Çin'in Xi'an şehrinden yola çıkıp, Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya geçecek olan China Railway Express isimli kargo treni Kazakistan'ın ardından Azerbaycan ve Gürcistan'ı da geçerek Kars üzerinden Türkiye’ye giriş yaptı.
'Tek Kuşak Tek Yol' projesi kapsamında Çin'den gelen yaklaşık 850 metre uzunluğundaki ilk yük treni yarın Ankara’da olacak. Tren, Demir İpek Yolu üzerinden Marmaray Tüp Geçidi’ni de kullanarak Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ve Slovakya'yı geçerek Prag’a ulaşacak.
CnnTürk'ün haberine göre; Trenin ekonomi açısından önemini değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi, Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Aybar, “Bu İpek Yolu’nun bir parçası olarak gelişen bir olgu. İpek Yolu denilen kavram da 2013 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından ilan edilen çok kapsamlı bir proje. Modern demiryollarının kurulmasını, Pasifik’i Atlantik’le buluşturmayı hedefleyen bir proje. Aynı zamanda deniz yolunu kat ederek gelişen bir proje” dedi.
GÜZERGAHI ÜZERİNDEKİ ÜLKELERİ GÜNCELLEYECEK
Trenin, destinasyonu üzerindeki şehirlerin güncellenmesi ve akıllı şehirler haline gelmesine büyük katkı sağlayacağını ifade eden Prof. Dr. Sedat Aybar, “Bunun içerisinde Çin’den çıkan trenlerin destinasyonları üzerindeki ülkelerin gelişmelerine yapacağı bir katkı var. Bu destinasyon üzerindeki şehirlerin güncellenmesi, akıllı şehirler haline getirilmesi, altyapılarının yenilenmesi ve bu şehirleri çağdaş dünya ile buluşturacak şekilde modernleştirmesini kapsayan bir proje. Çin Halk Cumhuriyeti’nin aldığı büyük bir inisiyatif. Bu aynı zamanda yeni bir küreselleşme ivmesini de getirecek. O anlamda bizim açımızdan da çok önemli olan bir şey. Türkiye geleneksel İpek Yolu’nun üzerinde olan kilit bir ülke. Bu projenin de önemli partnerlerinden bir tanesi. Bu anlamda bütün bu gelişmeler ve trenin buraya gelmiş olması, bir zamanlar rüya gibi kabul edilen bir olguyu gerçeğe dönüştüren bir durum. Bundan sonra yapılması gereken, Türkiye içerisindeki şehirlerin birbirleriyle demiryolları ile bağlanması ve limanların güncellenerek kapasitelerinin arttırılmasıdır” açıklamasında bulundu.
“REFAHI, HUZURU VE BARIŞI ARTTIRACAK BİR UNSUR”
Prof. Dr. Sedat Aybar sözlerini şöyle noktaladı:
“Bütün bunlar Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki konumunu ve politik önemini çok daha arttıran gelişmeler. Aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyeti’ni de bu coğrafyaya taşıyan bir gelişme bu. Özellikle bölgemizdeki türbülanslı dönemin ardından Çin’in büyük yatırımlarla refahı, huzuru ve barışı arttıracak bir unsur. Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki ilişkiler tarihte yaşadığı en yakın ilişkileri yaşıyor. Her iki ülkenin liderleri son birkaç yıl içerisinde birçok defa görüştü. Bu iki ülkenin birbirine yakın duruşunu gösteriyor.
Türkiye Batı ittifakının içerisinde olan bir ülke. Bu durumu ve Doğu Akdeniz’deki stratejik pozisyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti için çok önemli kaldıraç sağlayan bir ülke. Çin Halk Cumhuriyeti iktisadi olarak atılımlar yapmış bir ülke. Dünyada ikinci büyük ekonomi. Çin Halk Cumhuriyeti’nin birtakım zaafiyetleri de var. Özellikle teknoloji alanında. Başta ABD olmak üzere Batı’ya bağımlılığı da var. Bütün bunlara baktığımızda Çin Halk Cumhuriyeti önemli bir üretim merkezi haline geldi. Bu küresel ekonomi için bir büyüme ivmesi sağlayan bir durum.”