Cem Sahir İslam’ın yazısının ilgili bölümü şöyle: “Geçmişin kudretli CHP’si içine girdiği, geri dönüşsüz tükeniş sürecinin iliklerine kadar farkında ve bunu saçmalama düzeyinin artışından anlıyoruz.
Artık sadece Kemalist tabanını değil, elde kalan daha marjinal ve veya sebepsizce adanmış tabanını da çileden çıkaracak işler yapıyor. Yakın zamanda ya ortada CHP diye bir şey kalmayacak veya o elde kalan şey artık CHP olmayacak. Bugün, özellikle bu sürecin önemli kırılmalarından biri olacak. … Bünyesinden, geçmişinde misyonu CHP’nin önünü açmak olan, cunta ve benzeri yapıları tasfiye eden ve etmekte olan TSK’nın aslî vazifesine dönmesi ve onu da hakkını vererek yapması CHP’ye hafakanları musallat etmeye yetiyor. Yani ordudan artık o vesayete yeşil ışık yok. Aynı şekilde Yargı da eskisi gibi değil ve CHP’den talimat beklemiyor. Hal böyle olunca geriye akademi ve üniversite gençliği, bir de yeni müttefikler kalıyor. Rektör ataması sonrasındaki olaylarla gündeme gelen Boğaziçi Üniversitesi’nin önüne, peşine kattığı, örgüt mensuplarıyla gelen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, üniversite avlularının artık eskisi gibi, kendileri için birer yolgeçen hanı olmadığını görünce CHP’nin gardı iyice düştü. CHP’den, Muharrem İnce kaynaklı istifaların da başladığı şu dönemde, elde tek yol olarak yeni müttefikler bulmak kalıyor. Kendisi hariç herkesle arası geçmişte bozulmuş, ülkede kendinden gayrı 'dövmediği' kesim kalmamış bir parti olan CHP, işte o geçmişte çektirdiği kişilerden bugün medet umar hale geldi. Davete icabet edeceklerin Stockholm Sendromu’na duçar olup olmadığı bir yana partinin, ömrünü uzatmak için yaptığı bu canhıraş hareketler onun tükenişini iyice hızlandıracak. Kopacak kızılca kıyameti şimdiden duyar gibi değil miyiz?”