MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM açılışında DEM Parti grubuyla tokalaşması, 'çözüm süreci' tartışmalarını alevlendirdi. En dikkat çeken açıklama ise Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada geldi.
Bahçeli, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a atıfta bulunarak, "Tecridi kaldırılsın, terörist başı gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini açıklasın, ardından da umut hakkının kullanılması için başvurusunu yapsın. Hodri meydan! Buna varız" ifadelerini kullandı.
Bu açıklamanın ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında Bahçeli'nin çağrısına yanıt vererek, "Öcalan üzerindeki tecrit kesinlikle kaldırılmalı. Onurlu bir barış için inisiyatif almaya hazırız" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de konuya ilişkin olarak, "Biz asla barışa ve kardeşliğe karşı tutarsız bir söz söylemeyeceğiz. Silahların bırakılmasını savunurken, 86 milyonun kucaklaşmasını savunurken, sesimiz titremez" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, partisinin genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda Bahçeli'nin çağrısına değinerek, "Türkiye'nin geleceğinde teröre ve terörün karanlık gölgesine yer olmadığını herkesin anlamasını bekliyoruz. Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini umuyoruz. Terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Cem Küçük’ten dikkat çekici bir iddia geldi. Türkiye Gazetesi yazarı Küçük, "Ben dün öğrendim. Erdoğan, Bahçeli ve iki milletvekili dışında kimse bilmiyormuş. Belki İbrahim Kalın veya Hakan Fidan biliyor olabilir, bilmiyorum" dedi.
Bahçeli’nin çözüm süreci tartışmalarına yönelik açıklamaları, Türkiye'nin siyasi gündemini sarsarken, ilerleyen günlerde neler yaşanacağı merakla bekleniyor. Bahçeli, "Eğer teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu kararlılığı gösterirse, 'umut hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü açılmalıdır" şeklinde ifadelerde bulundu.