazelerini bile bulamıyoruz. Bunun sorumlusu kim, biz derdimizi kime anlatacağız?” sözleriyle isyanını dile getirdi.
“BU HES DENEN BELAYI ORAYA YAPTILAR”
Bozkurt sakinlerinin birçoğu, ilçede daha önce görülmemiş selden Ezine Çayı üzerine kurulan Ebru Hidroelektrik Santralı’nı (HES) sorumlu tutuyor. Ezine Çayı kıyısında yıkılmış evleri gözyaşlarıyla izleyen bir yurttaş, yorgun bir sesle şunları anlatıyor:
“Şimdi tüm gazeteciler buraya geldiler, bu yıkımı çekiyorlar, bize halimizi soruyorlar. Bize bir şey sormanıza gerek yok, işte her şey ortada. Benim ömrüm burada geçti, bu derenin suları ancak karlar eridiğinde, yağmur yağdığında yükselirdi. Bu HES denen belayı oraya yaptılar, yapılmasın diye uğraşanlar, karşı çıkanlar oldu lakin yaptılar. Şimdi inkâr ediyorlar, HES patlamadı diyorlar. 50 yıllık ömrümde taşmayan bu dere şimdi niye taştı? Bize halimizi soracağınıza asıl bu HES’i yazın.”
“HES YOKKEN HİÇ TAŞKIN, BASKIN OLMADI”
Bu sözleri duyan başka bir yurttaş ise şunları söylüyor: “Bu derenin yatağına iner balık tutardık, suyu birkaç karış yükselir yükselmezdi. HES yokken hiç taşkın, baskın olmadı. Biz devletimize bağlıyız, HES’e karşı konuşan kötü oluyor lakin şimdi biz bunu sormayalım mı? HES yokken baskın yoktu, HES yapıldı, sel geldi. Kimdir bunun sorumlusu?”