İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Yüksel Yağcı, ölen Nazmiye Oruçoğlu'nun oğlu İbrahim Serhat Yağcı ve ölü bulunduğu minibüsün sahibi Erhan Çetinkaya hazır bulundu. Duruşma savcısı mütalaasında, eski eş Yüksel Yağcı hakkında "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis isterken, diğer sanıklar hakkında beraat talebinde bulundu.
BERAATLERİNİ İSTEDİLER
Tutuksuz sanık Yüksel Yağcı savunmasında, "Çok mağdurum. Yalan bir iddiadan dolayı hakkımda dava açıldığı kanaatindeyim. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum" dedi. Diğer sanıklar da beraatlerini talep etti. Sanıklar son sözlerinde de beraatlerini talep ettiler.
ÜÇ SANIĞA DA BERAAT
Mahkeme heyeti, sanıklar Yüksel Yağcı, İbrahim Serhat Yağcı ve Erhan Çetinkaya'nın üzerine atılı suçlardan delil yetersizliği nedeniyle beraatlerine karar verdi. Sanık Yüksel Yağcı'nın yurtdışına çıkış yasağı yönündeki adli kontrolünün karar kesinleşinceye kadar devamına karar veren mahkeme, diğer sanıklar hakkındaki adli kontrollerin kaldırılmasına hükmetti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 17 Eylül 2018'de Nazmiye Oruçoğlu'nun oğlu İbrahim Serhat Yağcı tarafından kayıp başvurusunda bulunulduğu, yapılan araştırmada 13 Eylül 2018'de Kemerburgaz'da atıl durumdaki minibüsün bagajında bulunan kimliği belirsiz kadın cesedinin DNA testiyle Nazmiye Oruçoğlu'na ait olduğu tespit edilerek soruşturma başlatıldığı belirtiliyordu. Soruşturmada telefon kayıtlarında yapılan incelemede, Nazmiye Oruçoğlu'nun HTS kayıtlarına göre, sanıklar Yüksel Yağcı ve Erhan Çetinkaya ile aralarında görüşme yaptıklarının tespit edildiği, Oruçoğlu'nun telefonunun kapandığında bu sanıklarla birlikte olduğu anlaşıldığı da kaydedildi. İddianamede, Yüksel Yağcı, Erhan Çetinkaya ve İbrahim Serhat Yağcı'nın "Kasten öldürme" suçunu birlikte işledikleri belirtilerek müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyordu.
SUÇLAMAYI KABUL ETMEMİŞTİ
Sanık Yüksel Yağcı eski savunmasında, "Nazmiye ile 2007 yılında ayrıldık. Ortak hisseli evimiz vardı. 2014 yılında oğlumuza vermek üzere ıslak imzalı senet imzaladık. Nazmiye evi vermek istemedi, aramızda sözlü münakaşa çıktı. En sonunda ev için verdiğim parayı geri vermeye ikna oldu. 'Nakit param yok, ıslak imzalı senet yapalım' dedi. 6 Eylül günü arkadaşım Erhan'ın aracı olduğu için onunla birlikte senet işlemlerini halletmek için çıktık. Senet işlemleri uzayınca Nazmiye sürekli 'Bu iş ne zaman biter?' diye sordu. Saat dört gibi, 'Çok önemli bir işim var yetişmeyecek gitmem lazım' dedi ve araçtan indi. Daha sonra oğlum Serhat sonra beni aradı, annesine ulaşamadıklarını söyledi. Birkaç gün boyunca aradık, komşulara sorduk. Gören kimse yoktu. Oğlum polise ifade verdi, kayıp başvurusu yaptık. Köye gittim, oğlum aradı. Bir kadın cesedi bulunmuş, bulunan cesedin annesi olduğunu söyledi. Ben üzerime atılı suçu kabul etmiyorum" demişti. Sanıklardan İbrahim Serhat Yağcı ise, "6 Eylül günü anneme ulaşamayınca polis çağırdık. Kayıp başvurusunda bulunduk. Daha sonrasında beni aradılar annemin öldüğünü söylediler. Annemin öldürülmesindeki sebebin, hırsızlık, malvarlığı gibi şeyler olduğunu düşünüyorum" demişti. Sanıklardan Erhan Çetinkaya ise, Nazmiye Oruçoğlu'nu hayatında iki kez gördüğünü söyleyerek suçlamaları reddetmişti.