TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın 'Yeni Anayasada laiklik olmamalı. Dindar bir anayasa yapılmalı' sözlerine en sert tepki CHP’de Devrimci Demokratlar'dan geldi.
Yazılı bir açıklama yapan CHP’de Devrimci Demokratlar grubu, "Laikliği kaldırmak isteyen kelleyi koltuğa alsın!" diyerek bu konuda taviz verilmeyeceğini açık şekilde vurguladı.
İşte yapılan o açıklama:
“Laiklik yeni anayasada olmamalıdır'' diyen TBMM’nin AKP’li Başkanı İsmail Kahraman’ın bu sözleri Türkiye’nin içinde bulunduğu gerçeği gösteriyor… Demokrasi, Laiklik, Cumhuriyet gibi temel değerleri önce tahrip eden, sonra da ortadan kaldıran AKP, yıktığı rejimin yerine uzunca bir süredir siyasal İslamcı, yeni Osmanlıcı bir rejim yerleştirmeye çalışıyordu. Yeni Anayasa ve Başkanlık tartışmaları AKP’nin kurmaya çalıştığı “yeni rejimin'' yasal kılıfı için ortaya atılmış bir tez olduğu gibi, “bir kereye mahsus'' dokunulmazlıkları kaldırma hamlesi de Anayasa değişikliği için meclis çoğunluğunu yakalama hamlesiydi.
AKP şimdi, hem de TBMM Başkanı eliyle, zihnindeki din eksenli anayasayı aleni olarak ilan ediyor ve dolaylı da olsa “Hilafet istiyoruz'' diyor: “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır… Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım. Dini olarak bahsetmesi lazım… Bir İslam ülkesiyiz.''
Sözler yeni gibi gözükse de eski! Sivas katliamında atılan en önemli slogan “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak'' değil miydi? 4+4+4 sisteminin nihai hedefi, “dindar ve kindar gençlik'' yetiştirmek olarak açıklanmamış mıydı? Şu anda ülkemizin içinde bulunduğu savaş ortamı, yaşanan ölümler, futbola kadar yansıyan kutuplaşma ve linç girişimleri, kutuplaştırıcı, bölücü, mezhepçi, dinci eski ve geri siyaset zihniyetinin bir sonucu değil mi?
Din, insanların vicdanından iktidara taşınmak istendiği sürece, kendisi gibi inanmayana, düşünmeyene, giyinmeyene düşmanlık artarak devam eder. Kan ve gözyaşı bitmez. Din adına insanların katledilmesi, cihat adına işgallerin sürmesi kaçınılmaz olur. Bugün dünyada çatışmaların en yoğun yaşandığı coğrafyanın İslam coğrafyası olması, 57 İslam ülkesinin demokrasiden ve özgürlükten yoksun oluşlarının temelinde din ve siyaset ilişkisi vardır. Din devleti kurma arayışı vardır. Laikliği ve sekülerliği reddetmek vardır!
Yaşayarak gördük ki, "inanmışları ürkütmeyelim" kaygısıyla, eğitimde, sağlıkta, hukukta, genel olarak kamuda laiklikten uzaklaşmak, ülkemizi daha da kutuplaştırıyor, nefreti körüklüyor! Şirin gözükme çabası siyasal İslamcı AKP'yi güçlendiriyor. Din devleti hayali ile açıkça hesaplaşmadan, laikliği ısrarla savunarak hayata geçirmeden Türkiye normalleşemez! Laiklik istemek inanç özgürlüğünü reddetmez, tam tersine inanç özgürlüğü için güvenli bir ortam yaratır! Şiddet olmadığı sürece kimin nasıl inandığı ya da inanmadığı, kimin nasıl giyindiği kimsenin sorunu değildir!
Bu konuda partimiz CHP, cesaretle, laiklik karşıtlığın gericilik olduğunu açıkça ilan etmelidir! CHP, parlamento içinde ve dışında gericiliğe karşı laiklik, şeriata karşı ortak bir “laik demokratik blok'' örmelidir! Çünkü, bugün bu ülkede solcu olmak, devrimci olmak;
Laikliği savunmaktır… Dini ve etnik kimlikleri değil, eşit yurttaşlığı öne çıkarmaktır…
Bütün inançlara istediği gibi ibadet etme hakkı tanımaktır…
Devletin dini finanse etmesine son vermeyi istemektir…
İhtiyaç fazlası ''imam hatip’ okullarını, tarikat yurtlarını kapatmayı savunmaktır!
Diyanete ve silahlanmaya ayrılan paraları eğitime ve sağlığa ayıracağız demektir!
Eğitimde laik ve bilimsel eğitimi savunmaktır…
Parlamentoda, sokakta, kahvede, fabrikada, üniversitede laiklik lehine açık tavır almaktır!
26 Nisan 2016, İstanbul
E-Mail: iletisim@chpdedevrimcidemokratlar.com