Bakanlığın Hong Kong'daki ofisinden yapılan açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın Çin'in Hong Kong'da devam eden baskısı karşısında Hong Kong vatandaşlarına destek için sunduğu teklif, yarı özerk güney şehrini ve Çin'in merkezi hükümetini "damgalamak için boşuna bir girişim" olarak değerlendirildi.
Açıklamada, Biden'ın hareketinin "Hong Kong'un ulusal güvenlik yasasını karaladığı, Hong Kong işlerine ve Çin'in içişlerine açıkça müdahale ettiği, uluslararası hukuku ve uluslararası ilişkilerin temel normlarını açıkça çiğnediği" belirtildi.
ABD hakkında "Yalanlar üretiyor, Hong Kong'un ulusal güvenlik yasalarına iftira atıyor, Hong Kong'daki Çin karşıtı kaos hakkında bariz şekilde güzelleme yapıyor ve küstahça sözde bir 'güvenli sığınak' teklif ediyor." ifadelerine yer verilen açıklamada, "Hong Kong'u damgalamak, Çin'i damgalamak ve küçük eylemlerle Hong Kong'u baltalamak için engel tanımamak boş bir girişimdir." denildi.
Hong Kong ve Çin halkının "başarısızlığa mahkum" olan bu "utanmaz siyasi manipülasyona" yanıt vereceği vurgulandı.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün Hong Kong sakinlerine "geçici güvenli liman" imkanı tanıyacaklarını ifade ederek, siyasi tutuklamalar, davalar, medyanın ve muhalefetin susturulması karşısında Hong Kongluları desteklemeye devam edeceklerini söylemişti.
Söz konusu kararla ABD'deki Hong Kong vatandaşlarının ülkede kalış süreleri 18 ay uzatılabilecek.
ABD, daha önce de Çin'in son yıllarda ulusal güvenlik yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığı gerekçesiyle Çinli yetkililere birtakım yaptırım kararları almıştı.
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetiminin, son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığı eleştirileri yapılıyor.