Korkusuz yazarı ve TELE1 programcısı Can Ataklı, AKP'nin mağduriyetlerinin hiç bitmediğini yazdı.
Can Ataklı bugünkü "Mağdurdum, mağdurum ve hep mağdur olacağım”başlıklı yazısında, 'AKP'nin bir anda demokrat olduklarını' yazdı.
Can Ataklı, "Belediyeler çalışmaya bir başlasın, hayat normale dönsün, kim bilir ne mağduriyetler çıkarıp milletin yakasına yapışacaklardır." diyerek AKP'nin durmayacağını aktardı.
İŞTE O YAZI:
Çok tuhaf bir dönemden geçiyoruz.
Belki tuhaf değil, komik demeliyim.
Öyle ya; AKP'liler CHP'ye “hırsız” diye bağırıyor.
“Şaibeli” seçimden söz ediyor.
Hukuk ve demokrasinin dışına çıkıldığını, böyle bir rezaletin görülmemiş olduğunu ileri sürüyorlar.
Gülmemek mümkün mü?
AKP söylüyor bunları.
Bir anda demokrat oldular.
Hukuk en üstün kavram haline geldi.
Seçimlerden sonra itiraz etmenin bir “demokratik hak”olduğunu söylüyorlar, muhalefetin paniklediğini öne sürüyorlar.
Gel de gülme.
Ancak konu gülünecek bir konu değil.
Çaresizlik içinde çırpınanlar kaos yaratmak, halkı birbirine düşürmek, bundan nemalanarak iktidarlarının tatlı günlerini sürdürmek istiyor.
Hep mağduru oynadılar.
Mağduriyetleri hiç bitmedi.
İktidara geldikleri ilk gün başladılar yakınmaya.
“Vesayet sistemi” vardı Türkiye'de. Asker, hep “darbe yapmakla” tehdit ediyordu iktidarı.
Dış güçler rahat bırakmıyordu ki AKP ülkeye hizmet etsin.
Karanlık güçler sinsice pusuda bekliyordu.
Muhalefet darbeciydi, darbelerden medet umuyordu.
Dış güçler muhalefeti yönetiyordu.
Muhalefet her fırsatta Türkiye'yi dışarıya şikayet ediyordu.
“Bizi hep mağdur ettiler” diyerek insanları ezdiler aslında.
“Siz bize çok çektirdiniz” diyerek, binlerce insanı hapislere attılar, işsiz bıraktılar.
Ama hep mağdurlardı.
Mağduriyetlerinin kibre dönüştüğünü bile fark edemiyorlardı.
Bugün de mağdurlar.
Seçimlere hile karıştırıldığını ve mağdur edildiklerini söylüyorlar bu kez.
İnanın bu mağduriyet hiç bitmeyecek.
Seçimlerde yenildikleri tescillenecek ama yine ikna olmayacaklar.
“Bunlar FETÖ'nün işi” diyecekler.
Ya da “Amerika, Türkiye'de darbe yaptı” diye saçmalayacaklar.
“Bizi devirmek için görüyorsunuz bütün dünya birleşti” diye ağlaşacaklar.
Şimdi diyorsunuz ki, “İki gündür zaten bunu yapmıyorlar mı?”
Durun bu daha bir şey değil.
Belediyeler çalışmaya bir başlasın, hayat normale dönsün, kim bilir ne mağduriyetler çıkarıp milletin yakasına yapışacaklardır.
BUNU YAZMAK GEREK
Seçimde şaibe varsa sorumlusu iktidardır
Sanki bir komedi filmi izliyoruz.
Akıl tutulmasına uğramış bir güruh çırpınıyor.
Neymiş; “Seçimlere hile karışmış”, bu demokrasiye ve hukuka aykırıymış.
Bu seçimlerde yaşananlar bugüne kadar görülmemiş bir hırsızlıkmış.
Seçimlere şaibe karışmış, oylar yeniden sayılmalıymış, hatta bazıları daha da ileri gidiyor “Seçimi tekrar etmek gerek” bile diyor.
17 yıldır her seçimin dürüstlük içinde yapıldığını söyleyen, muhalefetin bütün itirazlarını YSK'ya reddettiren, itiraz edenleri de alçaklıkla suçlayanların şimdiki çırpınmaları aslında ibretverici bir olay.
Ama bir noktayı görmüyorlar ya da panik halinde oldukları için akıllarına gelmiyor.
Eğer seçimlere şaibe karıştıysa, görülmemiş hileler yapıldıysa bunun sorumlusu muhalefet değil iktidardır.
Çünkü bir ülkede seçim güvenliği iktidara emanettir.
Oy pusulalarının basımından, sandıkların oluşturulmasına, sayımdan, listeleri tutmaya kadar her şey bizzat iktidarın yaptığı organizasyonun bir sonucudur.
Eğer bir hile yapılabiliyorsa, şaibe karıştırılabiliyorsa muhalefetin bunu yapabilmesi neredeyse olanaksızdır.
Ama burası “Yeni Türkiye” dedikleri tuhaf bir ülke haline geldi.
İktidarın bu saçma sapan söylemini, canhıraş biçimde ve onursuzca savunan bir medya ile akademi dünyası ayrıca bunlara inanmaya hazır geniş bir halk kesimi var.
<>