Korkusuz Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli, Danıştay kararının ardından Diyanet'e devredilerek 24 Temmuz 2020'de ibadete açılacak Ayasofya'yı yazdı.
‘Bu kadarı da olmaz ya da bunu yapmaz’ diyenlere ben söyleyeyim ‘AKP durmayacak’
Hüsnü Mahalli'nin 'Bu cami kimin için' başlıklı köşe yazısı şöyle:
"Hep söylüyorum; Son 18 yılda ve özellikle Kanlı Arap Baharı’ndan sonra AKP istediği her şeyi yaptı ve yapacak. Ayasofya konusunda olduğu gibi. Hep söylüyorum; Türkiye’nin içerde yaşadığı sorunların genel olarak nedeni yanlış dış politik hesaplardır. Son Ayasofya kararında olduğu gibi. İktidar Ayasofya kararıyla içeriye değil daha çok dışarıya mesaj vermektedir. Önce yandaşlara sonra da düşmanlara. İktidar dünyadaki tüm İslamcılara “Bakın biz sizin için neler yapıyoruz hatta nelere katlanıyoruz” diyor ve bunun propagandasını yapıyor. Dışarıyı izleyen biri olarak AKP’nin bunda başarılı olduğunu söyleyebilirim. Bu propagandaya göre “Arap Baharı’ndan sonra İslamcılara arka çıkan Erdoğan Türkiye’de Hilafet ve Saltanatı getirmek için emperyalizme ve siyonizme karşı büyük savaş veriyor”. Başka! “Arap Baharı öncesinde Suudi’lerin patentinde olan Müslüman Kardeşler ve dünyadaki İslamcılar şimdi Erdoğan’a yanaşıyor”.
Başka!
Suudi’lerle kavgalı ama aynı Vahabi mezhebinden olan Katar Emiri müttefik ABD’nin de onayını alarak parasıyla Ankara’nın yanında duruyor. Biliyorsunuz parasız hiçbir şey olmaz!
Başka!
“Suudi’lerin Mekke ve Medine’si varsa Erdoğan’ın da Hilafet ve Saltanatın başkenti İstanbul’u var ve İstanbul’da Aya Sofya”. Ya batıya inat adı öyle kalarak ibadete açılır ya da batıya gıcıklık olsun diye önemli bir Müslüman ya da Osmanlı önderin adı verilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Önce Sultanahmet’i doldurun sonra Ayasofya’dan söz edin” sözü de unutulur gider.
Bir daha söylüyorum; Her konuda olduğu gibi öncelik dış hesaplara. Yoksa Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılmasından AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyunun büyük artış göstereceğine inanmıyorum.
Şimdi seçim yapılsa belki % 2-3 puanlık bir artış olabilir ama bir yıl sonra bu heyecan unutulur gider. Suriye ve Libya “fetihlerinin” unutulduğu gibi! Bu sosyolojik ve psikolojik ve dolayısıyla algı hikayeleri çoğu zaman karmaşıktır ve her zaman doğru bir şekilde sonuç vermez. Özellikle hesaplar başlangıçta yanlış yapılmışsa. Özellikle dışarda. Hep söylüyorum; “Kısa vadede bazı kazanımlar elde edilse bile orta ve uzun vadede kalıcı zaferler elde etmek olanaksızdır”. Hele hele bu kadar “düşmanınız” varsa.
Müslüman ülke yönetiminden en az 45’i AKP iktidarının politikalarından rahatsız
Arap coğrafyasında 22 ülkeden bir tek Katar yönetimi Ankara’dan yana. 56 Müslüman ülke yönetiminden en az 45’i AKP iktidarının politikalarından rahatsız. Avrupa’da durum aynı. Yok eğer AKP “Ben ülke yönetimlerine değil orada yaşayan Müslüman ya da İslamcılara bakar ve onlarla iş tutarım” diyorsa o zaman konu değişir. Benzer şekilde AKP “Ben Avrupa ülkelerinin bana karşı düşmanca tavırlarına karşılık ben de o ülkelerdeki 15 milyon Müslüman ya da İslamcılarına çengel atarım” diyorsa o ise bambaşka.
Başta Rusya ve Yunanistan olmak üzere dünya Ortadokslarının tepkisi ayrı bir hikaye. Zaten Libya ve Suriye’de Rusya ve Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege’de Yunanistan’la kavgalıyız. Rusya ve Yunanistan’da Türk kökenli Müslümanlar var. Ortadoks Bulgaristan’da olduğu gibi. ABD ise dost gibi görünür ama gerektiğinde hep numara çeker.
Fırat’ın doğusunda olduğu gibi. Sırada başka ne var bilemem ama Ayasofya bu hikayelerin son halkası değil. AKP dışarda ve içerde aksiyonu çok seviyor. “Bu kadarı da olmaz ya da bunu yapmaz” diyenlere ben söyleyeyim “AKP DURMAYACAK”. 2023 yaklaştıkça AKP tansiyonu yükseltecek.
“YURTTA HARP CİHANDA HARP”
Kime karşı mı? Ne fark eder ki? “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” misali kavga etmek isteyenler için gerekçe her zaman vardır. Haklı ya da haksız. Önemli olan son amaç nedir?
Daha açık soralım: AKP; herkese kafa tutarak ne yapmak istiyor?
AKP; Arap ve dünya İslamcılarını yanına alarak yeniden bir Osmanlı egemenliği mi kurmak istiyor?
AKP; içerde var olan bildik çok zor koşullara rağmen bu amaçlarının tümünü nasıl gerçekleştirecek? AKP; toplumu ve devleti İslamlaştırabileceğine inanıyor mu? EVET. EVET olduğu için de AKP hiçbir konuda geri adım atmayacaktır. Şimdiye kadar attıramayanlar, atmasına sessiz kalanlar ya da yeşil ışık yakanlar düşünsün. İçerde ve dışarda. Yoksa onların da mı bir hesabı kitabı var!"