Türkiye, her gün kadın ve çocuk cinayetleri, şiddet, cinsel saldırı haberleriyle sarsılıyor. Ülkenin dört bir yanında, katledilen kadınlar ve çocuklar için protestolar, basın açıklamaları düzenleniyor. Siyasetçiler, istismar konusuna dair dönemsel açıklamalarda bulunarak harekete geçilmesi gerektiğini vurguluyor.
CHP Milletvekili Aysu Bankoğlu, 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla kürsüde önemli bir konuşma yaptı. Bankoğlu, "Gelişmiş bir ülkede kız çocuğu olarak doğmak 'Coğrafya kaderdir' sözüne inat, 'Kaderin senin elindedir' diyerek kadın-erkek eşitliğini ve kız çocuklarına pozitif ayrımcılığı bilmek, ülkenin geleceği için elzemdir. Ancak Atatürk’ün izinden ayrılmak, en çok kız çocuklarına kaybettiriyor ve geleceğimizi karanlığa sürüklüyor. Bugün, ülkemizin dezavantajlı bölgelerinin ötesinde, her kesimde kız çocuklarının geleceği ve yaşam hakkı tehdit altındadır. Kız ve erkek çocukların, kadınların ve doğanın güvende olmadığı bir ortamda, hükümetin 'mış gibi' yaparak göz yumduğu bir cezasızlık iklimiyle karşı karşıyayız. Türkiye, kız çocukları, gençler ve kadınlar için adeta bir cehenneme dönüşmüş durumda."
Bankoğlu, kaybolduktan 19 gün sonra ölü bulunan 4 yaşındaki Leyla ile Tekirdağ'da istismara uğrayan Sıla Bebek'in dramını dile getirerek, "Türkiye, artık kız çocuklarının güvenli yaşam ve eğitim gibi birçok hakkının kısıtlandığı bir ülke haline geldi. Her gün gazetelerde bir kız çocuğunun dramına şahit oluyoruz ve bu durum, hükümet yetkililerinin 'gereğini yapacağız' demekle geçiştirdikleri olaylardan ibaret kalıyor. Saray'dan, Adalet Bakanlığı'ndan veya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan bugüne kadar somut bir adım atılmadı. Adaletin olmadığı, ahlakın yozlaştığı bir ortamda en büyük acıyı çocuklar yaşıyor. Bugün, eğitim ve sağlık hakkının nasıl geliştirilmesi gerektiğini konuşmak yerine, kız çocukları öldürülmesin diye açıklamalar yapmak zorunda kalıyoruz." dedi.
Bankoğlu, Meclis’te araştırma önergelerinin reddedilmesine, Narin vahşetinin ardından kurulan araştırma komisyonuna da değinerek, "Meclis’teki koalisyon, 6 yaşında zorla evlendirilen ve yıllarca istismar edilen H.K.G. için 'bir kızımızın erken evliliği' ifadesini kullanarak, çocuk yaşta evlilikleri savunan bir genel başkanla birlikte hareket ediyor. Bu koalisyon, en az 2 milyon çocuğu eğitim alması gereken yaşta işçi olarak gören, her 3 kadından 1'inin çocuk yaşta doğum yapmasına göz yuman, 'bir kereden bir şey olmaz' diyen Bakanların olduğu bir yapıdır." ifadelerini kullandı.
Son olarak, "Kız çocuklarının okula gitmesini yasaklayan Taliban zihniyetinin taşıyıcısı bir koalisyonla karşı karşıyayız. Mücadelemiz, kız çocuklarının yaşaması içindir. Ayrımcılık ve istismara karşı farkındalığın artması ve çocukların eğitime erişmesi için yolumuz uzun, ama mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizi kökünden çürüten bu tehlikeli politikalara dur demenin, vahşetleri bir an önce durdurmanın en önemli görevimiz olduğunu biliyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.
Bankoğlu, ayrıca 2011 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye, Kanada ve Peru’nun girişimleriyle kabul edilen Lanzarote Sözleşmesi’nin tam anlamıyla uygulanması için girişimlerin süreceğini belirtti. "Hiçbir çocuğun ve yurttaşımızın layık olmadığı bu iklimi kökünden kazıyana kadar mücadelemiz devam edecek." diyerek, "Yarınlarımız aydınlık olsun, çocuklarımız güzel ve ahlaklı bir toplumda yaşasın" diyerek umut dolu bir mesaj verdi.