Cumartesi Anneleri, Hasan Ocak için buluştu

Cumartesi Anneleri 730. haftasında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın faillerinin yargılanmasını istedi. Eylemde konuşan Ocak’ın annesi Emine Ocak

Cumartesi Anneleri 730. haftasında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın faillerinin yargılanmasını istedi. Eylemde konuşan Ocak’ın annesi Emine Ocak, “Burada kaybedilenlerin hepsi benim çocuklarımdır. Kayıplarımızı ve Galatasaray Meydanı’nı istiyoruz” dedi.

Cumartesi Anneleri 730. haftasında gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın faillerinin yargılanmasını istedi. Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, “Burada kaybedilenlerin hepsi benim çocuklarımdır. Kayıplarımızı ve Galatasaray Meydanı’nı istiyoruz” dedi.

Cumartesi Anneleri bu hafta da oturma eylemlerini İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde gerçekleştirdi. Eyleme HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.

Bu haftaki açıklamada 21 Mart 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra cenazesi Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunan Hasan Ocak’ın akıbeti sorularak adalet talebinde bulunuldu. İHD İstanbul Şubesi’nde eylemi camdan izleyerek dahil olan Berken Ocak ise dayısı Hasan Ocak’ın fotoğrafıyla birlikte karanfil taşıyarak izledi.

Bu haftanın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu. Tosun, Hasan Ocak’ın kaybedilme sürecini şöyle anlattı:

“İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde gözaltında tutulan iki kişi, Hasan’ı şubede gördüklerini söyledi. İki kişi de Hasan Ocak’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde gördüklerini açıkladı. Newroz nedeniyle gözaltında tutulan ve kendisi de kayıp yakını olan bir tanık ise şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin ‘Hasan Ocak getirildi’ diye aralarında konuştuklarını duyduğunu söyledi. Ocak Ailesi savcılıklara başvurarak Hasan’ın akıbetinin açığa çıkarılmasını talep etti. Aile ayrıca TBMM, Başbakanlık, Bakanlıklar, savcılıklar, hastaneler ve adli tıp nezdinde de girişimlerde bulundu.”

Tosun, tüm girişimler sonucunda dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’in imzasını taşıyan resmi yazıda “Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığı, hiç gözaltına alınmadığı, suçlu olarak aranmadığı” yönünde bilgi verdiğini hatırlattı.

Yetkililere çağrı

Tosun, sözlerinin sonunda yetkililere şu sözlerle seslendi:

Savcılık makamını ve Adalet Bakanlığı’nı 24 yıldır sürüncemede bırakılan Hasan Ocak soruşturmasının maddi gerçeği açığa çıkartacak, sorumluların cezalandırılmasını sağlayacak etkinlikte bir davaya dönüştürülmesi için göreve çağırıyoruz. Kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.

Okunan metin ardından konuşan Ocak ailesinin avukatı Gülseren Yoleri, dava dosyasındaki 24 yıllık hukuksuzluğa dikkat çekerek, davanın ve mücadelenin takipçisi olacaklarını ifade etti.

Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak da konuşmasında, “24 yıllık mücadelemizde yanımızda olan herkese teşekkür ediyoruz. Bir insanlık suçu olan gözaltında kayıplara neden olanlar barikat olanları utanmaya çağırıyorum. Bu duygunuzu yitirdiğinizde insanlığınızı yitirirsiniz” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: Sendika.org / Gül Gündüz

Emine Ocak: Galatasaray Meydanı’nı istiyoruz

Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak 24 yıldır adalet talebinde bulunduğunu dile getirerek, “Burada kaybedilenlerin hepsi benim çocuklarımdır. Kayıplarımızı ve Galatasaray Meydanı’nı istiyoruz” dedi.

Son olarak konuşan Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise, sosyal medyada yayınladıkları Hasan Ocak’ın görüntülerini hatırlatarak şunları ifade etti:

Hasan’ın gülen yüzünü ve en kısa sürede görüşmek üzere dediklerini duymuşsunuzdur. 24 yıl sonra Hasan aranan şahıs değilken devlet yetkileri tarafından terörist ilan ediliyor ve bizimle yan uyana duranlar hakkında soruşturmalar başlatılıyor. Bu hükümet neyi tespit etmiş de bu suçlamalarda bulunuyor? Hasan bizim evimizin gül yüzlü çocuğuydu. Bizim bir mezarımız var, 58 gün sonra bulduğumuz bir mezarımız var ama o mezar sanki Hasan’ın değil gibi geliyor bize. Çünkü biz başladığımızda dedik ki son kaybımız bulunana kadar demiştik. Diğer kayıp yakınlarımızın bir mezar yeri olmadığından ve gerçek bir adalet sağlanmadığından yasımız bitmiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.