Yılmaz, 1964 yılında Kıbrıs olayları sonrasında İnönü Hükümeti’nin aldığı kararla Yunanistan’a gönderilen Rum kökenli vatandaşlardan ressam İvi Stangali'nin ölüm döşeğindeyken kızına babasının adını açıkladığını ve o ismin Çetin Altan olduğunu yazdı.
Stangali, ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun olup asistanlığını yapmış isimlerden biriydi.
Yılmaz yazısında şunları kaydetti:
“İvi Stangali, son anına kadar Maya’ya babasının kim olduğunu asla söylemedi. Babasının bir otobüs şoförü olduğunu ve kazada hayatını kaybettiğini biliyordu. Annesi öyle demişti çünkü. Yaşlanıp unutkanlıkları başlayınca anladı annesinin ona doğruyu söylemediğini. Ölüm döşeğinde artık doğruyu bilme hakkı olduğunda ısrar edince geldi aradığı cevap. Babası Türkiye’nin en ünlü gazeteci ve yazarlarından biriydi. Çetin Altan adını ilk kez o zaman duydu Maya.
Ata Demirer'den "Nasıl bir cumhurbaşkanı hayal ediyorsun?" sorusuna yanıt
Daha sonra Maya Türkiye’ye gelir ve Çetin Altan’ın kapısını çalar. Çetin Altan’a kendini tanıtır. Çetin Altan kızını içeriye davet eder, oğulları Mehmet ve Ahmet Altan’la tanıştırır. Altan Ailesi Maya’yı İstanbul’da ağırlar, birlikte yemekler yenir, ailenin yazlığında beraber tatil bile yaparlar.
Arif Keskiner son alarak Maya’yı 2015 yılında vefat ettiğinde Çetin Altan’ın cenazesinde görür. Maya, annesini tanıyanlarla görüşmek, onlarla konuşmak ister. Ertesi günü Çiçek Pasajı’ndaki Cuma Masası’na davet eder. Maya cenazede ailenin kendisine soğuk davrandığı için üzüldüğünü anlatır, Altanlardan hiçbir miras talep de etmeyeceğini söyler. Ve bir baba-kız hikâyesi nasıl başladıysa öyle sona erer.”
Yılmaz’ın yazısında yer verdiği kaynaklar şöyle:
Kaynaklar: Çiçek Gibi, Arif Keskiner, Literatür Yayınları İvi Stangali / Ressamı Hatırlamak, Sula Bozis ve Seza Sinanlar Uslu, Yapı Kredi Yayınları Biz Mektup Yazardık!, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar, Hazırlayan: Hughette Eyüboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları