Cumhuriyet Halk Partisi Parti Sözcüsü Faik Öztrak HDP'lilerin tutuklanmasından ekonomi ve koronavirüs vaka sayılarına ilişkin açıklama yaptı.
Öztrak, tutuklanan Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'in yerine kayyum atanmasını ise "Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmadan yapılan bu operasyon bile bu davanın siyasi olduğunu göstermek bakımından yeterlidir" sözleri ile değerlendirdi.
Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
"Saray’ın savcısının 6 yıl bekledikten sonra açtığı dava kapsamında, başta Kars’ın seçilmiş belediye başkanı olmak üzere, bazı HDP yöneticiler hakkında tutuklama kararı verildi. İşin ilginç tarafı belediye başkanıyla ilgili tutuklama kararı çıkar çıkmaz, seçilmiş başkan görevden alındı, yerine kayyım atandı. Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmadan yapılan bu operasyon bile bu davanın siyasi olduğunu göstermek bakımından yeterlidir.
ABD temsilcisi Jeffrey’in ağzından, 'Suriye’deki terörist gruplara müdahale etmeyeceğini' açıklayan hükümetin içeride siyasetin oyun alanını daraltması, aslında sınır ötesinde gelişen bölücü senaryonun değirmenine su taşımaktan başka bir şey değildir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkede kim haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe uğrarsa onun yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Biz, her zaman seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini söyleyeceğiz.
Halkın sağlığını korumanın da ulusal çıkarlarımızın gereği vardır. Ülke de ekonomi de aile şirketi gibi yönetiliyor. Damat öğrensin diye ekonomi yap boz tahtasında döndü. Dün aldıkları kararları bugün değiştiriyorlar. Damadın yaptıklarına dair yabancı basında çıkan haberlere bile gizlilik kararı çıkarıyorlar. Konutta arabada fiyat balonları oluştu. Damat ve kayınpeder baktılar olmuyor, milleti caydırmak içn döviz ve altın almınına faiz artırdılar. Merkez Bankası'nda bankaya ait döviz rezervi kalmadı. 2001 krizinde bile bu durumla karşılaşmamıştık. Borçla ekonomiyi yüzdürme stratejisi ülkeyi borç batağına götürdü. Bankalar ve finans kurumları hariç ülkenin borcu, ülkenin bir yıllık gelirini aştı. Kur saldırısı dış güçler masalları bitti. En son damat bakan kur benim için önemli değil, ben o tarafa bakmıyorum dedi. Bu işlerin üstüne tüy dikti.
"MİLLİ PARAMIZ AFRİKA ÜLKELERİNDE DE DEĞER KAYBETTİ"
Sayın Albayrak, belki döviz kuruna bakmıyorusunuz ama yönetemediğiniz ekonomide iğneden ipliğe her şeyin fiyatı arttı. Madem bu kurun kontrolü sizdeydi neden kontrol edemediniz? Sayenizde milli paramız sadece dolar ve euro karşısında değil Afrika ülkelerinde bile değer kaybetti. Sanayimiz güçlü diyorsunuz, kobilerin borçların 163 milyar dolar olduğunu bilioyr musunuz? Sanayiciler kur zararını nasıl halledeceğini düşünüyor.
Dün, TBMM'nin açılışında Saray'ın kibirli adamı, salgında millete 495 milyar lira destek verdik dedi. Destek dediğinin 267 milyar lirası, vatandaşlara ve şirketlere verilen borç. 122 milyar lirası, eski borçların ertelenmesi. Buna bi de faiz ve vergi ve prim borçlarının ertlenmesini ekleyin. Destek dediğinin yüzde 93'ü borç erteleme. Geriye kalan, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödemesi o da işsizlik fonundan ödeniyor. Gerçek destek tutarı ise, sadece 6,2 milyar TL. Süt üreticisi inim inim inliyor. Diğer taraftan bir besici vatandaşımız, 6 ay önce dolar 6 lira iken yemi 65 liraya alıyor hayvanıma kilosu 35 liradan kestiriyorum diyor. Şimdi 8 liryaa dayandı yemi 90 liradan alıyorum bu sabah hayvanımı 32 liradan kestirdim. Ettiğim zararı hayvanımı keserek bitirdim, diyor. Türkiye'nin ayakları yere basan, mevcut oyunun kurallarını değiştirecek bir program ve siyaset kadrosuna ihtiyacı var. Orta vadeli programa göre yıl sonunda 24,4 milyar dolar olacakmış. Ekonomi ciddi şekilde daralmazsa bu imkansız. Enflasyon tahmini de gerçekçi görünmüyor. Program kur tahminleri de gerçek değil. 2021'de 7.68 olacağını varsaymış. E şimdiden bunun üstesinde. Gelecek yıl kur bu seviyelerine altına nasıl olacak da inecek? Mevcut ekonomik yapıda tüm bunları bir arada sağlamanın tek bir yolu var, o da Kristof Colomb'un yumurtası gibi kırmak.
TÜRKİYE 11 YIL GERİDE KALDI
Damat açıkladığı bu orta vadeli programla kayın pederini de yalancı çıkardı. İnşallah 2023 hedeflerine ulaşacağız dedi. Şimdi buna gülelim mi, ülkenin düştüğü duruma ağlayalım mı bilemedik. Erdoğan, 2023 hedeflerini 2011'de genel seçim öncesinde açıkladı. Buna göre yıllık milli gelirimiz 2 trilyon dolar, kişi başı gelirimiz ise 25 bin dolara çıkacaktı. Erdoğan, 2023 hedeflerini tutturacağız demekten hiç vazgeçmedi. Bu defa milli gelir hedefi 870 milyar dolara, kişi başı gelir ise 10 bin 33 dolara düştü. Türkiye bu gelir hedefiyle 11 yıl geride kaldı. Saray'ın savcısının 6 yıl bekledikten sonra açtığı dava kapsamında başta Kars'ın seçilmiş Belediye Başkanı olmak üzere bazı HDP'li yöneticile hakkında tutuklama kararı verildi. İşin ilginç yönü belediye başkanı ile ilgili tutuklama kararı çıkar çıkmaz yerine kayyum atandı. Hakkında kesinleşmiş yargı karar olmadan yapılan bu operasyon bu davanın siyasi olduğunu görmek yeterlidir. CHP olarak bu ülkede kim haksızlığa hukuksuzluğa uğrarsa onun yanında olacağız.
"FETÖ'YÜ ORDUYA YERLEŞTİREN ERDOĞAN'DIR"
Devlette FETÖ'nün yerleşmesinin önünü açan, ordumuzun kozmik odasını bu örgüte teslim eden, orduda komuta kademelerinde yerleştirklerine dair istihbarata rağmen gereken emekliye sevkleri veya uzaklaştırmaları yapmayan Erdoğan'dır. Dolayısıyla Genel Başkanımız da FETÖ'nün siyasi ayağının Erdoğan olduğunu belgelerle açıklamıştır. O nedenle bugünkü sıkıntıların sorumlusu da bellidir. Soru: 6-8 Ekim olayları soruşturmasına Özgür Özel başta olmak üzere CHP'li vekiller tepki gösteriyor. 6-8 Ekim döneminde Murat Karayılan başta olmak üzere Kandil'deki yöneticiler halkı sokağa çağıran açıklamalar yaptı. Paralelinde HDP'li milletvekilleri de açıklamalarda bulundu. 6-8 Ekim olaylarında PKK ve HDP'nin birlikte hareket ettiğini düşüyor musunuz? O dönem, bu ülkenin başbakanı çıkıp, biz valiliklerimiz kaymakamlıklarımıza hendek açanlara müdahale etmeme talimatı verdik dedi. 6-8 Ekim olaylarının ardından Dolmabahçe'de kimler kimlerle toplantı bunu da geyet iyi biliyoruz. Şimdi kalkıp da CHP'yi 6-8 Ekim olaylarıyla itham etmek doğru değildir. Kime haksızlık hukuksuzluk yapılıyorsa onun yanında durduk. Bu yaşananların siyasi olduğunu hukuksuzluk odluğunu düşünüyoruz. Şu veya bu parti değil. Soru Ulusal Kanal'dan geliyor herhalde. Kandil'i ziyaret eden Kandil'de röportajlar yapıp kutlama mesajları veren bir kişinin kontrol ettiği, bir basın organından böyle bir sorunun gelmesini de oldukça manidar buluyorum.