2015’te dolandırılan Ceza hukukçusu Prof. Dr. Erdener Yurtcan’ı dolandıran şebekenin yargılandığı dava karar aşamasına geldi. Prof. Dr. Yurtcan davadaki ifadesinde iki gün boyunca nasıl dolandırıldığını ve milyonlarca lira parayı nasıl kaptırdığını anlattı. “Çok korktum, basiretim bağlandı” diyen Yurtcan, sahte başsavcıdan aldığı talimatla 2,5 milyon lirayı elden teslim etmiş; 600 bin doları da poşetle yol üstüne bırakmış… Gelen polislere de “Ben başsavcıyla operasyondayım, karışmayın” demiş.
Polislere kızıp "Ben savcı ile operasyondayım" demiş
Dava dosyasına göre Yurtcan’ın dolandırıldığını anlayan damadı polise haber verdi. Ancak ceza hukuku konusunda Türkiye’deki en yetkin isimlerden biri olarak kabul edilen Yurtcan karakoldan gelen polislere inanmadı. Yurtcan, “Siz karışmayın, ben Fehmi Tosun ile operasyon yapıyorum. Siz bu işin dışındasınız” diyerek polislere kızdı.
Bunun üzerine Polisler dolandırıcıların adını kullandığı dönemin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun’u arayarak durumu bildirdi ve Yurtcan’ı uyarmasını istediler. Tosun da Yurtcan’ın arkadaşı olan dönemin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanını aradı. Dekanın aramasıyla Yurtcan, dolandırıldığına ikna oldu. İddiaya göre bu sırada yanındaki çantasında dolandırıcılara götürmek için hazırladığı diğer milyonlar vardı. Yurtcan 600 bin doları, İstanbul Sanayi Mahallesi’ndeki bu durakta dolandırıcılara teslim etmiş.
“Saygın isimler arasındasın”
Birçok hâkim ve savcının da hocası olan Prof. Dr. Yurtcan iki gün boyunca devam eden dolandırılma sürecini Hürriyet’in ulaştığı ifadesinde şöyle anlattı:
Ofis telefonumdan saat 11.00 sıralarında aradılar. ‘Polisim’ diyen şahıs 4 aydır bir operasyon yürüttüğünü söyledi. İnternet bankacılığı kullanan Türkiye’de saygın çok kişinin hesaplarına girilerek işlem yapıldığını, bu kişiler içinde benim de olduğumu, bizim gibi insanların hesapları çok düzgün olduğu için teröristlerin bizim hesaplarımız üzerinden para aktardığını anlattı. Sonra başkasına bağladı. TEM Şube’den olduğunu söyleyen bu kişi de aynı şeyleri tekrarladı. ‘Bu Türkiye’nin meselesi, teröristleri yakalayacağız, operasyona yardımcı ol, olmazsan hoca olarak bunun sonuçlarına katlanırsın’ diyerek beni korkuttu. Bende korktuğum için yardımcı olacağımı söyledim.
Sonra bu şahıs operasyonun baş sorumlusunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun olduğunu söyleyip beni ona aktardı. Başsavcı Fehmi Tosun da ‘Yardımcı olmazsan sen de ülke de zarar görür’ diyerek beni tehdit etti. Fehmi Tosun’un konuşması beni çok korkutmuş ve tedirgin etmişti. Her dediğini yapmaya başladım. Diğer şahısla konuşmaya devam ettim. Hesabımdan para çeken teröristleri yakaladıklarını söylediler. Sonra ‘Teröristler bu telefonu bulabilir, başka numara ver’ dedi. Ben de diğer numaramı verdim. Saat 20.00’dan sonra o numaradan konuşmaya devam ettik.
Gece konuştuğum dolandırıcı, sabaha kadar örgüt mensupları hakkında bilgi vererek beni oyaladı. Sonraki gün saat 12.00 civarında operasyon için bazı hesaplara para yatırmamı istedi. Üç hesap numarası verdi, para yatırmamı istedi. Bunları kâğıda yazdım. Ama göndermek istemedim. Dolandırıcı (Başsavcı) unvanını da kullanarak bana bağırdı, tehdit etti. Bankaya bu hesaplara para yatırma talimatı verdim.
Gece konuşma esnasında Vakıfbank’a düzenlenecek operasyonu sordum. Oradaki hesabımda 2 milyon 500 bin lira, İş Bankası hesabımda da 600 bin dolar olduğunu söyledim. Başsavcı Fehmi adlı dolandırıcı ‘Orada çalışanlar terör örgütü üyesi olabilir, onlara güvenmiyoruz’ diyerek 600 bin doları çekmemi istedi. Bu talimat gereği 12.30’da bankadan 600 bin doları çektim, eve geldim. Dolandırıcı aradı, parayı mavi bir poşete koyarak metroya doğru yürümemi istedi. 14.00 sıralarında oturduğum sitenin karşısında parayı yol üzerine bırakmamı istedi. Ben de bıraktım, geri döndüm.
Diğer bankadaki 2 milyon 500 bin lirayı da operasyon için çekmemi istedi. ‘Bu kadar parayı bir günde hazırlayamam’ dedim. Kendisini Başsavcı Fehmi olarak tanıtan şahıs ‘Sen Hocasın, banka müdürünü ara! Hoca olmana rağmen parayı nasıl hazır etmezler, acele et!’ diye bağırdı. Basiretim bağlandı. Parayı valiz içinde hazır ettim. 16.30 sıralarında İETT durağında beklemeye başladım. Telefondaki şahıs bana görevlinin gelip parayı alacağını söyledi. Durakta aracımla beklerken, yolcu kapısı açıldı. Şahıs elimdeki valizi almaya çalıştı, direndim. Ama şahıs bana küfrederek ‘Çantayı ver’ diye bağırdı. Genç ve kuvvetliydi, karşı koyamadım. Çantayı alıp kaçtı. Eve geldikten sonra dolandırıldığımı anladım.
Belediye işçisi yakalatmış
Türk Ceza Kanunu’na dair kitapları ve birçok makalesi olan Prof. Dr. Yurtcan’ın “Cumhuriyet Savcısının ve Ceza Yargıcının Başvuru Kitabı’ isimli bir eseri de var. Yurtcan, 90’lı yılların sonundaki banka hortumlama davalarının bazılarında da bilirkişilik yapmıştı. Yurtcan’ı dolandıranları yargılayan mahkemede onun öğrencisi konumundaki hakimler de var. Dosyaya göre Yurtcan’ı dolandıranlardan biri Mersin’de bir belediye işçisini de aradı. Ancak durumu anlayan işçi ‘Gelin parayı alın’ diyerek çağırdığı dolandırıcıları suçüstü halinde polise yakalattı.