Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Hatay'da Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a yönelik protestoların ardından Savaş'ın adaylığının yeniden değerlendirileceğini açıkladı.
PROTESTOLAR SAVAŞ'A YÖNELİK
Günaydın, açıklamasında; protestoların partiye değil Savaş'a yönelik olduğuna dikkat çekti. Günaydın, CHP'nin yeniden aday gösterdiği Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın depremzedeler tarafından protesto edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Günaydın "Bence ikiye ayırmak lazım. Hatay'da protesto eden yurttaşlarımızın her bir sözlerinin başımızın üstünde yeri var. CHP, depremin başlangıcında ne yaptı burada diye Hatay'da mesele onlar 'İlk günden beri İBB'yi yanımızda gördük' diyeceklerdir. CHP'nin deprem süresince izlediği politikaya yönelik bir protesto değil bu, CHP Parti Meclisi'nin belirlediği Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayına yönelik bir protesto bu. İkisini birbirinden ayırmalıyız diye düşünüyorum. Yurttaşın bu kadar kitlesek bir protestosu var ise siyaset kurumunun buna yabancı kalması düşünülemez." dedi.
PROTESTOLARIN PARTİ MECLİSİNİN İRADESİ
Protestoların CHP Parti Meclisi'nin belirlediği Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayına yönelik olduğunu vurgulayan Günaydın, bu durumun PM'nin iradesine göre değerlendirileceğini belirtti.
Günaydın "Teorik olarak tüm adayların 17 Şubat'a kadar yani YSK'ya aday listeleri teslim edilene kadar onları koyan makamın revize etme yetkisi vardır. Deprem bölgesinde böyle bir protesto var ise dolayısıyla bunu değerlendirmek gerekir. Bu değerlendirmeden ne sonuç çıkar PM'nin iradesidir. Hatay'daki meseleyi ciddiye alırız ve bunu PM'ye taşırız" dedi.
ADAY LİSTELERİNİN REVİZE EDİLMESİ
Günaydın, tüm adayların 17 Şubat'a kadar revize edilebileceğini ve deprem bölgesindeki protestoların da bu değerlendirme sürecine dahil edileceğini söyledi. Hatay'da yaşanan insani acıdan yükselen isyanın sesini duymak zorunda olduklarını belirten Günaydın, konunun duyarlılıkla yeniden ele alınacağını ifade etti.
Günaydın "Hatay'da aday belirleme süreci ile deprem süreci birbirine geçmiş durumda. Burada çok büyük bir acı, hepimiz bu acıyla kavruluyoruz. Bu insani acıdan yükselen isyanın sesini duymak zorundayız. Bunu duyuyoruz. Elbette hepimiz bu duyarlılık içinde konuyu yeniden ele alıp, değerlendireceğiz" dedi.