Adıgüzel’in açıklaması özetle şöyle:
“Yapılan açıklamalardan söz konusu ‘düzenlemenin’, sosyal medyadaki dezenformasyon ile mücadele kapsamında yapılacağı ifade edilmektedir. Tıpkı geçen yıl TBMM’den geçen tartışmalı sosyal medya düzenlemesinde olduğu gibi AKP, bugün de Almanya’daki düzenlemeleri kendi sansürü ve medya üzerinde baskıyı hedefleyen düzenlemesine yönelik meşrulaştırma aracı olarak kullanmaktadır.
İktidarın, dezenformasyon ile mücadeleden kastının sosyal medyadaki muhalif sesleri, medya platformlarını susturmak olduğu açıkça ortadadır. Özellikle bugün içinden geçtiğimiz bu zor günlerde iktidarın acizliğine, yandaş medyanın ağır sansürüne karşı vatandaşın tek haber alma kaynağı sosyal medya olmuştur. Ülkemizin dört bir yanında ormanlarımız günlerdir yanarken, vatandaşlar 19 yıldır ülkeyi tek başına yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının olası afetler karşısında hiçbir acil eylem planı olmadığını sosyal medyanın varlığı sayesinde öğrenmiştir. Cumhuriyet dönemi kazanımlarından olan, Atatürk’ün mirası Türk Hava Kurumu’nun nasıl bile isteye atıl hale getirildiği yine sosyal medya sayesinde ortaya çıkmıştır. AKP’yi rahatsız eden de sosyal medyanın bu bilinçlendirme gücüdür. Bu durum iktidarı o kadar rahatsız etmiştir ki RTÜK alelacele aldığı ve vatandaşın haber alma hakkına müdahale eden, Anayasa’ya aleni aykırılık taşıyan bir kararla medya kuruluşlarının yangına ilişkin haberlerine yasak getirmekten çekinmemiştir. İnsanların çaresizlik içinde seslerini duyurmaya çalıştığı bir ortamda, RTÜK medya patronlarına ülkemiz yangın yerine dönmüşken üç maymunu oynamaya devam edilmesi mesajını vermiştir. O da yetmemiş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sosyal medya paylaşımlarına yönelik soruşturma başlatılmıştır.
Sosyal medyadaki dezenformasyonun bir gerçeklik olduğu, bununla mücadele edilmesi gerektiği aşikardır. Ancak dezenformasyonla gerçekten iddia edildiği gibi samimi bir mücadele gösterilecekse, önce iktidarın kendi eteğindeki taşları dökmesi gerekmektedir. Bu ülkedeki dezenformasyonun en büyük kaynağı halkın yardım çığlıklarını dış mihrakların oyunu diye yaftalayan, kendinden olmayan her muhalif sesi ‘dış güçlerin ajanı/terörist’ diye ilan eden zihniyetin ta kendisidir. Adalet ve Kalkınma Partisi dezenformasyonun önüne geçmek istiyorsa, halkın gerçek bilgiye şeffaf ve sağlıklı bir şekilde erişeceği bir sosyal medya için çabalamalı, sansürcü zihniyete bir an evvel son vermelidir.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, amacı vatandaşı, gazetecileri, bağımsız medya platformlarını susturmak, sindirmek olan her türlü düzenlemeye karşı çıkacağımızı şimdiden ifade ediyor; halkın her zaman için doğru bilgiye sağlıklı ve şeffaf bir şekilde ulaşabilmesi gerektiğini savunuyoruz. TBMM’nin, ilgili komisyon olan Dijital Mecralar Komisyonu’nun bertaraf edilerek, Saray eliyle yapılacak bir düzenleme bu ülkeye bir fayda getirmeyecektir.”