Yılın bitmesine çok az kala korkunç bir cinayet işlendi.
Ülkü Ocakları’nın eski Genel Başkanı Sinan Ateş, arkadaşı Selman Bozkurt ile Ankara’nın Çankaya ilçesinde bir apartmandan çıktıkları sırada, motosikletli kişinin silahlı saldırısına uğradı.
Saldırıda Sinan Ateş başına isabet eden kurşunla ağır yaralanırken, Selman Bozkurt da omzundan yara aldı.
Başından yaralanan Sinan Ateş olay yerine gelen ambulansla hastaneye götürülmesine rağmen kurtarılamayarak hayata veda etti.
Ancak Sinan Ateş’in katledilmesinden sonra çok şaşırtıcı bir sessizlik oldu.
6’lı masadaki liderler Ateş’in öldürülmesine tepki gösterirken başta Ülkü Ocakları’nın hamisi olan MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den tek satırlık açıklama bile gelmedi.
Aynı şekilde iktidar kanadı da bu cinayete sessiz kalmayı tercih etti.
Konunun en yakın takipçisi olması gereken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve yardımcıları da hiçbir açıklama yapmadılar.
Neden?
Ülkü Ocakları gibi MHP’nin etkin gücü olarak bilinen bir kuruluşun eski başkanının suikasta kurban gitmesi iktidar kanadını neden hiç ilgilendirmedi acaba?
Aslına bakarsanız bu cinayetle ilgili ilk andan beri zihinlerde ciddi kuşkular var.
Öldürülen Sinan Ateş, 2020-2021 yıllarında Ülkü Ocakları’nın başkanlığını yürütüyordu.
MHP ile ilişkileri o dönem çok yakındı.
Ancak daha sonra MHP’nin uyguladığı siyaseti eleştiren Sinan Ateş, hem başkanlıktan hem üyelikten ayrılmıştı.
Son zamanlarda İYİ Parti’ye daha yakın davranıyor ve İYİ Parti’li milletvekilleriyle ilişki içinde görülüyordu.
Uğradığı suikastla ilgili MHP’den hiç tepki gelmemesi hem şaşırtıcı hem de hayli kuşkulu değil mi?
Normal koşullarda seçime gidilen bir süreçte işlenen böyle bir cinayetin herkesi ayağa kaldırması gerekir.
Hele AKP ve koalisyon ortağı MHP’nin yeri göğü inletmesini beklerdi herkes.
Sessizlik “Artık bizden değildi, ne olursa olsun” düşüncesinden mi kaynaklanıyor yoksa işin içinde başka bir şey mi var?
Katil zanlısı olarak sabıka kaydı hayli kabarık olan çok genç birinin yakalanması da zihinlerde “Yine benzer oyunlar mı oynanıyor?” sorusunu sorduruyor.
Bu cinayet belki şimdi pek konuşulmuyor ama önümüzdeki dönemde bununla ilgili tuhaf gelişmeler yaşanacağı endişesi yaratıyor bende.
Bir kenara yazalım da dursun; bakalım, görelim.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Sedat Peker’in “çok güzel hareketler” atağı
Açıklamaları ile iktidarı hayli güç durumda bırakan ancak Birleşik Arap Emirlikleri’ne yapılan ağır baskılar sonucu dijital ortam yasağına maruz kalan Sedat Peker, “çok zeki” hamleler yapıyor.
Peker son bir haftada iki kez tweet attı ve bir dakika içinde sildi.
Böylelikle dijital yasaktan kendini kurtarıyor.
Ancak belli ki tweetleri atmadan önce bazı kişileri uyarıyor, bunlar anında RT’lerle tweetin dağılmasını sağlıyor ancak tweet ana sunucu Peker’in hesabı anında silindiği için kimse bu hesaba girip bu tweeti göremiyor.
Böylelikle Peker, “Ben tweet atmadım, hesabıma girilmiş, ama ben görür görmez kaldırdım” diyebiliyor.
Peker son olarak bir suikasta kurban giden Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş için bir tweet attı ve beş on saniye içinde de sildi.